23 NİSAN DEPREMİ BÜYÜK PANİĞE YOL AÇTI
23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi’nde, Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul’da panik yarattı. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kumburgaz Kolu’ndaki hareketlilik, bilim dünyasında yeniden bir tartışma başlattı. 2017’ye kadar “kilitli fay” olarak tanımlanan Orta Marmara fay segmenti, Alman bilim insanlarının yaptığı araştırmalar sonucunda “sürüklenen fay” olarak değerlendirilmeye başlandı. Ancak Türk uzmanlar arasında bu fayın niteliği konusunda hala farklı görüşler mevcut.
FAY TARTIŞMASI REKABETİ YENİDEN ALEVLENDİ
Orta Marmara fay segmenti, 2017’ye kadar büyük bir deprem potansiyeline sahip olan “kilitli fay” olarak kabul ediliyordu. Ancak 2017 yılında Alman bilim insanları Dirk Becker ve Marco Bohnhoff’un gerçekleştirdiği araştırma, fayın “sürüklenen” yapıda olduğunu ve bu bağlamda daha düşük enerjili depremler üretebileceğini ortaya koydu. 2019’da Japon bilim insanları da benzer bir bulguya ulaştı. 2023’te Alman uzmanlar, bu tespitin tekrar gün yüzüne çıkmasını sağlasa da 7.4 büyüklüğünde bir deprem riskine dikkat çekildi. Türk uzmanlar ise bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Bazıları, 2004’teki ABD’li bilim insanlarının “kilitli fay” değerlendirmesini benimseyerek 7’nin üzerinde deprem riski öngörüyor. Diğerleri ise Alman ve Japon verilerine dayanarak fayın büyük bir deprem üretemeyeceğini savunuyor.
ALMAN UZMANLARDAN İKİ FARKLI SENARYO
Alman Yer Bilimleri Araştırma Merkezi’nden Prof. Marco Bohnhoff, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada 6.2’lik depremin iki farklı senaryoyu barındırdığını belirtti. İlk senaryo, deprem ile birlikte artçı sarsıntıların normal seyirlerine dönerek azalması; ikinci senaryo ise, daha büyük bir sarsıntının habercisi olması. Bohnhoff, bu bağlamda “En fazla 7.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelebilir. Bu, bölgede beklenen büyük ve şiddetli depremin gerçekleşmesi olur” diyor. Ancak hangi senaryonun gerçekleşeceği konusunda kesin bir bilginin mevcut olmadığını da vurguluyor.
TÜRK UZMANLARIN GÖRÜŞLERİ ÇEŞİTLENİYOR
Türk bilim insanları, fayın niteliği ve olası deprem riski hakkında çeşitli görüşler öne sürüyor. Prof. Dr. Osman Bektaş, Almanlar ve Japonların tespitlerine atıfta bulunarak fayın sürüklenmediğini, bunun neticesinde büyük bir deprem üretemeyeceğini savunuyor. Prof. Dr. Ziyadin Çakır ise doğru kısımda sürüklenme olduğunu, ancak doğudaki bölgenin hala kilitli olduğunu düşünüyor. Prof. Dr. Tuncay Taymaz, fayın kilitli olduğuna inanıyor ve sismik bir boşluğu gözlemlediğini ifade ediyor. Prof. Dr. Okan Tüysüz, fayın bazı bölümlerinin sürükleniyor olabileceğinden bahsediyor; ancak bu durumun kırılmayı engellemeyeceğini belirtiyor. Son olarak, Prof. Dr. Süleyman Pampal fayın yaklaşık üçte birinin kırıldığını ve kalan kısmın 7’ye ulaşabilecek bir riski barındırdığını vurguluyor.
FAYIN KIRILMA İHTİMALİ YÜKSEK Mİ?
Prof. Dr. Süleyman Pampal, 6.2’lik depremin Orta Marmara fay segmentinin yaklaşık üçte birinin kırılmasıyla sonuçlandığını belirtiyor. Kalan bölümün kırılması durumunda büyük bir deprem riski olduğuna dikkat çekiyor. Prof. Dr. Ziyadin Çakır, kilitli kısmın İstanbul’a doğru 50 km’lik bir alanda bulunduğunu ve bu alanın 7’lik bir deprem üretebileceğini ifade ediyor. Ancak fayın sürüklenen bölümlerinin kırılmasının zorlaştırabileceği de tartışmalar arasında yer alıyor.