Doğu Akdeniz’de kritik gelişmelerin yaşandığı süreçte Türkiye stratejik bir adım attı. Doğu Akdeniz’de ABD, Yunanistan, İsrail ve GKRY ittifakının içerisinde olduğu enerji paylaşımının yaşandığı dönemde Türkiye kritik bir adım attı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs İşlerinin Koordinasyonu” genelgesi yayımladı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI DA ATANABİLİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeye göre, KKTC ile ilişkilerin bütün yönleriyle uyumlu bir şekilde yürütülmesi ve genel koordinasyonu, görevlendirilecek bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı ya da Bakan tarafından yerine getirilecek. KKTC’nin kalkınması için girişilecek çabalara katkıda bulunmak amacıyla Türkiye’den KKTC’ye yapılacak ekonomik, mali ve teknik yardımların planlaması ve koordinasyonunu sağlamak maksadıyla Cumhurbaşkanınca görevlendirilen makam bünyesinde, “Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü” oluşturulacak.
KIBRIS YAKINDAN TAKİP EDİLECEK
İki ülke arasında akdedilen ekonomik programların uygulanmasını izlemek ve değerlendirmek amacıyla Cumhurbaşkanınca görevlendirilen makam oluruyla teknik heyet ve ihtiyaca binaen uzmanların katılımı ile geçici çalışma grupları kurulabilecek. Bunların çalışma usul ve esasları da aynı usulle belirlenecek.
KIBRIS İŞLERİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ
Kamu kurum ve kuruluşlarınca KKTC ile yürütülecek her türlü konuya ilişkin iş ve işlemlerde, Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü ile görüş alışverişi yapılarak gerekli mutabakat sağlandıktan sonra uygulamaya geçilmesi konusunda gereken hassasiyet gösterilecek. Genelge ile 1997/60, 1998/17, 2001/7 ve 2007/31 sayılı genelgeler de yürürlükten kaldırıldı.
Kıbrıs milli dava
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Devletler Hukuku Uzmanı Emete Gözügüzelli Türkiye’nin stratejik adımı değerlendirdi: “Kalkınma hedefimiz diyerek Başkan seçildiği günden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan Kıbrıs milli dava demiştir. Kıbrıs Türklerinin kalkınması en önemli önceliğimizdir demiştir. Bu koordinasyon kurulu bu kalkınma stratejisinin neticesidir. Bu kalkınma politikasının sonraki hamlesi KKTC’nin uluslararası görünürlüğünün sağlanması, ambargoların kaldırılmasına dair olacaktır. Kıbrıs Türk’ü sayın Erdoğan’ın kararına minnettardır. Alınan karar adada heyecan yaratmış halka umut sağlamıştır” dedi.
Ezber bozan politika
ANKASAM Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol bu karar ile iki devlet arasındaki ilişkinin daha da kuvvetleneceğini söyledi. Erol şunları kaydetti: “Türkiye tatbikatlar boyutuyla, herhangi bir askeri oldubittiye müsaade etmem derken, ikinci olarak Maraş’ın açılmasıyla birlikte hem KKTC’nin bu anlamda daha farklı bir takım adımlar atabileceğinin mesajını verdi. Ersin Tatar’ın yaptığı ‘federasyon arayışları artık bitmiştir’ sözü bence oldukça önemli. Türkiye nin bu hamlesi Doğu Akdeniz ve KKTC merkezli süreçte kendisine yönelik baskılara karşı oyun bozucu, kararlılığını gösteren ve daha caydırıcı olmayı hedefleyen bir politikanın parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Monaco modeli masada
KKTC’nin uluslararası tanınması için harekete geçen Türkiye, Fransa-Monaco modelini de gündeminde tutuyor. Monaco Modeli, 2017 yılında gündeme gelmişti. O dönem KKTC Dışişleri Bakanı olarak görevde olan Tahsin Ertuğruloğlu, “Artık KKTC’ye uluslararası tanıma için uğraşabiliriz. İkinci seçenek ise özerk bir Cumhuriyet. Fransa-Monaco modeli gibi. Yani dışişleri ve savunma alanlarındaki yetkilerimizi Türkiye’ye devredip, gerisini kendi içimizde yönettiğimiz bir Cumhuriyet. Henüz hangi yolu seçeceğimize karar vermedik. Ankara ile birlikte oturup karar vereceğiz” ifadelerini kullanmıştı.