Kurul, eşini babaevine gönderip arayıp sormamayı, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre “Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsan davranış” olarak nitelendirdi. Mahkemenin buna dayalı boşanmada direnme kararı da Kurul’dan vize aldı.
KOCA DAVA AÇTI
YHGK kararına göre davacı erkek O.Z.Y, karısı B.Y’yi, Konya’ya ailesinin evine gönderdi ve Konya 3. Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açtı. Davacı kocanın vekili, davalı kadının “Eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiğini, onlarla görüşmeyi reddettiğini, annesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, hamileyken ve bebek doğduktan sonra kendisini odaya kilitlediğini, kendisine ve bebeğe zarar vereceğini söylediğini, değişik zamanlarda evi habersizce terk ettiğini” öne sürdü. Davalı kadının psikolojisinin ve ruh hâlinin çocuğa bakabilecek düzeyde olmadığı için velayetin de babaya verilmesi istendi.
KADIN BOŞANMAK İSTEMEDİ
Davalı kadın B.Y’nin avukatı ise, müvekkilinin psikolojik rahatsızlığı olmadığını, 2013 Mart başında kocasının isteğiyle annesi ve eniştesiyle Konya’ya gittiğini, davacı kocanın telefonlara çıkmadığını savundu. Müvekkilinin eşini ve çocuğunu çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirterek davanın reddini istedi. Davalı kadın aksi halde, kendisi için bin, çocuğu için 750 lira nafaka, 50 bin lira maddi ve 50 bin lira manevi olmak üzere 100 bin lira tazminat talep etti.
EŞİT KUSURLULAR BOŞANSINLAR
Konya Aile Mahkemesi, 20 Ocak 2015’te davalı (kadın) ve annesinin, davacı (koca) üzerinde baskı kurduğu, yine eşinin ailesinin ziyaretine sıcak davranmayarak ve kendi annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kalarak kusurlu olduğuna karar verdi. Mahkeme, davacının (koca) davalıyı (kadın) gezme amaçlı Konya’ya gönderdikten sonra boşanmak isteyip haber vermeden dava açtığı, dava öncesi birleşme çabalarına şiddetle karşı çıktığı ve annesinin az da olsa taraflara müdahalesi bulunduğuna ve tarafların “eşit kusurlu” olduğuna hükmetti. Mahkeme, velayeti anneye verirken, davalı kadının yeterli geliri olduğu için nafaka talebinin, eşit kusur belirlenmesi nedeniyle de maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verdi.
DAİRE BOZDU MAHKEME DİRENDİ
Temyizde, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yaşanan bu olayları evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanmaya yeterli görmedi ve kararı bozdu. Konya Aile Mahkemesi, önceki kararında direnince dava YHGK’ya taşındı. Çiftin boşanmasına karar veren Kurul’un kararında özetle şöyle denildi: “Dinlenen tanık beyanlarına göre davalı kadının, eşinin ailesi ile görüşmek istemediği, kendi annesinin evliliğe olan müdahalesine ses çıkarmadığı buna karşılık davacı erkeğin de annesinin müdahalesine izin verdiği ve tarafların ayrılmalarına sebep olan son olayda eşini Konya iline rıza ile gönderdikten sonra telefonlara çıkmamak ve aramamak suretiyle boşanma davası açtığı, bu durumda eşlerin eşit kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsıldığı, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği dosya kapsamı ile sabittir.” Kurul, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyayı yeniden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne gönderdi.