Fatih Camii’nde 65 yıl boyunca tefsir, hadis ve fıkıh dersi veren, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın babası Muhammed Emin Saraç, yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 92 yaşında, Cuma günü hayatını kaybetmişti. Saraç için Fatih Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.
Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, 22’nci Başbakan Tansu Çiller, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Eski Milli Eğitim, Ulaştırma ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili, Eski Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ali Koç, Saraç’ın ailesi, yakınları, sevenleri ve öğrencileri de katıldı.
Saraç’ın tabutu üzerine kabe örtüsünden bir parça ve aile yadigarı bir minber örtüsü kondu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da, törende dua etti. Prof. Dr. Yekta Saraç, taziyeleri kabul etti.
Cenaze namazının kılınmasının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz müminler, öncelikle şu anda musallada Hakk’a uğurlayacağımız muhterem hocamızı imam hatip okulu yıllarından itibaren tanıdım, tanıyorum. O günden, son dönemdeki yaşadığı sıkıntılara kadar zaman zaman fırsat buldukça ziyaretlerine de hep gittim ve bu ziyaretlerimde de kendisinden çok ama çok istifade ettim. Rabbim inşallah bizleri sevgili habibinin Liva-ül hamd ismiyle müsemma sancağı altında da beraber haşru cem eylesin. Tabii hocamız gerçekten Diyanet İşleri Başkanımın da az önce ifade ettiği gibi, ömrü bir muhaddis olarak, gerek tefsir ilminde, fıkıh ilminde olsun, bütün bu islami ilimlerde hocamız hep öncülük etti. Hep bu noktada ön aldı. Dolayısıyla onun rahli tedrisinde bulunanlar da inşallah bundan sonraki süreci aynı anlayışla sürdüreceklerdir. Ona inanıyorum. Aslında, onların da vebali olur. Aldıkları emaneti sürdürmeleri lazım. Ve söyleyecek sözleri aslında diyanet işleri başkanımız söyledi. Biz teskiyede de ifade edildiği gibi kendisini hep bir muhaddis, bir müfessir olarak iyi bildik, iyi tanıdık. Hamd olsun, yakından tanıma fırsatını da bulduğumuz için mutluyuz. Rabbim, az önce de söylediğim gibi, ebedi alemde de inşallah bizleri birlikte haşru cem eylesin.”