Sultan Abdülhamid’in torunu Beyrut’ta koronavirüse yakalanınca, Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından özel ilgi gösterildi.
Emel Adra, sağlığına kavuştuktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir teşekkür mektubu gönderdi.
Dışişleri Bakanlığı, Sultan Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Emel Adra’nın koronavirüs tedavisi için devreye girdi. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta koronavirüse yakalanan Adra’nın hastanesi değiştirildi, tedavisi dakika dakika takip edildi. Tedavi sürecinde sağ elinde his kaybı yaşayan Adra, iyileşince Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup yazarak teşekkür etti.
Sultan Abdülhamid’in 4. kuşak torunu Emel Adra, 14 Ağustos’ta, Beyrut’ta koronavirüse yakalandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Adra’nın Beyrut’ta bir hastanede tedavi gördüğünü öğrenmesiyle Türkiye devreye girdi. Çavuşoğlu, Beyrut’un Türkiye Büyükelçisi Hakan Çakıl’ı arayarak tedavi için gerekenin yapılması konusunda talimat verdi.
YOĞUN BAKIMDA YATTI
Dışişleri Bakan Yardımcısı Selim Kıran, Büyükelçi Çakıl ve büyükelçilik çalışanları Emel Adra’nın tedavi sürecini yakından takip ederek, gereken her türlü desteği verdi. Doktorların Adra’nın tedavi sürecine yoğun bakımda devam etmesi gerektiğini söylemesi üzerine, Türkiye müdahil oldu. Adra hastalığının ilk günlerinde tedavi gördüğü hastaneden, Beyrut Amerikan Hastanesi’ne sevk edildi. Adra’nın tedavisini dakika dakika takip eden Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da konuyu bildirdi. Emel Adra, çoğunluğu yoğun bakımda olmak üzere, 3 hafta hastanede tedavi gördükten sonra taburcu oldu.
ELİ İYİLEŞİNCE TEŞEKKÜR MEKTUBU YAZDI
Emel Adra tedavi sürecinde sağ elinde his kaybı da yaşadı. Elindeki his kaybı geçer geçmez Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazan Adra, şu ifadeleri kullandı:
“COVID-19’a yakalandıktan sonra Beyrut Amerikan Hastanesi’nde büyük çoğunluğu yoğun bakım olmak üzere 14 Ağustos-13 Eylül 2020 tarihleri arasında tedavi gördüm. Bu süre zarfında göstermiş olduğunuz destekleriniz için minnettarım. Uzak diyarlarda olmamıza rağmen şahsınızla, devletinizin alakasını burada hissetmek bizim için onur verici. Sürgünden sonra kalplerde yer edinmek şahsım adına kıvanç kaynağı. Başta aileniz olmak üzere, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’a, Beyrut Büyükelçisi Hakan Çakıl’a, Konsolos Didem Büyükarslan’a ve Büyükelçi sekreteri Joyce Haddad hanımefendiye yakın ilgi ve destekleri için şükranlarımı sunarım. Sevgili Peygamberimizin buyurduğu gibi, insana şükretmeyen, Allah’a edemez. Mektubu kendi elyazımla yazmak istiyordum, fakat hastaneden çıktığımda bir müddet sağ elimi kullanamadım. Bu yüzden bu mektubu tehirli olarak yazıyorum.”