Popüler Türk sanatçı Cenk Eren, Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirdiği turne sırasında beklenmedik bir olayla karşılaştı. New York’ta kendi pasaportunu kaybetmesi, sanatçıyı büyük bir sıkıntıya soktu.
Pasaportun kaybolduğunu fark eden Eren, arkadaşının cep telefonunu kullanarak iletişim kurmaya çalıştı. Fakat işler daha da karmaşıklaştı. İki kişi, sanatçının kayıp pasaportunu ele
geçirerek ona şantaj yapmaya başladı. Sanatçı ve arkadaşı, telefonla iletişim kurdukları bu şüpheli kişilerden, pasaportun güvende kalması karşılığında 10 bin dolar talep edildiğini öğrendi.
Eren ve arkadaşının zor bir karar verme sürecine girmelerine neden oldu. Şantajcıların taleplerini karşılayıp ödeme yapmak, pasaportun güvenli bir şekilde geri gelmesini sağlayacak mıydı? Yoksa bu durumu yetkililere bildirerek güvenlik güçlerinin yardımını mı aramak daha doğru olacaktı?
Cenk Eren ve arkadaşı, bu zorlu kararı vermek için bir dizi görüşme yapmaya başladı. Her iki seçeneğin de risk taşıdığının bilincindeydiler. Ödeme yapmak, şantajcıları cesaretlendirebilir ya da gelecekte yeni taleplerle karşılaşmalarına yol açabilirdi. Diğer yandan, polis ve yetkililerle işbirliği yapmanın da belirsiz sonuçları olabilirdi. Sonunda, Eren ve arkadaşı daha önce benzer bir durumla karşılaşmış bir güvenlik danışmanına başvurarak bu sorunu çözmeyi tercih ettiler.