Moody’s’in ABD’nin Aaa kredi notuna ilişkin görünümü negatife çevirme kararı, şaşırtıcı bir hareketle ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’ın tepkisini ateşledi. Moody’s’in değerlendirmesinin aksine Yellen, Amerikan ekonomisinin sağlam gücünü ve Hazine piyasasının güvenliğini ve likiditesini öne sürüyor. İşte Moody’s kararının sonrasına ve Yellen’ın açık sözlü anlaşmazlığına daha yakından bir bakış.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Moody’s’in ülkenin Aaa kredi notuna olumsuz bir görünüm atama kararına katılmadığını vurguladı. Pazartesi günü San Francisco’da gün boyu süren maliye bakanları toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Yellen, Amerikan ekonomisinin temel gücüne olan güvenini dile getirdi. Ona göre, Hazine tahvilleri güvenlik ve likidite için küresel bir ölçüt olmaya devam ediyor.
Yellen, Moody’s’in kararını katılmadığı bir karar olarak nitelendirdi ve Amerikan ekonomisinin temelde güçlü kaldığını vurguladı. Bu, Moody’s’in görünümü durağandan negatife düşürmesinden sadece üç gün sonra geldi ve önemli mali açıkları ve borç satın alınabilirliğine ilişkin endişeleri birincil nedenler olarak gösterdi. Hareket, ABD’yi en yüksek kredi notunu kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Moody’s’in kararı, ABD hükümetinin notunun Ağustos ayında Fitch Ratings tarafından düşürülmesinin ardından geldi ve bu da onu borç tavanı savaşından bu yana bu adımı atan üç büyük değerlendiriciden sadece biri haline getirdi. 2011’deki borç limiti krizinin ortasında en yüksek notu geri alan S&P Global Ratings, Moody’s’in son hamlesinin aksine duruyor.
Küresel finans topluluğu izlerken, ABD Hazine Bakanı ile Moody’s arasındaki anlaşmazlık, bir ülkenin kredibilitesini değerlendirme kriterleri hakkında soruları gündeme getiriyor. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, bu anlaşmazlığın piyasa dinamiklerini ve ABD’nin yatırımlar için güvenli bir liman olarak algılanmasını nasıl etkileyebileceğini yakından izliyorlar.