Yargıtay’ın beyaz yakalı işçi tanımına yönelik yakın tarihli bir kararı, toplu iş sözleşmelerinde kapsam dışında bırakılan işçi gruplarını mercek altına alıyor. Bu karar, işçilerin sınıflandırılmasında daha şeffaf ve adil bir yaklaşımın önemini vurguluyor.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre, toplu iş sözleşmelerinden kimlerin yararlanacağı konusunda belirli kriterler bulunmaktadır. Ancak, “beyaz yakalı işçilerin” tanımı ve sınıflandırılması konusunda genel bir standart oluşturulmamıştır. Yargıtay’ın son kararı, bu konuda yeni bir bakış açısı sunmaktadır.
Yargıtay kararına göre beyaz yakalı işçi tanımı
Yargıtay’ın ele aldığı dosyada, “sevkiyat planlama uzmanı” olarak çalışan bir işçi, toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında tutulmuş ve bu durumu mahkemeye taşımıştır. İş mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi, işçiyi beyaz yakalı olarak kabul ederek toplu iş sözleşmesi kapsamından yararlanamayacağına hükmetmişti. Ancak, Yargıtay, bu genel sınıflandırmanın yeterli olmadığını ve işçinin yaptığı iş, görev ve sorumlulukları, aldığı ücret, pozisyonu gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Yargıtay’ın bu kararıyla birlikte, bir işçinin beyaz yakalı kabul edilip edilmeyeceğini belirlemek için aşağıdaki kriterlere dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır:
- İşçinin yaptığı iş nedir?
- İşçinin görev ve sorumlulukları nelerdir?
- İşçinin aldığı ücret miktarı nedir?
- İşçinin iş yeri organizasyonu içinde yönetici pozisyonunda olup olmadığı.
Bu kriterlerin incelenmesi sonucunda, işçinin beyaz yakalı olarak kabul edilip edilmeyeceği belirlenecektir.
İşverenlerin işçileri sınıflandırırken daha objektif ve adil bir değerlendirme yapmalarını teşvik etmektedir. Bu bağlamda, işçilerin kendi haklarını korumak adına bu kriterlere dikkat etmeleri ve gerekirse hukuki süreç başlatmaları önem arz etmektedir.