Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2022’den bu yana ilk Orta Doğu turuna çıkarak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’a uğradı. Diplomatik öneme sahip ziyaret, yalnızca siyasi angajmanları değil, aynı zamanda askeri cesaretin çarpıcı bir gösterisini de sergiledi. BAE ayağında Putin’in uçağına eşlik eden, bu yüksek profilli yolculuğun çok yönlü doğasını simgeleyen füzelerle donanmış dört Su-35 savaş uçağıydı.
Putin’in uçağı BAE hava sahasını geçerken, dört Su-35 savaş uçağının varlığı ziyaretin stratejik öneminin altını çizdi. Askeri eskort, Rusya’nın askeri yeteneklerinin ve bölgedeki ilişkileri güçlendirme konusundaki kararlılığının görünür bir gösterimini sağladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın uçuş yolu için gerekli izinleri aldığını vurgulayarak, bu Orta Doğu turunun arkasındaki dikkatli planlamanın altını çizdi.
BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Putin’i Kasr el Vatan Sarayı’nda karşıladı. Ziyaret sadece diplomatik görüşmelerle değil, aynı zamanda Rus savaş uçaklarının ulusal bayrağın renklerinde duman çıkardığı muhteşem bir hava gösterisiyle de damgasını vurdu. Putin, yaptığı açıklamalarda, Abu Dabi’yi Arap dünyasında hayati bir ticaret ortağı olarak çerçeveleyerek Rusya-BAE ilişkilerinin benzeri görülmemiş gücünü vurguladı.
Putin’in BAE’deki görüşmeleri ve ardından Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüştüğü Riyad ziyareti, çeşitli bölgesel konulara değindi. Gündemdeki konular arasında Filistin, Ukrayna krizi ile ilgili konular ve petrol arzı ve fiyatlandırması ile ilgili tartışmalar yer aldı. Hem BAE hem de Suudi Arabistan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi üyesi olmadığı ve Rusya’nın Ukrayna’daki eylemleriyle ilgili olası yasal zorluklar riskini azalttığı kaydedildi.
Putin’in Orta Doğu turu sadece Rusya’nın diplomatik ustalığını sergilemekle kalmadı, aynı zamanda bölgede jeostratejik bir dönüm noktası oldu. Yüksek profilli askeri eskort, sıcak karşılamalar ve kritik bölgesel meseleler hakkındaki tartışmalar, Rusya’nın Orta Doğu’daki rolünün gelişen dinamiklerinin altını çiziyor.
Özetle, Putin’in ziyareti, güç projeksiyonu, diplomatik angajman ve stratejik işbirliği unsurlarını bir araya getirerek, olağan siyasi söylemin ötesine geçen bir anlatı yaratarak küresel dikkati Rusya’nın Orta Doğu’da gelişen ilişkilerine davet ediyor.