Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2024 yılı asgari ücrete ilişkin karar vermek üzere ilk toplantısını yapmasıyla yıllık ücret ayarlaması için geri sayım başladı. Milyonlarca işçi ve işveren sonucu sabırsızlıkla beklerken, temel soru, artışın kapsamı ve geçici ayarlamalar olasılığı etrafında dönüyor. SGK uzmanı Dilek Ete, masadaki potansiyel ücret oranlarını titizlikle değerlendirerek hem işçilerin hem de işverenlerin çıkarlarına hizmet etti. Beklentiler, sayısız birey için finansal manzarayı şekillendirecek tekil bir rakam üzerinde birleştiğinden, beklenti aşikardır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 11 Aralık’ta görüşmelerine başlamış, ilk toplantının ardından ikinci toplantının 18 Aralık’ta yapılacağı açıklanmıştı. Ücret maratonu başlarken, hem işçiler hem de işverenler finansal beklentilerini etkileyecek kararı merakla bekliyorlar.
Yıllık ayarlamalara ek olarak, bu yılki tartışmalar, önceki yıllardan farklı olarak iki yılda bir artış olasılığını içeriyor. Asgari ücrette bir yıl içinde iki artış beklentisi, devam eden müzakerelere ek bir karmaşıklık katmanı ekliyor.
SGK uzmanı Dilek Ete, ücret beklentilerinin nüanslarını inceleyerek söz konusu rakamlara ışık tuttu. Kritik soru şu: 2024 yılı için tek bir ücret ayarlaması mı yoksa iki ücret ayarlaması mı olacak?
Tartışılan çeşitli ücret yüzdeleri arasında en yüksek rakamı vurgulayan Ete, “Temmuz ayındaki son asgari ücret ayarlamasıyla net asgari ücret 11.450 TL’ye ulaştı. 2024 yılı beklentisi ise net 15.650 TL civarında, brüt yaklaşık 16.000 TL. Bunun ötesinde bir rakam beklemiyorum. Brüt 20.000 TL asgari ücretin işverene maliyeti 23.000 TL’dir.”
Tartışılan maksimum rakamın 17.000 ila 18.000 TL aralığında olduğunu vurgulayan Ete, “Bu rakamların kabul edilmesi pek mümkün değil. İşverenler, Ocak ayında önemli bir artıştan ziyade Temmuz ayında ikinci bir artışa daha meyilli olabilir. Bu, artan maliyetlerin ilk 6 aylık etkisini yönetmelerine olanak tanır. 17.000 TL’lik net maaşın işverene maliyeti hesaplandığında 26.000 TL’ye ulaşacaktır. Bu, mevcut asgari ücrete kıyasla işveren maliyetlerinde iki kat artış anlamına gelecektir. Bu bir olasılık olsa da, işverenlerin bunu düşünmesi için sosyal güvenlik primlerinde indirim şeklinde devlet müdahalesi gerekebilir.”
Müzakereler ilerledikçe, milyonların kaderi dengede duruyor ve endüstriler ve haneler arasında yankı uyandıracak bir karar bekliyor. Ücret ayarlamalarının karmaşıklığı ve hem işçiler hem de işverenler üzerindeki potansiyel etkisi, bu yıllık müzakerenin önemini vurgulamaktadır.