YAŞAMIN SINIRLILIĞI VE YAŞLANMA SÜRECİ
Jeanne Calment, 122 yaşına kadar yaşayarak dünya rekoru kırmış olsa da, insan ömrünün neden sınırlı olduğu hala bir gizem olarak duruyor. İstatistiklere göre, 90 ila 110 yaş arası bir kişinin bir sonraki yıl ölme olasılığı, her yıl 2 puan artış gösteriyor. Ancak 110 yaşından sonra bu artış hızı daha da yükseliyor. Bu durumu açıklayan doktorlar, çok yaşlı insanların bedenlerinin genç yaşlılardan farklı bir şekilde bozulmaya başladığını belirtiyorlar.
YAŞLANMANIN MEKANİZMASI
Yaşlanmanın, bir otomobil motorunun aşınmasına benzetildiği bilim insanları tarafından ifade ediliyor. Bedendeki hasarın büyük bir kısmı, hücresel metabolizma ve hücresel üremenin kombinasyonundan kaynaklanıyor. Gençken, vücut atıkları temizleyebiliyor ve hasarı onarabiliyor. Ancak yaşlandıkça, hücrelerin hataları birikmeye başlıyor ve vücut bu hasarı onaramıyor. Uzun ömür araştırmacılarına göre, yaşlanmanın tedavisi, hasarı bireysel hücreler ve yerel dokular düzeyinde onarma yeteneği kazanmaktan geçiyor.
GELECEĞE YÖNELİK UMUT VERİCİ ÇÖZÜMLER
Yaşlanmanın tedavisinde umut verici bir yol olarak nanorobotlar öne çıkıyor. Nanorobotlar, bireysel hücrelerdeki hasarı onarma potansiyeline sahip olabilir ve yaşlanmanın etkilerini azaltabilir. Araştırmacılar, anti-aging çalışmalarının her yıl yaşamı en az bir yıl uzatmaya başlaması durumunda, nanoteknolojinin yaşlanma sorunlarıyla mücadele etmek için yeterli süreyi kazanabileceğine inanıyorlar. Dolayısıyla, bu teknolojilerin gelişimiyle birlikte, uzun yaşam kaçış hızı kavramı ortaya çıkıyor ve gelecekte insan ömrünün uzayabileceği öngörülüyor.