MEHMET METİNER’DEN DEVLET BAHÇELİ AÇIKLAMALARI
AK Parti’nin 24, 25 ve 26’ncı dönem milletvekili Mehmet Metiner, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği 1 saat 20 dakika süren görüşme hakkında bilgi verdi. Metiner, “Sayın Bahçeli, silahın, şiddetin, terörün olmadığı bir Türkiye’de her şeyin konuşulabileceğini, tartışılabileceğini düşünüyor ve sorunların demokrasi içerisinde, diyalog yoluyla çözümlenebileceğine inanıyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, “Bahçeli’nin uzattığı el tutulmadı, o el ısırıldı, silahların bırakılmayacağı söylendi” diyerek Bahçeli’nin iki önemli kırmızı çizgisine dikkat çekti.
BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI CİDDİYET GÖRMÜYOR
Görüşme ile ilgili izlenimlerini aktaran Metiner, “Bahçeli’nin uzattığı elin kıymetinin bilinmediğini” belirtti. “Yaptığı tarihi çağrının gereğine uygun davranıldığı kanaatinde değilim. Hâlâ birileri silah üzerinden siyasal sonuçlar devşirebileceğine inanıyor. Silahı bir pazarlık kozu olarak masaya koyabileceğine inanıyor” yorumunda bulundu. Metiner, “Önce silahlar susmalı, sonra her şey konuşulabilir” diyerek Bahçeli’nin silahla siyasetin bir arada olamayacağına dair görüşünü aktardı.
KIRMIZI ÇİZGİLER VE DEMOKRATİK SİYASET
MHP liderinin yalnızca iki talebe kapalı olduğunu vurgulayan Metiner, “Anayasa’nın ilk dört maddesi ile ilgili her türlü öneriye ve özerklik, federasyon tarzı önerilere kapalı olduğunu, her ikisinin de partilerinin kırmızı çizgisi olduğunu söylüyor” ifadesini kullandı. Metiner, bu iki başlıktaki taleplerin çözümsüzlüğünün daha fazla sorunu beraberinde getireceğine inandığını belirtti.
SİLAHLARIN BIRAKILMASI GEREKEN BİR KONUDUR
Metiner, Bahçeli’nin çıkışının gelecekte bir karşılık bulup bulmayacağına dair ise, “Bahçeli’nin uzattığı el tutulmadı, o el ısırıldı. Silahların bırakılmayacağı söylendi. Silahlar üzerinden siyasal sonuçlar ve siyasal statü gibi kazanımlar devşirileceği ihtar edildi” değerlendirmesini yaptı. Bu bağlamda, “Suriye’nin kuzeyindeki PKK devletçiliğine onay vermeyen bir Türkiye’ye silahlar tehdit olarak gösterildi” diyerek, silahların bırakılmasının Suriye’nin kuzeyindeki ABD-İsrail tarafından oluşturulacak bir PKK devletçiliğinin kabulüne bağlı olduğu anlayışının yürütülemeyeceğini sözlerine ekledi.