BAĞLANTILAR ARTARKEN İLİŞKİLER ZAYIFLIYOR
Bağlantı sayısının artmasına rağmen ilişkilerin niteliğinin zayıfladığına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, modern zamanın “bireylerin hiç olmadıkları kadar geniş insan çevreleriyle etkileşim içinde olduğu, ama kendilerini bu kalabalıklar içinde yalnız hissettiği bir dönem” olduğunu vurguluyor. Erdoğan, “Türk Dil Kurumu’nun yılın kelimesi ilan ettiği ‘kalabalık yalnızlık’ kavramı da tam bu durumu açıklıyor. Çağdaş insan dijital ya da fiziksel anlamda kalabalıkların parçası olsa da her geçen gün daha fazla içsel kopukluk ve yalıtılmışlık hissiyle yaşıyor. Günümüzün büyük şehirlerinde yüksek nüfus, hızlı yaşam temposu ve geleneksel mahalle ilişkilerinin zayıflaması insanların birbirine yabancılaşmasına yol açıyor” diye konuştu.
KALABALIKTAN YALNIZLIĞA
Fiziksel olarak yakın bireyler arasında bile duygusal mesafelerin büyüdüğünü ifade eden Prof. Dr. Erdoğan, sosyal medya üzerinden sahip olunan yüzlerce arkadaşın derin bir paylaşıma karşılık gelmediğini belirtiyor. Sosyal medya üzerinden 2010 yılında yaşanan trajik bir olayı hatırlatan Erdoğan, “42 yaşındaki İngiliz bir kadın Noel gecesi Facebook’taki 1082 arkadaşına ‘Bütün ilaçlarımı aldım, birazdan öleceğim, herkese elveda’ mesajını gönderdi. Mesajı gören hiçbir arkadaşı ne onun evine gitmiş ne de acil servisi aramıştı” sözleriyle bu durumu gözler önüne seriyor. Bu tür örnekler, bağlantıların sayısının artmasına rağmen ilişkilerin derin olmadığını gösteriyor.
YALNIZLIĞIN ÜSTESİNDEN GELME YOLLARI
Bireylerin yalnız hissetmemesi için yapısal değişikliklere ve kamu desteğine ihtiyaç duyduğunu dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bireysel olarak aile içinde ‘ekransız akşam yemeği’ kuralı getirebiliriz. Arkadaşlarımızla düzenli olarak küçük buluşmalar ayarlamak, birlikte yürüyüş yapmak ya da kitap kulüplerine katılmak da yalnızlık duygusuna karşı iyi gelebilir” ifadesinde bulundu. Ancak bunların yalnızlık duygusunu tamamen ortadan kaldırmaya yetmeyeceğini vurguladı.
MAHALLE KAVRAMININ YENİDEN CANLANMASI
Prof. Dr. Erdoğan, büyük şehirlerde mahalle kavramının giderek azaldığını belirterek, “Kentsel dönüşüm ve göç dalgalarıyla yan komşumuzun kim olduğunu bile çoğu zaman bilmiyoruz. Mahalle buluşmaları, sokak şenlikleri ya da iftarlar düzenlenerek insanları bir araya getirmek mümkün olabilir” dedi. Belediyelerin bu konuda öncü rol üstlenebileceğini ifade etti.
DİJİTAL DÜNYADA YENİ DÜZENLEMELER
Dijital dünyada da düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erdoğan, sosyal medya platformlarının kullanıcıları yüz yüze iletişime teşvik edebileceğini belirtti. Yalnızlığın yoğun olarak hissedildiği iş yerlerine de değinerek, çalışanların tanışabilecekleri atölye ve sosyal etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini kaydetti. “Uzaktan çalışma kalabalık yalnızlık duygusunu artırdı. Bu nedenle düzenli yüz yüze toplantılar, ekibin bir parçası olma hissini güçlendirir” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Barış Erdoğan, gönüllülük ve dayanışma projelerinin önemine de değinerek, “Sosyal yardımlaşma kuruluşlarına katılan kişiler benzer değerleri paylaşan insanlarla tanışarak daha derin ve anlamlı bağlar kurar. Bu kültürü çocuklara kazandırmalıyız. Özetle, devlet kurumlarından sosyal medyaya, belediyelerden iş yerlerine kadar tüm kurumların elini taşın altına koyması şart” ifadelerini kullandı.