KARADENİZ’DE MİKROPLASTİK KİRLİLİĞİ CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI
Karadeniz’deki korkutucu durumun üstesinden gelinmesi için toplumsal alışkanlıkların değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Rafet Çağrı Öztürk, “Herkesin sırt çantası ile gezmesi lazım” şeklinde açıklama yaptı. Son dönemlerde yapılan bilimsel araştırmalar, kirliliğin yanı sıra, beslenme düzenini olumsuz etkileyen mikroplastik kirliliğinin ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Çalışmalarda, derelerin, nehirlerin ve çevresine bırakılan evsel, plastik ve metal atıkların, Karadeniz’deki önemli kirlilik kaynakları arasında yer aldığı belirlendi.
Bilim insanları, bazı nehirlerin önemli kirlilik kaynağı olduğunu tespit ederek, Akdeniz ve Karadeniz’de yürütülen araştırmaları karşılaştırdı. Yapılan analizlerde, Karadeniz’deki mikroplastik miktarının Akdeniz’e göre daha fazla ve olumsuz etkilerinin yüksek olduğu tespit edildi. Doç. Dr. Rafet Çağrı Öztürk, mikroplastik kirliliğinin Doğu Karadeniz’de beklenenden çok daha fazla olduğunu ifade ederek, “Karadeniz’de ve Akdeniz’de deniz suyundaki mikroplastikleri karşılaştırdık. Karadeniz’de mikroplastik kirliliği çok daha fazla. Bu durum bizi üzüyor. Çözüm çalışmalarının yapılması artık elzem hale geldi. Karadeniz için korkulan oldu; mikroplastik miktarı her geçen gün artıyor” dedi.
Nehirlerin mikroplastik kirliliğinde önemli bir rol oynadığını belirten Öztürk, “Batı Karadeniz’e göre Doğu Karadeniz’de daha az mikroplastik olacağını düşünüyorduk fakat tam tersi bir durumla karşılaştık. Nehirlerde mikroplastik örneğine rastlamadığımız bir örnek yok. Sakarya Nehri’nden Çoruh Nehri’ne kadar 20’den fazla nehirde yaptığımız çalışmalarda her yerde mikroplastik kirliliği var” şeklindeki açıklaması dikkat çekti.
Öztürk, plastik kullanımını azaltması gerektiğini vurgularken, “Kıyafetlerimiz yapay tekstil ürünleri ve bunların içinde bulunan fiberler, her yıkamada mikroplastikleri doğaya salıyor. Bu konuda mikroskobik önlemler almak yeterli olmuyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, organik malzemelere dönüş yapılması gerektiğini belirten Öztürk, “Plastik kullanımı hayatımızdan mümkün olduğu kadar çıkarılmalı çünkü temizlenmesi neredeyse imkansız hale geldi” dedi.
Toplumun alışkanlıklarını değiştirmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Rafet Çağrı Öztürk, “Gıda ürünlerinde plastik ambalajlar, içme suyunda mikroplastikler var. Tek kullanımlık şişeleri terk etmeliyiz. Herkesin bir cam şişesi olmalı ve alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Torbaların parayla satılması bazı etkileri azalttı, ancak tekrar eski yöntemlere dönmemiz gerekiyor. Toplum alışkanlıklarını değiştirmediği sürece plastik kirliliğinin önüne geçmek oldukça zor” dedi.