REKA KOLEKTİF’İN TEMELİ
Tiyatroda hiyerarşiye inanmayan Reka Kolektif, ismini seçerken ortaklaşa bir hareket yaparak yatay bir hiyerarşi oluşturmayı hedeflemiş. Bu bağlamda, her kenarı eşit olan “kare” biçiminin harfleri karıştırılınca “Reka” adını ortaya çıkarmış. Reka Kolektif’in hikâyesi Kadir Has Üniversitesi’nde başlıyor. Başlangıçta oyunculuk yüksek lisansı yapan üç öğrenci ile yola çıkan ekip, zamanla büyüyerek şimdi ki halini alıyor: Aslı Ekici, Ceren Kaçar, Ezo Şara Uray, Görkem Örskıran, Rıza Efe Reis, Senay Arslan, Umutsu Rışvanlı ve Zeynep Duman. Onları bir araya getiren şey ise “her şeye rağmen tiyatro yapmak” isteği.
HER ŞEYE RAĞMEN TİYATRO
Üyelerin hepsi “Günümüzde herkes ‘bir şeye rağmen’ üretmeye çalışıyor. Biz de ‘her şeye rağmen’ tiyatro yapıyoruz. Hayatla mücadele etme yöntemimiz bu” şeklinde benzer düşüncelere sahip. Reka Kolektif, “yas tutup dizlerini dövmektense” üretmeyi tercih ediyor. İlk oyunları ‘Aşalım Bunları’, bu mücadelelerini anlatacak şekilde kurgulanmış. Kendileri ve akranlarının sevebileceği bir oyun oluşturmak ve “yeni neslin yeni nesil dertleri”ni kendi tarzlarında anlatmak hedefindeler.
VAAT EDİLEN DÜNYA VE YAS
Senay Arslan’ın söylediklerine göre: “Bize doğduğumuzda vaat edilen bir dünya vardı ancak biz nesil olarak o vaat edilen dünyayı hiç görmedik. Bu da beraberinde başlı başına bir yas getiriyor.” Yas tutan, bunun gündelik hayatının bir parçası haline gelmiş bir neslin, o yasa rağmen yaşamaya çalışma ironisini ele alıyorlar.