YENİDEN KURULAN KOMİSYONUN GÖREVİ VE YENİ DENEYİM SİSTEMİ
Yenidoğan soruşturmasının akabinde oluşturulan komisyon, yeni bir denetim sistemini hayata geçirdi. Komisyon Başkanı Prof. Dr. Koç, yalnızca donanıma değil, aynı zamanda tedavi kalitesi ve sağlık hizmetinin uygunluğuna da dikkat edileceğini aktardı. Bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım servislerinde ortaya çıkan “çete” skandalının ardından kurulan Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu, denetleme sürecinde önemli gelişmeler kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın özel hastanelerde gerçekleştireceği mevzuat değişikliğinin ilk adımı olan bu alanda, baskın tarzında denetim uygulamaları için bir rehber hazırlandı. Sağlık hizmetinin kalitesini ölçmek için, mevcut durumda donanım sayısına bakmak yerine, alanında uzman kişilerin denetçi olması esas alınacak.
SÜREÇ VE HEDEF BELİRLENİYOR
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bu sürecin sinyallerini “Bakanlığa denetim ve hizmet sunumunda check-up yapıyoruz. Yenidoğan bakımından başlanacak” ifadesiyle vermişti. Komisyon Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, yapılan çalışmaları Milliyet’e aktardı. Yenidoğan servislerindeki denetimlerin yalnızca donanım olanaklarını ölçtüğünü belirtirken, tedavinin kalitesinin yenidoğan uzmanları tarafından değerlendirilmesi için sürecin başladığını belirtti. Komisyon, saha denetimleri yaparken aynı zamanda alanın altyapı, personel rejimi gibi konularda da rapor hazırlayacak. Koç, komisyonun iki temel görevi olduğunu ifade etti: “İlk toplantıya Bakan Bey’in yanı sıra Bakan Yardımcısı ve Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü de katıldı. Sayın Memişoğlu, bu komisyonun bağımsız çalışmalarına dikkat çekerken, çete vakasından ötürü öne çıkan denetimle birlikte genel sorunları tespit edip raporlama görevimiz var. Komisyonun belirli bir süresi henüz yok.”
DENETİM SİSTEMİNDE YENİ DÜZENLEMELER
Koç, bu denetim sisteminin farkını şöyle açıkladı: “Hastanelerde kullanılmak üzere detaylı formlar hazırladık ve bakanlığa teslim ettik. Denetimi tamamen değiştirmiyor ama daha detaylandırıyoruz. Sağlık Bakanlığı, denetimlerde yeterli küvöz var mı, ventilatör var mı, kaç hemşire var gibi unsurlara odaklanıyor. Tedavi kalitesini ölçmek daha zor. Bu nedenle bu alanda uzman bir yenidoğan uzmanının gözlem yapması gerekiyor. Burada, o seviyeye uygun bebek yatıyor mu, yoksa sarılığı olan bir bebek seviye 3 yoğun bakım hastası olarak mı gösteriliyor? Denetimler baskın şeklinde olacak ve mesai saatleri dışında gerçekleştirilecek. Denetlemelerde herhangi bir zayıflama gözlemleniyor. Denetlemenin şeklini değiştirmek ve yaptırımları artırmak gerekiyor. Ülkemizde her alanda kanunlar ve yönetmelikler mevcut ama yaptırımlar daha fazla güçlendirilmelidir. Bu, yalnızca Sağlık Bakanlığı’na ait bir durum değil, Adalet Bakanlığı ve SGK’nın da etkin rol oynaması konuyu daha etkili bir şekilde çözebilir.”
SANIKLAR VE HUKUKİ SÜREÇ
Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Esin Koç; denetimlerde zayıflamaların gözlemlendiğini ve denetim usullerinin değiştirilmesi ile yaptırımların artırılması gerektiğini söyledi. İstanbul’da, bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç elde eden ve ihmalkar davranışlarıyla bebek ölümlerine yol açan 47 sanığın yargılandığı davada olayın dokuzuncu günü geride kaldı. Savunma yapan sanıklardan tutuksuz Mustafa Kazan, “En son Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalıştım, kendi isteğimle ayrıldım. 10 bin lira karşılığında Mert Özdemir’e bebek sevki istememi hastane yönetimi talep etti” dedi. Çapraz sorguda Mahkeme Başkanı, “Tapelerde, ‘Bebek başı bin lira. 30 bebek getirdin 30 bin’ diyorsun” denildiğinde, Kazan, “Hastane yönetiminin Özdemir için dediğini aktardım. Mert de kabul etmedi zaten” şeklinde yanıtladı.
ÖZEL HASTANELERDEKİ DURUM
Tutuksuz sanık Semiha Yavuz savunmasında, 2023 yılında Şafak Hastanesi’nde başhekim ve çocuk doktoru olarak işe girdiğini belirtiyor ve “Bebek sevki konusundaki bilgileri burada, tapeler önüme konulduğunda ilk kez duydum. Denetim geldiğinde, ekiplere dosyaları hemen verdim. Gıyasettin Mert Özdemir ismini ilk kez burada duydum” diyor. Çete skandalının ortaya koyduğu özel hastanelerdeki suistimallerin kamu hastanelerinde yaşanmasının güç olduğunu ifade eden Koç, yenidoğan bakımında kamunun daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini vurguladı. Koç, 650 yenidoğan uzmanının gerekli olduğunu dile getirdi: “Yenidoğan uzmanları ve sertifikalı hemşireler önemli; uzmanlık özendirilmeli, aksi takdirde soruların çözülmesi zor olacaktır. Kamudaki yenidoğanda çalışan hemşirelerin yüzde 35-40’ı sertifikalıyken, özelde bu oran yüzde 12-15 düzeyinde. Türkiye’de aktif olarak çalışan yaklaşık 400 yenidoğan uzmanı bulunmakta. Uzmanlar daha homojen dağıtılırsa, 650 yenidoğan uzmanı yeterli olabilir.”
YOĞUN BAKIM GÜÇLENDİRİLİYOR
Koç, Türkiye’de 450 dolaylarında seviye 3 yenidoğan yoğun bakım mevcutken, 13 bin civarında kuvöz yoğun bakım yatağının bulunduğunu ifade etti. Kamu yataklarının dolu, özel hastanelerde ise doluluk oranının yüzde 52 olduğunu söyledi. Koç, yoğun bakımların güçlendirilmesi adına çalışmalarına da değinerek, dünya genelinde binde 17 olan yenidoğan ölüm oranının Türkiye’de binde 5.7 olduğunu ve bu oranın daha da düşebileceğini ifade etti. “Aşırı küçük prematüreler ve ağır risk taşıyan bebeklerin hayata kazandırılması gerekiyor. Bu nedenle, yoğun bakım sayısını artırmak yerine, kalitesini yükseltmek lazım” dedi.