İçişleri Alt Komisyonu’nun güvenlik paketine ilişkin raporunun "Tasarının aleyhine görüşler" bölümünde önemli tespitlerde bulunuldu.
Pakette sıkıyönetim dönemini aratmayacak uygulamalar olduğu belirtildi.
Meclis İçişleri Alt Komisyonu’nun kamuoyunda tartışmaya neden olan iç güvenlik paketine ilişkin raporu, emniyet ve jandarma teşkilatlarının nasıl siyasallaştırılmak istendiğini gözler önüne serdi. Raporda polis kolejlerinin ve Polis Akademisi'ne bağlı Güvenlik Bilimleri Fakültesi’nin kapatılmasıyla, emniyetteki örgütlenme piramidinin bütünüyle değiştirilmesinin amaçlandığı vurgulandı.
BÜTÜN TOPLUMUN GÜVENLİĞİNE TEHDİT
Raporun "Tasarının aleyhine görüşler" bölümünde siyasal iktidarın tümüyle nüfuz edeceği yeni bir emniyet teşkilatının temellerini atmayı amaçladığı belirtildi. Bu kapsamda polis yetiştiren tüm kurumlardaki kadroların tasfiyesinin öngörüldüğü vurgulandı. Hukuk devleti yerine polis devleti anlayışına geçileceği, iktidar partisine yakın bir polis teşkilatının kurulmasının amaçlandığı dile getirildi.
Tasarı ile getirilen değişikliklerin toplum güvenliğini tehdit eden bir boyut içerdiği ifade edildi. Yapılan değişikliklerin devlet içindeki “paralel yapı” olarak nitelenen güçlerin “darbe girişimlerine” karşı önlem olarak sunulmak istenmesine karşın, asıl amacın yolsuzlukların üstünün örtülmesi olduğunun altı çizildi.
Emniyet teşkilatına nitelikli amir yetiştiren akademilerin kapatılması ile öğrencilerin kazanılmış haklarının ellerinden alındığı hatırlatıldı. Emniyet müdürü rütbesindeki emeklilik şartlarını taşıyanların, Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun teklifi ve İçişleri Bakanı’nın onayıyla resen emekliye sevk edilebilmelerine yönelik düzenlemenin, sıkıyönetim dönemini aratmayacak bir uygulama olduğu ifade edildi.
GÜVENLİK HAFIZASI SİLİNİYOR
Öğretim elemanları da dahil tüm üst düzey görevlilerin Polis Akademisi Başkanlığı'ndaki görevlerinin sona ereceği dile getirildi. Bu düzenlemelerin yasa ile yapılmasının görevleri sona eren kişilerin yargı organlarına başvurmalarını engellemek amacını güttüğü vurgulandı. Türkiye’nin birikmiş güvenlik hafızasının yok edildiği dile getirildi.
BÜTÜN KADROLAR TASFİYE EDİLECEK
Tasarının yasalaşması durumunda, Polis Akademisi Başkanı’nın dört yıllık görev süresi sona ermeden de görevinden alınabileceği, polis meslek yüksekokullarının da İçişleri Bakanı’nın onayıyla polis meslek eğitim merkezlerine dönüştürülebileceği belirtildi. Buradaki personelin hiçbir işleme gerek kalmadan başka kadrolara atanacağı vurgulandı. Personelin kazanılmış haklarının hiçe sayıldığı ve bu yönüyle hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu hatırlatıldı.
Jandarma teşkilatına ilişkin yapılan düzenlemelerle ise, bu teşkilat içinde siyasal etkilerin artırıldığı, atamalarda siyasal kaygıların belirleyici olacağı bir düzen oluşturulduğu ifade edildi. Teşkilat içindeki atama geleneklerine, askeri hiyerarşiye ve liyakat ilkesine zarar verildiği kaydedildi. Jandarmanın görev ve sorumluluk alanının yeniden düzenlenmesine yönelik hükümlerle, jandarmanın kentsel alanda da aktif olarak kullanılabilmesine dönük bir anlayışın hakim kılınmaya çalışıldığı belirtildi. Böylece sıkıyönetim dönemlerini andırır şekilde kent merkezlerinde jandarma güçlerinin yaygınlaşacağı dile getirildi.
BUGÜN