Dün Gaziantep'te paralel yapıya yönelik yapılan telekulak operasyonuyla ilgili çarpıcı detaylar ortaya çıkıyor. Bölgedeki paralel örgütlenmeyi ve yapılan hukuksuzlukları 3 yıl önce farkeden, olayı araştıran, bu sırada dinlenenler arasında kendi isminin de olduğunu öğrenen Şamil Tayyar, 24 TV'de Ardan Zentürk'e konuştu.
Tayyar, konuyu dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e sorduğunu, Şahin'le aralarında sert bir konuşma gerçekleştiğini ve Şahin'in telekulağı canhıraş biçimde savunduğunu söyledi. Şamil Tayyar olayı şöyle anlattı:
BAZI KONUŞMALARIM İLGİSİZ YERLERDE ORTAYA ÇIKTI
O tarihte biz tesadüfen bazı dinlemeler yapıldığını tespit etmiştik. Bazı konuşmalarım ilgisiz yerlerde ortaya çıkınca, bizi dinlediklerini düşünerek araştırma yaptım. Hangi numaraların dinlendiğini tespit ettim. O dönem Gaziantep Emniyet Müdürü, Gaziantep Valisi ve İçişleri Bakanı'na da mevzuyu aktardım. Fakat o dönemdeki talihsizliğimiz, İçişleri Bakanlığı koltuğunda İdris Naim Şahin'in oturmasıydı.
İDRİS NAİM ŞAHİN'LE ARAMIZDA ÇOK SERT BİR KONUŞMA GEÇTİ
Ve ben İdris Naim Şahin bakanımızla o dönemde bu mevzuyu konuşurken aramızda çok sert konuşmalar geçti. Bu dinlemeleri asla kabul etmedi ve bizi suçlayıcı ifadelerde bulundu. "Suçluları koruyorsun" dedi. Ben de, "dinlemeye aldığınız adamlardan birisi imza yetkisi bile olmayan bir şahıs. Ve siz yarın mahkemede delil olarak bile kullanamayacağınız bir bilgiye niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu şahıslarla ilgili dinlemeleri adli takip değil, önleyici istihbarat kapsamında aldınız" dedim.
O KAYITLARI TEHDİT VE ŞANTAJ İÇİN KULLANIYORSANIZ, ORADA BAŞKA BİR MESELE VARDIR
Biliyorsunuz, önleyici istihbarat, terör ve organize suçlarda çok istisnai olarak kullanılır. Sebebi de, mahkemede delil olarak kullanmak için değil, bilgiye ihtiyaç duyulduğu için yapılır. Ve mahkemede delil oluşturmaz o. Eğer siz bir yolsuzluğu araştırıyorsanız, elde edeceğiniz bilgiyi mahkemeye taşımak için yaparsınız. Eğer mahkemeye taşımıyorsanız, bunu sağa sola bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanıyorsanız, burada başka bir mesele vardır.
TELEFONU YÜZÜNE KAPATTIM
O dönemde İçişleri Bakanı'na dedim ki, "bana emniyet müdürü ağzıyla konuşmayın. Siz benim siyasette yol arkadaşımsınız, bunu asla kabul etmiyorum" dedim ve yüzüne telefonu kapattım. Sanıyorum, İdris Naim Şahin'in yanıltıcı bilgileri nedeniyle hükümetimiz de bu meselenin üzerine gitmedi. Bu Hadise 2011'in sonuna doğru oldu. Yani 7 Şubat MİT operasyonundan bile önceydi. Eğer biz oradan, ucundan tutup çorap söküğü gibi arkasını getirebilseydik, bir ihtimal 7 Şubat 2012 tarihindeki MİT operasyonunu önleyebilirdik. Ama şundan kesin eminim, 17 Aralık diye bir operasyon kesinlikle olmazdı. Eğer oradan yakalayabilseydik, diğer merkezlerdeki benzer yapılanmaları da ortaya çıkarma ihtimali olabilirdi. Bir tesadüf önümüzde bir fırsat oluşturdu. Ama üzülerek söylüyorum, biz o fırsatı değerlendiremedik.
MİLLİYET