TBMM'de dört eski Bakan hakkındaki yolsuzluk iddialarını araştırmak üzere kurulan soruşturma komisyonu çalışmalarını tamamladı. Komisyon, AK Partili vekillerin oylarıyla, "dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmesine gerek yoktur" kararına vardı. Ancak karara rağmen tartışma bitmedi.
Tartışmanın temelini ise komisyonda "bilirkişi" sıfatıyla yer alan ve gerek mahkemelerden, gerekse bizzat savunma konumundaki dört eski bakandan gelen bilgi ve belgeleri derleyen MASAK uzmanı Ali Demir'in hazırladığı raporlar oluşturuyor.
Demir'in, komisyona sunulan belge ve bilgilerden oluşan ilk raporda, soruşturulan Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Albayrak'ın iddialar karşısındaki savunmalarının tatmin edici olmadığı görüşü çıkmıştı.
Ancak bu rapora itiraz eden dört bakan, ek belge ve bilgi sunmak için süre istediler.
Komisyon, Aralık sonunda yaptığı toplantıda da bu belge ve bilgilerin değerlendirilmesi için kararını 5 Ocak'a erteledi.
İKİNCİ RAPOR GELDİ
5 Ocak'taki karar toplantısına kadar olan sürede komisyondaki MASAK uzmanı Ali Demir, bu kez soruşturulan dört bakanın sağladığı ek belge ve bilgileri derledi.
Bilirkişi'nin raporunda şu unsurlar yer aldı;
* Zafer Çağlayan malvarlığı bildiriminde piyanoyu göstermedi. Oysa gösterilmesi gerekirdi.
* Zafer Çağlayan, taşınmaz alımlarının bir kısmının oğulları Çağan ve Kaan'ın düğünlerinde takılan altınların bozdurulması yoluyla finanse edildiğini açıkladı. Ancak bilirkişi raporunda, gelen belgeler uyarınca Kaan Çağlayan'ın düğününde takılan takıların bedellerine, 17 Aralık'ta el konulduğunu, dolayısıyla bunların taşınmaz alımında kullanılmasının mümkün olamayacağını bildirdi.
* Egemen Bağış'ın İstinye Hillpark'taki mülkü konusunda; Komisyon'a sunulan ilk belgelerde taşınmazın 29 Kasım 2010 tarihinde taksitle alındığı beyan edilmişti. Bağış, sonradan sunduğu ek belgelerde ise, taşınmazın Beyhan Nilser Bağış tarafından taksitle satın alındığına dair Bay İnşaat Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı’nın imzaladığı 26 Aralık 2014 tarihli yazıyı sundu. Bilirkişi raporunda ise, söz konusu taşınmazın taksitli ödemelerinin "ne zaman başladığı, taksit tutarının ne kadar olduğu ve taksit ödemelerinin ne zaman sona erdiğine dair bir bilgiye yer verilmediği" belirtildi.
* Egemen Bağış'ın Çankaya'daki mülkü konusunda: Bağış, komisyona sunduğu ek bilgide, Ankara Çankaya'daki taşınmazın 2011 yılında, bir başka taşınmazın satışı sonucu elde edilen gelirle alındığını beyan etti.
Ancak Bağış'ın sunduğu tapu kayıtlarında, satılan taşınmazın satış tarihi 2013 görülüyordu. Bağış, ek belgelerde, taşınmazın aslında 2011'de satıldığını, ancak tapu devrinin 2013'te yapıldığını bildirdi. Buna kanıt olarak da, telefon ve elektrik faturalarını yine ek belge olarak sundu.
* Muammer Güler'in eşine ait evin mal bildiriminde gösterilmemesi ilk raporda yer almıştı. Buna karşılık Güler verdiği ek belgeler ile, Çanakkale Mıhlı Köyü’nde kayıtlı taşınmazın eşi ve iki kız kardeşi adına satın alındığını, eşine ait payın bedelinin kız kardeşi tarafından ödendiği, borcu bittikten sonra 2015 yılında beyan edileceğini bildirdi.
* Barış Güler’in gelir beyanı konusu; Raporda, Muammer Güler'in oğlu Barış Gürel'in tespit edilen kayıtlı gelirleri (kira ve ücret gelirleri ile şirket ortaklığı) ile malvarlıklarının "orantısız olduğu" sonucuna varıldı. Ayrıca Barış Güler'in ortağı olduğu şirketlerin kurumlar vergisi beyannameleri incelendiğinde, bu şirketlerden "gelir elde ettiğine ilişkin bir bilgiye rastlanmadığı" da raporda yer aldı.
İLK RAPORDA NE VARDI?
Tartışmayı, eski bakanların süre isteyerek, ek belge verdikleri ilk rapor tetiklemişti.
MASAK uzmanının, gelen bilgi ve belgelerden derlediği ilk raporda, bakanlar ile çocuklarının gelirleri ve gayrimenkullerin ‘doğru orantılı olmadığı’ sonucu yer almıştı.
AKSÜNGER: RAPORU HİÇ AÇMADAN, KARAR VERDİLER
TBMM'deki Soruşturma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Erdal Aksünger, bilirkişinin hazırladığı ek raporun ancak 5 Ocak toplantısından hemen önce kendileri ulaştırıldığını, dolayısıyla incelenemediğini söyledi. Aksünger, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, bilirkişinin ilk raporunda yer alan tespitlerin ek raporda da yer aldığını belirterek, "Ne yazık ki ilk raporda yer alan ifadeler yerini 'komisyon takdirine bırakıyoruz'a dönüşmüş. Bu da bilirkişi üzerindeki baskının apaçık göstergesidir" dedi.
HÜRRİYET