HABER AKTÜEL ÖZEL – Zaman Gazetesi, yeni ekinin içeriğini "mizah" olarak seçti.
Yeni bir mizah eki çıkaran Zaman ekibi, projeyi hayata geçirerek ilk sayıyı bugün yayınladı.
Püff için çalışanlar arasında Nedim Hazar, Ahmet Turan Alkan, Fevzi Yazıcı, Abdullah Yavuz Altun, Ali Babür Boysal gibi medya dünyasının usta isimleri var.
Geçtiğimiz Cuma günü Zaman binasında galası yapılan dergi için gazetenin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da yazısından bir köşe ayırdığı yeni ek için "Yeniyiz, belki acemiyiz; ama olsun, samimiyiz, iyi niyetliyiz. Gelin hep beraber pazartesi sendromuna bir son verip meselelere bir de mizah penceresinden bakalım" diyor.
İşte Dumanlı'nın yazısındaki o bölüm…
"Bugünden itibaren bir mizah eki ile devam ediyoruz yolumuza: Püff. Her pazartesi gazeteniz Zaman’a eşlik edecek mizah ekimiz, mütevazı, samimi, iyi niyetli bir çalışma. Aylardır hazırlıkları sürüyordu. Hatta kapımıza polis dayandığında bile “Her ne olursa olsun, Püff ile okurumuzu buluşturun…” diyerek veda etmiştik arkadaşlarımıza. Onlar da, sağ olsunlar, sanki hiçbir baskıya maruz değilmişiz gibi devam ettiler. Gece gündüz demeden çalışıp taslaklar oluşturdular, prova baskılar yaptılar. Ve bugün sizlere merhaba demenin sevincini, mutluluğunu yaşıyorlar. Abdullah Yavuz Altun’a, Ali Babür Boysal’a, Fevzi Yazıcı’ya ve tasarım ekibine, Ahmet Turan Alkan’a ve Mahmut Nedim Hazar’a özellikle teşekkür ederim. Onlar bir mecra açtılar Zaman okuru için; eminim çizgiyle öteden beri dost olan insanlar, özellikle de genç yetenekler, bu mecrayı daha da zenginleştirecek. Ayrıca bu güzel çalışma, Türkiye’deki genel mizah kültürüne katkı sağlayıp o kanalı daha bereketli hale getirecek. Bir mizah dergisi çıkaracağımızı duyan bazı güzel okurlarımız üslup endişesini dile getiriyor. Haklılar. Ancak kaygı duymaları için bir sebep yok. Çizginin dilini kullanırken kendi çizgimizi bozmayacağız. Bu güzel dergi kimi zaman yalancı mumlara püff diyecek, kimi zaman meselenin püf noktasını birkaç kareye sığdıracak. Hafta boyunca dijital ortamda devam edecek Püff heyecanı… Yeniyiz, belki acemiyiz; ama olsun, samimiyiz, iyi niyetliyiz. Gelin hep beraber pazartesi sendromuna bir son verip meselelere bir de mizah penceresinden bakalım. Hani deniyordu ya: izahı yapılamayanın mizahı yapılır. Buyurun size şirin, mütevazı bir mizah eki. Sesimizi çoğaltarak yürüdüğümüz bu yolda Allah mahcup etmesin."
Nedim Hazar ise, Püff için bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı…
Bugün ‘Helecan'lıyız zira uzun zamandan beri üzerinde çalıştığımız (aslında sadece ‘çalışmak' kelimesi yeterli değil ifadeye, zira tartışmadan, atışmaya kadar bir dolu şey yaşadık bu süreçte) Püff bugün gazetenizle birlikte huzurunuzda.Bugün size Püff'ün başka yerde okuyamayacağınız yazılmamış hikâyesini aktarmak istiyorum.
Mizah ekinin nicedir fikir olarak seslendirilişi vardı ama birkaç aydır eylem aşamasına geçilmişti. Görsel Yönetmen'imiz sevgili Fevzi Yazıcı bir haber toplantısından sonra köşeye çekip, ‘Şimdilik çok bilinsin istemiyoruz ama bir ek çalışmamız var.' demesinin üzerinden 4 aya yakın zaman geçti. Ekibin toplanması iki aya yakın sürdü, sonra bir araya gelip derginin çerçevesini belirleme toplantılarına başladık.
Enteresandır ilk tartışma çalışma ortamımızla ilgiliydi. Penceresi olmayan bir odada yapıyorduk toplantıları ve editörümüz Abdullah Yavuz, her toplantıda ‘Aşağıda ferah bir yer ayarladık oraya geçeceğiz.' diyerek tartışmayı kapatmayı başardı. Bugün dergi yayına başladı ve biz hâlâ penceresiz odada çalışmalarımıza devam ediyoruz, tebrikler Yavuz!
8 hafta boyunca bir intibak dönemi yaşadık diyebiliriz. Bu sürede önce şunu öğrendim; mizah, tahammül edebilmek demek. Ve yine sürecin öğrettiği bir gerçeklik vardı, çok ciddi bir rakip duruyordu karşımızda; sosyal medya. Bir olay sonrasında henüz bir dakika bile geçmeden yapılabilecek tüm espri ve şakalar bir dakika içinde tüketiliyordu sosyal medya tarafından.
Yaşadığımız ülke ve Anadolu kültürü ise en büyük avantajımızdı şüphesiz. Hele hele birkaç yıldan beri öyle şeyler yaşanıyor ki bu ülkede, ayrıca espri yapmaya bile gerek yoktu. Tatava bu sebeple derginin önemli bir sayfasını oluşturdu. Gerçek ile kurgunun ayırt edilemediği anlarda, mizahçı bakışı pek çok çizgi ve yazıda hissedilmeyecek kadar birbirine karışıp durdu bu yüzden.
Espri hapşırık gibi, geldiği an yapmazsan tuhaf bir rahatsızlıkla beraber iş işten geçmiş oluyor. Ve kötü mizah insanda acıma hissi uyandırıyor sevgili okur. Gülmek için yapılan şeylere gülünmeyince muhatap utanıyor yapandan çok. Sosyal medya bu işin kötü örnekleriyle kaynıyor. Ama son derece iyiler de vardı ve bir espriyi yıpranmadan bir hafta saklamak çok zordu bu zamanda.
Ve korktuğumuz oldu, Püff'ün tanıtım toplantısında sağ olsun konuklarımız bütün üretileni sosyal medyaya yükleyerek işimizi elimizden aldılar neredeyse. Allah'tan bazı esprileri saklamıştık da, paylaşımdan kurtarmış olduk. İlk sayıda sosyal medyadan kurtarabildiklerimizi bulacaksınız zaten.
Tahmin edileceği üzere, ekibin en parlak ismi Ahmet Turan Hoca idi. Zehir gibi zekâ, müthiş bir üretkenlik ve yıllardır TV programlarından artık ‘şerbetli' olunmuş bir dayanıklılık… Dolayısıyla her tartışmanın doğal galibi “ATA Reyiz” oluyordu. Çok tartıştık, yakamızdan tutup sarstığı, gırtlağımıza sarıldığı anlar da olmadı değil ama neticede medeni insandık ve birbirimizi ikna edebiliyorduk! Bir kişi hariç… İsim konusunda yapılan tartışmalarda tahmin edileceği üzere havada uçuştu alternatifler. İlginçtir, dergi matbaaya gideceği ana kadar isim ve logoya itirazlar oldu. Ancak Fevzi Yazıcı granitten bir kararlılıkla savuşturdu tüm alternatif hamleleri. Onun yalçın iradesi olmasa ‘Makbule' de olabilirdi bugün okuduğunuz derginin ismi, ‘Abiler' de…
Yaşlı kuşak diyebileceğimiz Alkan Hoca, ben ve Hasan Sutay'a karşın orantısız bir genç kadrosu var Püff'ün. Bugün elinize aldığınız ilk nüshada bunlardan sadece bazılarıyla tanışacaksınız. Her hafta birkaçı çizgi ve yazılarıyla sizlerle olacak. Babür, Yusuf, Eray, Tuğrul, Metin, Talat, Cem, Erhan, Yasemin bunlardan sadece birkaçı.
Umarım ve dilerim ki Püff, dili, mizah anlayışı ve genç ekibiyle yepyeni bir soluk ve Türk mizahına farklı bir tat getirir.