Fransa'daki silahlı saldırıda 12 çalışanı öldürülen Charlie Hebdo dergisinin son sayısınındaki bazı sayfaları Türkiye'de yayımlayan Cumhuriyet gazetesinin matbaasına polis baskını tartışılmaya devam ediyor.
Basın meslek örgütleri ve yazarlar, basılmamış gazeteye yönelik polis baskınını basın özgürlüğüne engelleme olarak değerlendirirken, bazı isimler Cumhuriyet'in yaptığının provokasyon olduğunu savundu.
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ: Polisin Cumhuriyet gazetesine yönelik sansür girişimini kınıyoruz. Bu uygulamanın Anayasa'ya ve Basın Kanunu'na aykırı olduğunu hatırlatıyoruz. Demokratik ülkelerde gazeteler dağıtılmadan polis tarafından kontrol edilemez. Cumhuriyet gazetesinin dağıtımının engellenmeye çalışılması sansür girişimidir. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına müdahale edilmiştir. Bu girişim anayasaya ve Basın Kanunu'nun 25. Maddesine aykırıdır. Basın Kanunu'nun 25. Maddesine göre 'Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir' denilmektedir.
ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ: Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak Cumhuriyet gazetesinin yanındayız. Bilinmelidir ki olası bütün istenmeyen gelişmelerin sorumlusu AKP iktidarıdır. Cumhuriyet gazetesindeki polis ablukası bir an önce kaldırılmalı, gazete çalışanları hedef gösterilmekten vaz geçilmeli ve koruyucu bütün gerçek önlemler derhal alınmalıdır.
G-9 GAZETECİLER PLATFORMU: G-9 Gazeteciler Platformu, Cumhuriyet gazetesinin dağıtımının engellenmeye çalışılmasının sansür girişimi olduğunu belirterek, "Düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın haber ve bilgi alma hakkını, mesleğimizin ilkelerini ve onurunu savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
HASAN CEMAL: Gazeteci-Yazar Hasan Cemal: Cumhuriyet gazetesinin üzerindeki 'polis gölgesi'ni kınıyorum.
MEHMET BEKAROĞLU: Cumhuriyet gazetesi sadece ifade özgürlüğü açısından dayanışma amacıyla derginin bir kısmını yayınladığını açıklıyor. Yayın ilkeleri yanında toplumun hassasiyetlerini dikkate alarak bir seçki yaptıklarını söylüyorlar. Buna rağmen yapılan kışkırtmalar yanlış, tehlikeli; evet, bunun kimseye faydası yok. Hele Hele aklı başında bir insan olarak bildiğimiz AKP Gr. Bşk. V. Nacı Bostancı'nın böyle davranması anlaşılır gibi değil. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları var: Şiddet, nefret söylemi ve ırkçılık…
CÜNEYT ÖZDEMİR: Cumhuriyet gazetesinin önündeki polisler gazeteyi mi halktan koruyor, halkı mı gazeteden?
CENGİZ ÇANDAR: Polisin Cumhuriyet Gazetesi'ne müdahalesini kınıyorum. Ahmet Davutoğlu'nun Paris'e gitmesinin anlamı böylece iptal edilmiş oldu.
CEREN KENAR: Cumhuriyet gazetesi hedef gösterme ve itibarsızlaştırmanın ne demek olduğunu gerçekten çok iyi bilir.
KEMAL KILIÇDAROĞLU: Dağıtıma giden gazete kamyonlarının durdurularak, sakıncalı haber veya karikatür aranmasının tam bir 12 Eylül uygulamasıdır.
SALİH KAPUSUZ: Bu milletin değerlerini hiçe sayan Cumhuriyet gazetesi bu tavrıyla Türkiye'yi karıştırmak isteyenlere maşa mı olmak istiyor?
ORHAN BURSALI: Gazeteci Orhan Bursalı, Cumhuriyet gazetesinin kamyonlarının gece 02.00'da polis tarafından durdurulduğunu, savcıların gazete dağıtan kamyonları kontrol ettiğini söyledi. Bursalı, hükümetin basın özgürlüğünü yok etmek için hazır beklediğini ifade etti.