Abdullah Öcalan, Hatip Dicle aracılığıyla yaptığı açıklamada, “6, 7, 8 Ekim olaylarını hepimiz yaşadık. Eğer biz İmralı’dan 3. gününde müdahale etmeseydik zaten tanklar caddelere inmişti en geç bir hafta sonrası darbeydi. O zaman hükümet şunu iyi bilmeliydi. Böyle bir kaos durumunda yalnız Kürdistan’da katliam olmaz. Kelleri de Kaddafi gibi linç edilirler. Bu kadar süreç hassastır. Onun için biz Kürtler olarak bu sürecin kadrini, kıymetini iyi biliyoruz. Ama bizim bilmemiz yetmiyor.” dedi.
Son zamanlarda Şırnak’ın Cizre ilçesinde tırmanan olaylar nedeniyle İmralı adasında bulunan Abdullah Öcalan bir mesaj yayınladı. Öcalan’ın mesajı Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Hatip Dicle tarafından Cizre halkına iletildi. Cizre’de son zamanlarda yaşanan olayların son bulması için yapılan Öcalan mesajında sürecin hassasiyetine dikkat edilmesine değindi. İlçede yaşananların provokasyon olduğunu ve Cizre halkının bu provokasyonlara gelinmemesini ileten Hatip Dicle, “Cizre’de daha önce tezgahlanan ve hepimizin acılarına yol açan olaylar artık sondur. Hükümette üzerine düşeni yapmalıdır. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Buranın valileri, kaymakamları, devlet yetkilileri, basın mensupları ve herkes bu sürecin hassasiyetine dikkat etmelidir. Ben inanıyorum ki Cizre halkı bu oynanan provokasyonları bozacaktır.” dedi.
“BİZ NE KİMSEDEN İHSAN İSTİYORUZ, NE DE BAĞIŞ”
Cizre’de HDP ve DBP binası önünde halka seslenen Vekil Hatip Dicle, “Sayın Öcalan, yiğit Botan halkına selamlarını gönderiyor. Sizlerin tümünü kucakladığını belirtiyor. Burada son zamanlarda hayatını kaybeden şahısların ailelerine başsağlığı diliyor, onlara Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Eğer biz bugün devletle serok Apo’nun öncülüğünde baş müzakereciliğinde görüşmeler yürüten bir noktaya gelmişsek işte bu son 40 yıllık mücadelenin ve bu mücadelenin en büyük taşıyıcısı olan şehitlerin payını gözden çıkartamayız. Biz haklarımızın peşindeyiz. Bu ülkede birlikte yaşayacaksak kardeş Türk halkı ne haklara sahipse bizde o haklara sahip olmalıyız. Bu ülkenin toprakları, bu ülkenin zenginlikleri Edirne’den tutun Hakkari’ye, Ardahan’dan tutun Muğla’ya kadar hepimize yetecek ortak vatan olarak kabul ettiğimiz topraklardır. Bizim bakış açımız budur. Biz Türk halkıyla gerçek bir kardeşliğe varmak istiyoruz. Bununda yolu eşitliktir. Eğer bir ülkede farklı haklar yaşıyor ve o farklı haklara eşit davranmıyorsa o ülkede de barış, kardeşlik olmaz. Yıllardır bunu muhataplarımıza anlatmaya çalışıyoruz. Sonuçta anlama noktasındalar. Dediğim gibi biz ne kimseden ihsan istiyoruz, ne de bağış. Biz bu topraklarda babalarımızın, dedelerimizin gömülü olduğu bu topraklarda haklarımızla eşit, onurlu ve özgür yaşamak istiyoruz.” diye konuştu.
'BİZ KÜRTLER OLARAK BU SÜRECİN KADRİNİ, KIYMETİNİ İYİ BİLİYORUZ. AMA BİZİM BİLMEMİZ YETMİYOR'
Kobani olaylarında eğer kendileri İmralı’dan müdahale edilmeseydi hükümet yetkililerinin kelleleri Kaddafi gibi linç edileceğini ileri süren Hatip Dicle, “Bu dönemde çok çok dikkatli olmak zorundayız. Sayın Öcalan’la yaptığımız son görüşmede 9 Ocak’tı görüştüğümüzde. Son zamanlarda Cizre’de büyük bir provokasyon tezgahlandı. Şunu bilin ki aynen Özal döneminde olduğu gibi bu süreci baltalamaya, bu süreci sonlandırmaya yönelikti. Büyük bir tezgahtı. Önderlik der; Özal’dan beri süren bu provokasyonu, bu devlet içi bazı güçlerin çözümü, barışı engellemelerini bir daha yaşamamak için ikinci kez bir Özal sendromu yaşamamamız için bu sürece hep birlikte çok uyanık, çok dikkatli yaklaşmak zorundayız. Başkan Öcalan şuna dikkat çekiyor; ‘bu süreç mutlaka ve mutlaka halklarımızın kardeşliği lehinde bir aşamaya, bir çözüme varmalıdır. Aksi takdirde bu yeni bir darbe mekanikliğini harekete geçirir.' Şöyle örnek verdi: ‘6, 7, 8 Ekim olaylarını hepimiz yaşadık. Eğer biz İmralı’dan 3. gününde müdahale etmeseydik zaten tanklar caddelere inmişti en geç bir hafta sonrası darbeydi. O zaman hükümet şunu iyi bilmeliydi. Böyle bir kaos durumunda yalnız Kürdistan’da katliam olmaz. Kelleleri de Kaddafi gibi linç edilirler. Bu kadar süreç hassastır. Onun için biz Kürtler olarak bu sürecin kadrini, kıymetini iyi biliyoruz. Ama bizim bilmemiz yetmiyor.” şeklinde konuştu.
“HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALIDIR”
Cizre halkının yapılacak herhangi bir operasyondan dolayı tedirgin olduğunu söyleyen Hatip Dicle, “KCK operasyonlarında olduğu gibi binlerce gencinin tutuklanması ya da cezaevlerine tıkanmasını istemiyor. Eğer bugün sokaklarda hendekler kazılmışsa bunun nedeni bu KCK operasyonlarında devletin takındığı tavrın halkta yarattığı tedirginliktir. Onun için önce dönüp kendi politikalarına bakmalıdırlar. Cizre’de kim bu gençlerimize ateş açtı tespit edin. Kim bunları öldürdü, kim bunların canını aldı bunları ortaya çıkarın. Bunları yapmazsanız bu süreç nasıl yürüyecek? Biz bunu yapamayız. Biz ancak neyi yaparız. Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) gibi kongre kararları alır ve aldık kararları. Dedik ki; biz artık çözüm sürecine güç vermek için Başkan Apo’nun elini güçlendirmek için sokaklarda hendek kazmaya, kepenk kapamaya, yüzlerimizi örtmeye, yaptığımız her şeyi artık yapmamaya karar verdik. Şimdi bunun değerini bilmek lazım. Her şey sadece Kürtlerden beklenmemelidir. Eğer bu ülkede bu çözüm süreci başarıya gitmek istiyorsa başta Hükümet herkes elini taşın altına koyabilmelidir.” ifadelerini kullandı.
“BARIŞ SÜRECİ EN YAKIN OLDUĞUMUZ ZAMANDADIR. 20 YILDIR BU KADAR YAKLAŞMAMIŞTIK”
Abdullah Öcalan’ın mesajının tüm Türkiye halklarına olduğunu ifade eden Dicle şöyle konuştu: “Çeşitli düşüncelerde, fikirlerde Kürtlerin partileri olabilir. Onlarda bu topraklarda özgürce, demokratik yollarla çalışabilirler. Kimsenin buna engel olacağı yok. Ama bu barış ve çözüm süreci dediğimiz sürecin hassasiyetini bilerek herkes hareket etmek zorundadır. Aksi takdirde bunun vebali ağırdır. Onun için ben diyorum ki Kürtler arası bir çatışmaya asla halk olarak izin vermemelisiniz. Ama biz üzerimize düşeni yapacağız. Sayın Öcalan şöyle der; ‘milim dahi barış ihtimalini görürsem bu masada kalacağım, bu görüşmeleri sürdüreceğim.’ diyor. Burada belki Cizre’de konuşuyoruz, ama bu sadece Cizre halkına mesajımız değil. Bu Başkan Apo’nun Kürdistan halkına, Türkiye halklarına mesajıdır. Barış süreci en yakın olduğumuz zamandadır. 20 yıldır bu kadar yaklaşmamıştık diyor. Ama şuna da dikkat çekiyor. Bu tek taraflı bir süreç olamaz. Sadece Kürtlerin fedakarlığıyla, bilinciyle yükselemez. Bunu muhatabı olan Hükümet, devlet güçleri de aynı sorumlulukla hareket etmek zorundadır.”
Hatip Dicle son olarak sözlerini şöyle tamamladı: “Diliyoruz ki daha önce Cizre’de tekrarlanan ve hepimizin acılarına yol açan olaylar artık sondur. Hükümette bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Buranın valileri, kaymakamları, devlet yetkilileri, basın mensupları ve herkes bu sürecin hassasiyetine dikkat etmelidir. Biz bunları ne kimseyi tehdit etmek için söylüyoruz, ne de öyle bir niyetimiz var. Çünkü biz Ortadoğu haklarının hepsinin kardeşliğine yürekten inanan bir halkız. Ben inanıyorum ki Cizre barışın da öncülüğünü yapacak, Cizre’de tezgahlanmak istenen bu provokasyonu bozacaktır.”