Başbakan Ahmet Davutoğlu Belçika'nın başkenti Brüksel'de Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Daimi Temsilciliği ile "Friands of Europi" tarafından ortaklaşa düzenlenen toplantıya katıldı.
Davutoğlu, IŞİD ve Esed'in taktik koalisyonu yaptığını belirterek, "çok tehlikeli bir terör örgütü DEAŞ veya IŞİD ne derseniz deyin ama yeter ki İslam adını kullanmayın" dedi.
Davutoğlu'nun toplantıdaki açıklamalarından satır başları:
– Türkiye de dahil olmak üzere Afganistan’da birlikte çalıştık. Şimdi oradaki birliklerimiz geri çekiliyor. Türkiye’nin Kabil Havalimanı’ndaki görevi devam edecek ama son yaşanan olaylar güvenlik konusunun hâlâ masada olduğunu gösteriyor.
– Çok tehlikeli bir terör örgütü DEAŞ veya IŞİD ne derseniz deyin ama yeter ki İslam adını kullanmayın çünkü olanların İslam’la bir alakası yok.
– Fukuyama “Tarih sona erdi çünkü liberalizm zafer kazandı” demişti. Ben de buna cevap olarak yazdığım bir makalede “Tarih hiçbir zaman sona ermez” demiştim.
– 2008’deki krizle 1929’daki kriz birbirine benzer nitelikteler. Ekonomik krizlerin sonucu olarak sosyo-politik sıkıntılar başladı. Özellikle Akdeniz havzasında, Arap gençliğinin haklı istekleri olarak başlayan eylemler, başlarda bahar diyorduk ama artık bahar diyemiyoruz. Biz de 1970’lerde Türkiye’de benzer şekilde sokakta yürüyorduk. Ancak maalesef bu Arap gençliğinin bir kısmı ya cezaevlerinde ya da mezarda.
– Peki kötü giden neydi? Biz demokrasiyi neden Ortadoğu’da destekleyemiyoruz?
– Ben Doha’da yaptığım konuşmada “Tarih her zaman yolunu bulur” demiştim. Bu bir ideolojik yapı değil. Genç nesiller farklı ideolojik kaynaklardan geliyorlar ama hepsi demokrasi istiyorlar. Bunların birçoğu Soğuk Savaş ideolojilerinden doğmuştur. Bu genç nesiller 2011 yılında başarılı oldular. 2012’de de birçok ülkede başarılı oldular. Ancak 2013’e gelindiğinde karşı devrimler yapıldı, askeri darbeler gerçekleştirildi ve yüz binlerce insan öldürüldü.
BU HEPİMİZİN BAŞARISIZLIĞI
– Eğer bir yönetim, ülkesinin üçte ikisini kontrol edemiyorsa bu bir başarı değildir. Bu hepimizin başarısızlığıdır. Onlar öldürüldüğünde, hapse atıldıklarında destek vermedik ve terörist bir oluşum geldi. Esed ile DEAŞ arasında bir taktik alışverişi, taktik bir koalisyon vardı. Teröristler de orada olduğu için Esed de iyi bir adammış gibi görünüyor.
– Doğu Avrupa’da Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yaşanan sıkıntılar, işsizlik sıkıntısı, siyasi sıkıntılar ve 11 Eylül’den sonraki güvenlik sıkıntısı… Bunların hepsi hâlâ duruyor.
– Karamsar olmak istemiyorum ama aynı zamanda gerçekçi de olmalıyız.
Geçen yıl Avrupalı dostlarımızla bir toplantı yaparken şunu söylemiştim; üç tür ülke vardır:
* Vizyonu olan ve yükselmeye devam eden ülkeler. Türkiye de bunlardan biri. Türkiye bir istikrar adasıdır.
* İkincisi gelecek vizyonu olmayan ama en azından kendi ülkelerini kontrol edebilen ülkelerdir. Bunlar ne yükselir ne düşer.
* Üçüncü gruptakilerin ise hem vizyonu hem de ülkelerini yönetecek kapasiteleri yoktur. Bu ülkeler hem kendileri hem de çevreleri için büyük sıkıntılar yaratır.