CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kutuplaştıran, ötekileştiren siyaset anlayışına yer verilmemesi temennisinde bulundu. Kılıçdaroğlu: " 7 Haziran'da tek istediğimiz şu; bizi kutuplaştıran, bazı yurttaşlarımızı ötekileştiren, birilerinin yaşam tarzına müdahale eden, birilerini inançları dolayısıyla sorgulayan, yargılayan bir siyaset anlayışına yer vermeyelim." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, Türkiye Museviler Hahambaşı İzak Haleva, Ermeni Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Süryani Ortodoks Kilisesi Mor Filiksinosu Metropolit Yusuf Çetin ve Süryani Katolik Patrikvekili Yusuf Sağ ile Sait Halim Paşa Yalısı'nda bir araya geldi. Toplantıda, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Özçelik ve Sezgin Tanrıkulu ile CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, İstanbul Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Talin Ergüneş de hazır bulundu.
Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, dini cemaatlerin sorunlarını konuşmak için bir araya geldiklerini ve toplantının oldukça verimli geçtiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ruhani liderlerle görüştük. Sorunlarını dinledik, sorunlarını aktardılar ve sorunların bir kısmının yasalardan, bir kısmının da uygulamadan kaynaklandığını ifade ettiler. CHP olarak hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmemeyi, hiç kimseyi inancı ve etnik kimliği dolayısıyla sorgulamamayı temel ilke edindiğimizi Türkiye Cumhuriyeti'nde 77 milyon yurttaş olarak huzur ve barış içinde yaşamak istediğimizi ifade ettik. Aktardıkları sorunların bazıları önümüzdeki günlerde milletvekillerimiz tarafından gündeme getirilecek. Uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlar var, onların çözümü için de hep beraber uğraşacağız." ifadelerini kullandı.
Hangi sorunların dile getirildiği sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Pek çok sorun var aslında dile getirilen. Günlük yaşamda karşılaşılan sorunlar var, kullanılan dilde yaşanılan sorunlar var. Nefret söylemi bağlamında ele aldıkları sorunlar var. Aslında baktığımız zaman hepimiz, aydın olan insanların yüreğinde insan sevgisi olan insanların bütün bu sorunlara karşı duyarlı olması gerek. Aynı duyarlılığı biz de göstereceğimizi ifade ettik. Aslında medyanın da bu konuda duyarlılığı var. Aynı duyarlılığı toplumun değişik kesimlerinin de sergilemesi gerekiyor." şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, söz konusu cemaatlerden aday gösterilip gösterilmeyeceği sorusuna da, "Bu konuda henüz daha oturup bir karar vermiş değiliz. Kişiler bağlamında bir değerlendirme yapmak henüz daha çok erken. Eğer böyle bir talep olursa elbette değerlendirilir." cevabını verdi.
'YUNANİSTAN'DAKİ SEÇİMLER SON DERECE GÜZEL'
Yunanistan'da sol bir partinin iktidara gelmesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Yunanistan'daki seçimler bize göre son derece güzel. Aynı dünya görüşünü paylaşan iki siyasal parti olarak ifade edeyim, aynı dünya görüşünü paylaşan bir siyasal patinin Yunanistan'da başarı kazanması elbetteki güzel." dedi.
MHP'li Saffet Sancaklı'nın Gaziantep’te yaptığı konuşmada, "Geldiğimiz nokta ya MHP 7 Haziran’da iktidar ortağı olacaktır, ya da bu ülkede savaş çıkar' sözleri ve Kadıköy Belediyesi'nin sansürsüz Charlie Hebdo'yu yayınlamasıyla ilgili soruya da cevap veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Kadıköy Belediyesi'nin uygulamasından herhangi bir bilgim yok. Onu gidince ben de merak ediyorum, hangi gerekçeyle yayınlamış ona bakmamız gerekiyor.
7 Haziran'dan sonra, umuyorum ve diliyorum; demokrasimizi güçlendirecek, önümüzde ki sorunlarımızı aşabilecek, hem içeride hem dışarıda kilitlenen Türkiye sorunları var. Bu sorunları aşabilecek yeni bir yönetim gelir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda kararlılıkla çalışıyoruz. Dün pazardı, biz MYK üyeleri olarak çalışmalarımızı sürdürdük, güzel projelerimizle halkın önüne çıkacağız. Tek istediğimiz şu; bizi kutuplaştıran, bazı yurttaşlarımız ötekileştiren, birilerinin yaşam tarzına müdahale eden, birilerini inançları dolayısıyla sorgulayan, yargılayan bir siyaset anlayışına yer vermeyelim. 77 milyon yurttaşın asıl üzerinde durması gereken nokta bu. Bizim aklımızla siyasetçiler uğraşmasın. İşsizlik sorunu var, ne söyleyeceklerse onu masaya yatırsınlar. Nasıl çözülecek işsizlik sorunu? Kimsenin inancını, kimsenin etnik kimliği siyasete malzeme etmesinler. Buradan yurttaşlarıma seslenmek istiyorum; sizin inancınızı, sizin kimliğinizi siyasete malzeme eden siyasi parti bilin ki bu ülkeye ihanet eden partidir. Sokakta farklı düşüncelerde olsak bile, bir araya geldiğimiz oturup güler yüzle birbirimize fıkralar anlatmalıyız, sohbet etmeliyiz, birbirimizi dinlemeliyiz. Ama kutuplaştırıcı siyaset toplumu geriyor. Birbirimizi düşman olarak görmeye başladık. Buna hakkımız yok. Bunu yapan siyasetçiye asla güven vermeyin, asla arkasında durmayın, oy da vermeyin, cezalandırınız oylarınızla. Barışı, dostlu istiyorsanız, beraber yaşamayı istiyorsanız, işsizlik denilen bir belayı bu ülkeden defetmek istiyorsanız, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. O siyaset anlayışının adı ve markası bellidir. Sosyal demokrasidir, halkın partisidir, bunu da açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum. Biz toplumun her kesimini kucaklamak istiyoruz, hiçbir kesime bizimle farklı dünya görüşünde olsa bile sert bir üslup kullanmamaya özen gösteriyoruz. Siyaset ülkenin sorunlarını çözmeye kilitlenmeli, siyaset kişisel çıkar alanı olmamalı. Ama bugün geldiğimiz noktada siyaset kişisel çıkar aracı haline gelmiş durumda. Bu da bizi rahatsız ediyor."
RUHANİ LİDERLERDEN BİRLİK ÇAĞRISI
Toplantıya katılan ruhani liderler de Türkiye'nin birlik ve beraberliği için hep birlikte çalışmak gerektiğine vurgu yaptı. Özel bir sorundan daha çok genel sorunların dile getirildiğini dile getiren ruhani liderler, kendilerinin herhangi bir partiyle ilişkilendirilmemesini istedi.
Türkiye Museviler Hahambaşı İsak Haleva, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine yemeğe katıldık. Aramızda çok güzel sohbet oldu. Azınlıklar olarak nasıl katkıda bulunabiliyoruz? Bu şekilde ülkemizin güzelliği, geleceği için konuşuldu. Bizim cemaatlerimizin sorunları soruldu. Spesifik özel bir sorunumuz yoktur. Ama ülkemizin barış ve huzur içinde yaşamasını rica ettik." diye konuştu.
Süryani Ortodoks Kilisesi Mor Filiksinosu Metropolit Yusuf Çetin ise, "Daha önce Dolmabahçe'de Başbakan Davutoğlu da davet etmişti. Orada da kendi sorunlarımızı birlikte konuşmuştuk Bugün de Kılıçdaroğlu bizim davet etti. Oturup konuştuk ve sorunlarımızı dile getirdik. Hepimiz bir aileyiz.Dinlerimiz, mezheplerimiz değişik olabilir ama hepimiz aynı geminin içindeyiz. Sadece bizim değil, bu ülkede yaşayan her insanın az çok sorunları olabilir ama inanıyoruz ki hep birlikte hareket ederek sorunlarımızı halledeceğiz. Ülkemizin birik beraberliği için, Ortadoğu barışı için, dünya barışı için dua ediyoruz. Hep birlikte bu konuda çaba harcamamız gerekiyor. Bir tek Türkiye var iki Türkiyemiz yok." ifadelerini kullandı.
YUSUF ÇETİN: TEMENNİMİZ; MECLİS'TE TEMSİL EDİLMEK
"Yalnız sorunlarımızı dile getirdik." diyen Çetin, "Mesela bizim ana okulu açtık yeniden 86 yıl sonra. Yeni kilise olay var. Hükümetimizi elinden geleni yapıyor. İster iktidar ister muhalefet bize elinden gelen yardımız sağlıyor. Temennimiz; Meclis'te temsil edilmek. Hepimiz bir aileyiz. Bir geminin içindeyiz vergimizi veriyoruz, askerliğimizi yapıyoruz." şeklinde konuştu.
Süryani Katolik Patrikvekili Yusuf Sağ da, şunları söyledi: "CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine buraya geldik. Biz ruhani liderler olarak her zaman, herkesle vatanımızın, milletimizin, cumhuriyetimizin selameti için dua eden, uğraşan insanlarız. Bizleri hiç bir partinin elemanları olarak görmeyin. Biz memleketi seven, cumhuriyeti seven ve selameti için uğraşanlarız. Çünkü gerçekten çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Yalnız Türkiye değil bütün dünya. Özellikle etrafımızda yaşanan olaylar. Atlantik'in azgın dalgaları ile çarpışmakta olan bir vapurdayız. Vapur biterse hepimiz batarız.
TBMM'de temsil edilme durumu sayın genel başkanların taktirine bağlı. Eğer böyle bir şey olursa oturur konuşuruz, karar veririz. Fakat şu bilinmeli ki biz din adamları olarak politikanın dışındayız. Bizim özel bir sorunumuz diye bir sorun yok. Memleketimizde birlik beraberlik için kendi dileklerimizi ifade ettik."