AB, Türkiye İle Savunma İlişkilerini Geliştiriyor

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE İLE STRATEJİK İLİŞKİLER KURUYOR

Avrupa Birliği (AB), bir taraftan ABD Başkanı Donald Trump ile mevcut siyasi gerginlikleri azaltmaya çalışırken, diğer yandan savunma açığını kapatmak için yeni ortaklıklar kurma peşinde. Bu bağlamda, Türkiye, güçlü savunma sanayisi ve NATO’daki kilit pozisyonuyla AB’nin dikkatini çekiyor. Türkiye, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip ve gelişmiş savunma teknolojileriyle Avrupa için stratejik bir ortak konumunda bulunuyor. Son dönemde, ABD Başkanı Trump ile çeşitli politik anlaşmazlıklar yaşayan Avrupa ülkeleri, güvenlik ve savunma alanında Türkiye ile ilişkilerini sıkılaştırmaya yöneldi. Trump’ın göreve gelmesinin hemen ardından Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için başlattığı müzakerelerde Avrupa’yı dışarıda bırakması, kıta liderlerini bir araya getirerek ortak stratejiler geliştirme çabasına yönlendiriyor. Paris, Londra ve Brüksel’de düzenlenen kritik toplantılarda Türkiye’nin yer alması, Ankara-Brüksel arasındaki diplomasi trafiğini hızlandırıyor. AB yetkilileri, Türkiye’yi “fikirdaş ülkeler” arasında sınıflandırarak, ilişkilerin daha da derinleşeceği sinyalini veriyor.

POLONYA İLE GÜVENLİK İŞ BİRLİĞİ GÖZ KAMAŞTIRIYOR

AB Dönem Başkanlığını yürütmekte olan Polonya’nın Başbakanı Donald Tusk, Türkiye’ye yaptığı ziyarette, ülkenin Avrupa’nın güvenliğinde ve Ukrayna-Rusya barış süreçlerinde daha aktif rol alması gerektiğine vurgu yaptı. Polonya merkezli uzmanlar, Türkiye ile Avrupa arasındaki savunma iş birliğinin geleceğini değerlendirip, Ankara’nın AB üyelik süreci, bölgesel güvenlikteki rolü ve savunma sektöründeki etkisi üzerine analizler yaptı. Krakow merkezli Türkiye Araştırmaları Enstitüsü’nün kurucusu Dr. Karolina Wanda Olszowska, Türkiye’nin Ukrayna-Rusya barış görüşmelerinde arabuluculuk yaptığına dikkat çekerek, bu durumun hem müzakerelerin güvenli bir ortamda sürmesi hem de Ukrayna’nın aleyhine olabilecek anlaşmaların engellenmesi açısından önemli olduğunu söyledi.

AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ VE SAVUNMA SEKTÖRÜ

Olszowska, Polonya’nın savunma sanayisini güçlendirmeye yönelik önemli çabalar içinde bulunduğunu belirterek, Türkiye’nin bu bağlamda kritik bir ortak olduğunu ifade etti. Türkiye, savunma sanayisini geliştirme konusundaki uzun yıllara dayanan tecrübesi ile önemli bir rol üstleniyor. Ayrıca, Türk savunma teknolojisine olan ilginin Polonya’nın 2021 yılında Bayraktar TB2 insansız hava araçlarını satın almasıyla net biçimde gösterildiğini hatırlatan Olszowska, 12 Mart’ta gerçekleşecek olan Donald Tusk ziyaretiyle iş birliğinin daha da genişleteceğini dile getirdi. AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerde savunma sektörünün belirleyici bir faktör haline geldiğini vurgulayan Olszowska, Polonya’nın Türkiye’nin AB ile ilişkilerini güçlendirmesi için destekçi bir rol oynayabileceğini ifade etti.

TÜRKİYE’NİN AVRUPA GÜVENLİĞİNE KATKISI

Varşova merkezli Doğu Araştırmaları Merkezi (OSW) Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Departmanı Başkanı Dr. Karol Wasilewski, Rusya-ABD heyetlerinin İstanbul’da gerçekleştirdiği görüşmelere dikkat çekti. Wasilewski, Türkiye’nin barış görüşmelerinin ilerlemesi koşuluyla, yalnızca ABD ve Rusya’nın değil aynı zamanda Ukrayna, Türkiye ve Avrupa gibi daha geniş müzakerelere de ev sahipliği yapabileceğini vurguladı. Avrupa ülkelerinin, olası barış anlaşmasının korunmasında Türkiye’nin desteğini aradığını belirten Wasilewski, bu iş birliğinin her iki tarafın çıkarına olacağını ve gelecekte diğer sektörlerde ilişkilerin gelişimi için katkı sağlayacağını dile getirdi. Wasilewski, Türkiye’nin en büyük hedefinin ABD’nin NATO’dan çekilmesi durumunda Avrupa güvenlik yapısının bir parçası olmak olduğunu da sözlerine ekledi.

TÜRKİYE’NİN STRATEJİK POTANSİYELİ

Polonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (PISM) Analisti Dr. Aleksandra Maria Spancerska ise Türkiye’nin savaş başlangıcından itibaren izlediği denge politikasına dikkat çekti. Spancerska, Türkiye’nin tarafsız bir aracı olarak hareket etmeye çalıştığını ve bu süreçte taraflarla olan ilişkilerini koruduğunu belirtti. Türkiye’nin stratejik ve askeri potansiyelinin önemi göz önünde bulundurulduğunda, NATO’nun doğu kanadındaki güvenlik sorumluluğunun paylaşılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Baykar’ın Avrupa savunma sanayisi şirketi Leonardo ile imzaladığı iş birliği anlaşmasına dikkat çekerek, Türkiye’nin savunma sektöründeki büyük potansiyelinin kıtanın güvenliğini güçlendirebileceğini söyledi. Spancerska, AB-Türkiye ilişkilerinin giderek güçleneceğini ve özellikle Baltık ülkeleri ve Polonya gibi Rus tehdidiyle en savunmasız olan ülkeler için Türkiye ile iş birliğinin önemli olacağını belirtti.