İNEGÖL’DE ŞEHİT MEZARLARINI KORUYAN AİLE
Bursa’nın İnegöl ilçesinde, Kurtuluş Savaşı sürecinde hayatını kaybeden ve bir evin bahçesine defnedilen 3 askerin mezarı, ev sahipleri tarafından 103 yıldır koruma altında tutuluyor. Şehit mezarlarının bekçiliğini, babaannesinden devralarak sürdüren 70 yaşındaki Nedim Mazlum, oğlu 48 yaşındaki Tuncay Mazlum ile birlikte her gün şehitler için dua ederek yaşamlarını sürdürüyor. İnegöl, Milli Mücadele döneminde 3 kez Yunan işgali yaşamış bir yer. 1920-1922 yılları arasında yaşanan çatışmalarda şehit olmuş askerlerden 3’ü, kırsal Karagölet Mahallesi’nde Mazlum ailesinin evinin bahçesine gömüldü. İsimleri bilinmeyen bu şehitler, o zaman köy durumundaki mahalledeki tüm erkeklerin cephede olması dolayısıyla kadınlar tarafından defnedildi.
ŞEHİT MEZARLARINDAKİ GÖNÜLLÜ GÖREV
Nedim Mazlum, babaannesinden dinlediği hikayelerle şehitlerin anısını yaşatmaya devam ediyor. 103 yıldır evinin bahçesinde bulunan şehit mezarlarının bakımını oğlu Tuncay Mazlum ile birlikte gönüllü olarak yapıyor. Nedim Mazlum, “Ben bu evde doğdum, bu evde hayatımı yaşadım. Bu şehitlerin bahçeye gömüldüğünü babaannem bana anlatırdı. Aynı aileden 4-5 kadının bir araya gelip, bu şehitleri buraya gömdüğünü anlattı. Elbiseleriyle beraber defnedildiklerini bana anlatırdı” diyor. Şehitlerin, kendilerini koruyacaklarına inandığını da dile getiren Mazlum, “Babaannem, şunlar durduğu sürece sizi her şeyden korur, tehlikeden muhafaza eder derdi. 70 yıldır bu şehitlerin bakımını üstleniyorum” şeklinde konuşuyor.
ŞEHİT HİKAYELERİ KESİNLİKLE YAŞATILIYOR
Nedim Mazlum’un oğlu Tuncay Mazlum da aile yadigarı olan bu hikayeleri devam ettiriyor. “Bizim avlumuzda 3 tane şehidimiz var. 1920-1921 yılları arasında köyümüzün güneyindeki Mustafatepe bölgesinde şiddetli çatışmalar yaşandı. Burada çok sayıda Türk askeri şehit oldu” diyor. Tuncay Mazlum, “Yaralı Türk askerleri, daima köyün camisinin avlusuna taşındı. Tüm erkekler cephede olduğu için, evimizin bahçesine defin işlemi yapıldı. Dedelerimizin anlattığına göre, şehitler rüyalarına girmiş. ‘Baş ucumuza ibrikle su bırakın, biz abdest almak istiyoruz’ demişler” ifadelerini kullanıyor. Ancak, evde bazı parıltılar gördüğünü söyleyenler de olmuş. Ancak kendi deneyimlerine dayanarak herhangi bir tuhaf olaya tanıklık etmediklerini belirtiyor.