Beşiktaş’ta Şebinkarahisar Ocaktaşı Köyü Sosyal Yardımlaşma Derneği tarafından düzenlenen sahur programında vatandaşlarla bir araya gelen Soylu, ramazan ayının Türkiye’yi bir arada tutan en önemli değerlerden biri olduğunu kaydetti.
Soylu, Türkiye’nin çok kuvvetli bir medeniyete sahip olduğuna vurgu yaparak “Biz, bu topraklarda var olduğumuz günden itibaren, hiç kimseyi kendi etkinliğine almayan, her millete ve her ülkeye katma değer üreten, hesabı olmayan, hasbi olan bir milletiz. Yoksa bugün bu kadar senaryoların, oyunların bizi çökertmemesi mümkün değildi.” diye konuştu.
Kendisinin Savunma Sanayi İcra Kurulunda görev yaptığını hatırlatan Soylu, şunları söyledi:
“Kurulda öyle şeyler yapıyor, öyle kararlar alıyor, öyle şeyler geliştiriyoruz ki size anlatsam sevinçten sabahlara kadar uyku uyumazsınız. Biz bugün başka bir noktadayız. Dünyanın en büyük barajını, tünelini yapıyoruz. Dünyanın en büyük havalimanını yaptık. Biz bir tercihte bulunduk, bu tercihin bir sebebi var; Türkiye’nin altyapısını tahkim etmek ve ayaklarını sağlam basabileceği bir zemin oluşturabilmek. Türkiye bir fiskeyle yere düşmesin istiyoruz.”
“BEN HAYATIMDA BÖYLE BİR SEÇİM GÖRMEDİM”
31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlere de değinen Bakan Soylu, Ankara, Antalya gibi bazı illerde seçimi kaybettiklerini, “başımızın üzerine” diyerek milletin tercihine saygı duyduklarını söyledi.
Soylu, İstanbul seçimlerinde ise haksızlığa uğradıklarını belirterek “Ben çocukluğumdan itibaren bu işin içerisindeyim. İlçe seçim kurulu üyeliği, gençlik kolları başkanlığı, il ve ilçe başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlık yaptım. Ben hayatımda böyle bir seçim görmedim. Bir seçim sonucuna itiraz edilir de, sandıkların yüzde 10’u açılır da fark 29 binden 13 bine mi düşer?” şeklinde konuştu.
Seçim sonuçlarına neden itiraz ettiklerini anlatan Soylu, “Biz hakkımız savunmayalım mı yani? Biz bütün sandıkları açın dedik. Açtılar mı? Hayır. Açılsaydı 23 Haziran’a gerek olmazdı.” dedi.
“YARIN EYVAH PARA ETMEZ”
Rusya’dan alınması planlanan savunma sistemi hakkında da konuşan Soylu, “Almayalım mı S-400’leri. Hani bağımsızlık, hani özgürlük? Bugün imkanımız oldu, bugün alabiliyoruz. Dün imkanımız yoktu. Sadece para imkanı değil, özgüvenimiz ve gücümüz yoktu ama bugün tam anlamıyla var. Allah muhafaza, Türkiye’nin herhangi bir noktasına uzun menzilli bir füzeyle saldırabilirler. Yarın eyvah para etmez.” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, Türkiye’nin çok büyük kavgalar ve mücadeleler verdiğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Amerika, ben ve Adalet Bakanımız Abdulhamit Bey’i tecavüzcülerin ve teröristlerin listesine koydu. Dertleri sadece bizle mi, iki tane adamla mı yani? Biz 15 Temmuz’un ertesi günü ‘darbe girişiminin arkasında Amerika vardır’ dediğimiz için mi bunu yaptı? Hayır. Derdi Türkiye, demek istiyor ki ‘patron benim, sana istediğimi yaparım.’ Dediği bu. O zaman teslim olalım, mücadele etmeyelim. Bugün biz, teslim olma vaktini geçtik, bugün bizim dirençli durma vaktimizdir. Bir fiskeyle yıkılan, devrilen Türkiye’de bizi bir gecede yüzde 100 fakirleştirdiler. Şimdi de onu istiyorlar bizden, biz de direniyoruz. Yıllardır kazandıklarımızı bir gecede almak istiyorlar. Biz de vermek istemiyoruz. Bütün mücadele budur, bütün kavga budur.”
“RÖVANŞİZM TEHLİKELİDİR”
23 Haziran’da yapılacak seçimin bir siyasal çatışma merkezi haline getirilmeye çalışıldığı konusunda endişeli olduğunu dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna siyasal tecrübe, his, önsezi diyebilirsiniz. Peki ben bunu nereye dayandırıyorum? Geçen günlerde Binali Bey, Kültür Bakanıyla beraber bir gösteriye gitti. Seyretti ve çıkarken oradakilerin bir bölümü, hiç yakışmayacak bir davranışta bulundular. Binali Bey ne yapmış bu ülkede? Köprü. Ne yapmış bu ülkede? Viyadük, bölünmüş yol. Dünyanın en büyük havalimanını yapmış. Hızlı trenler, deniz limanları yapmış. 17 yıl bunlardan başka bir şey yapmamış. Binali Bey o operadaki kişilerin hareketi karşısında ne yaptı? Gayet olgun biçimde onları alkışladı ve oradan çıktı. Şimdi buradan benim elde ettiğim şey şudur; Türkiye’nin eski kodları vardı, eski Türkiye’nin kendine ait şartları vardı, o şartlar içerisine Türkiye’yi tekrar sokmak isteyenler, geçmiş alışkanlıklarından bir zerre kaybetmemişler. Benim gördüğüm budur, ben buna üzüldüm. Türkiye’yi yeniden, herkesin fişlendiği; Alevi’sinin, Sünni’sinin, dindarının, Kürt’ün herkesin fişlendiği bir sürece sokmak isteyenlerin o alışkanlığını gördüm. Bunun adına ben rövanşizm diyorum. Bu rövanşizm tehlikelidir. Bunu, İstanbul’un gücü üzerinden Türkiye’nin istikrarını bozmaya yönelik bir adım olarak görüyorum. Hesabın da bu olduğu anlamını çıkarıyorum.”
Soylu, milletin her şeyi bilen ve kararını ona göre veren bir anlayışa sahip olduğunu belirterek “Allah bizi size karşı mahcup etmesin. İstanbul bir karar verecek. Ya küresel güç merkezi olacak ya da küresel sistemin arka bahçesi olacak. Bize arka bahçe olmak hiçbir zaman yaraşmadı, biz yapmak istesek de bu topraklar bunu kabul etmez.” dedi.
“İSTANBUL’DAN ALDIKLARI GÜCÜ BAŞKALARINA CİRO EDECEKLER”
İstanbul buluşmalarını sahur öncesinde de sürdüren Bakan Soylu, Seyrantepe’de bir kafede Karadeniz Trabzon dernekleri temsilcileriyle bir araya geldi.
Gecenin geç saatinde kendisini karşılayanlara teşekkür eden Soylu, ramazan gecesinde vatandaşlarla bir arada olmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi.
Soylu, Türkiye’nin büyük saldırılara maruz kalmasının nedenlerine dikkati çekerek bunlara rağmen milletin dünyanın her tarafına desteğini esirgemediğini kaydetti.
Türkiye’yi zenginliğin kurtarmadığını dile getiren Soylu, “Bizi kurtaran şu halimize, ramazan iklimine ve bize bahşettiklerine ve aslında bize kazandırdıklarına sahip çıkmaktır. Bunları konuşabildiğimiz bir Türkiye var. Bunları dertleşebildiğimiz bir Türkiye var. Kulağımıza fısıldadığımız değil, kimseden korkmadığımız, ürkmediğimiz, kimsenin bizi ve düşüncelerimizi, dilimizi, zihnimizi kelepçeleyemediği bir Türkiye var. Bunu da siz sağladınız. Sizin iradeniz, ferasetiniz sağladı. Ortaya koyduğunuz irade sağladı. Nerelerden geldiğimizi biliyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik olarak yaşadığı sıkıntıları anlatan Soylu, hayatının önemli bir bölümünü İstanbul’da geçirdiğini söyledi.
Soylu, Türkiye’nin çok büyük mesafeler aldığını ifade ederek 1994’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra yaşanan değişimleri anlattı.
Erdoğan’ın vizyonundan bahseden Soylu, şehrin altyapısınının nasıl düzenlendiğini anlattı.
Soylu, 23 Haziran’a yönelik aldığı kokuların kendisini rahatsızlığa sevk ettiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen akşam yaşananlar. Aynı zamanda son 1,5 aydır gördüğüm manzara bana eski Türkiye’de neler yapılmışsa aynısının yapılacağı izlenimini vermektedir. Ötekileştirme, dışlama, insanları kılık kıyafetlerine göre… Birilerini podyuma çıkarmışlar. Solist olarak çıkarmışlar. Onu güzelce fiyonklamışlar. Bir paketin içerisine koymuşlar. ‘Herkesi kucaklayacağız.’ diyor. Ama onun etrafında ve arkasında kimlerin olduğu, esas düşünceleri ve fikirlerinin ne olduğu apaçık ortadadır. Bunu çok net ve açık söylüyorum. İstanbul’u anlattığım yoklukların içerisinde bulunduğu, büyük bir medeniyet zenginliği içerisinde bulunan bir şehri, yoklukların içerisinde bulunduğu bir tabloya itenler tekrar sahne almayı beklemektedirler. Endişem şu; 23 Haziran’ın İstanbul’u bir siyasal çatışmanın merkezi haline getirip, ideolojik bir kavganın merkezi haline getirip 23 Haziran’dan sonra Allah muhafaza İstanbul’dan aldıkları gücü başkalarına ciro etmeye çalışan bir anlayışın olduğunu görüyorum. Bu çok net. Biz milletten aldığımız gücü kimseye ciro etmedik. Amerika ve Avrupa neler yaptıysa da ciro etmedik. Tayyip Erdoğan milletten aldığı gücü masada kimseye vermedi.”
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun belediyenin verilerinin kopyalanması talimatını değerlendiren Soylu, “Göreve geldiğimde ‘Alın bu CD’leri. Bütün Türkiye’nin istihbaratını bana vereceksiniz.’ demedik. Bu devlet bana bu ülkenin namusunu emanet etmiş. Böyle bir şey yapmam ne annemin emzirdiği süte ne de bana öğretilenlere yakışır. Arkadaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına geliyor ve ilk işi İstanbul’daki bütün verilerin kopyalanması. Böyle bir şey olabilir mi? Anlaşılıyor ki başka bir hazırlık yapıyorlar. Türkiye’yi kendi yolculuğundan döndürebilmek için İstanbul’un gücü kullanılacak. Bu kadar açık ve net. İstanbul’un gücü başka yere ciro edilecek. Ben bundan ürküyorum. Korkuyorum. İstanbul sıradan bir şehir değildir.” dedi.
Soylu, konuşmasının devamında terörle mücadeleden bahsederek “Türkiye’nin dağlarında 12-15 bin terörist vardı 1990-2000 yıllarında. Bugün 600’ün çok az üzerinde kaldı. İlk kez 700’ün altına düştü. 15 Nisan’dan itibaren kafalarını çıkardılar 60 terörist yurt içinde Cudi’de, Gabar’da, Elazığ’da, dün Bitlis Tatvan’da… Biz buraya kolay gelmedik.” ifadelerini kullandı.