İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN BAŞLATILAN SORUŞTURMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu’nun resmi sosyal medya hesabından 21 Aralık’ta yapılan açıklamayla, terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in övüldüğü iddiasıyla “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” suçlarından bir soruşturma sürdürüyor. Bu çerçevede Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İstanbul Adliyesi’ne gelerek ifade işlemleri için savcılık katına çıktı.
BARO BAŞKANI VE BARO ÜYELERİNE DESTEK
Bu süreçte, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve bazı baro başkanları, Kaboğlu ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri’ne destek vermek amacıyla İstanbul Adliyesi’ne geldi. Adliyenin önünde bir basın açıklaması yapan Sağkan, İstanbul Barosu’nun 147 yıldır hukukun ve adaletin sesi olduğunu vurgulayarak, soruşturmanın hukuku ve ifade hürriyetini kısıtlayıcı bir şekilde yürütüldüğünü savundu. Sağkan, soruşturmanın Anayasa’ya ve mevzuata aykırı olarak başlatıldığını belirtti.
KAMUOYUNA YANLIŞ BİLGİ VERİLDİĞİ İDDİASI
Sağkan, “Avukatlara özel soruşturma usulü işletilmeden, Adalet Bakanlığından soruşturma izni alınmadan soruşturma başlatıldığı kamuoyuna duyuruldu. İstanbul Barosu ve Yönetim Kurulu, kamuoyunun önüne atılmak istendi.” şeklinde konuştu. Ayrıca, Adalet Bakanlığı’nın iç genelgesindeki prosedürlerin işletilmediğini dile getirerek, savcılığa ifade vermek için gelmeyip, avukatlar hakkında özel soruşturmanın nasıl yürütülmesi gerektiğini aktaracaklarını ve eksiklikleri belirteceklerini ifade etti.
İDDİALAR VE AÇIKLAMALAR
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında, sosyal medyadan yayımlanan açıklamada “terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar övüldüğü” iddiasıyla resen soruşturma başlamıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, İstanbul Barosu’nun sosyal medya hesaplarından 21 Aralık’ta yayınlanan duyuruyla iki firari sanığın övüldüğü belirtildi. Açıklamada ayrıca, bu sanıkların sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri, devletin sözde savaş suçu işlediği şeklindeki yanıltıcı bilgilerin yayılması nedeniyle soruşturma başlatıldığı ifade edildi.