Başbakan’dan ABD sorusuna yanıt

Başbakan Binali Yıldırım, katıldığı canlı yayında, Amerika Birleşik Devletleri'nden alınacak F-35'lerin teslimatının gecikmesinin söz konusu olmadığını belirtti.

Başbakan Binali Yıldırım, Star TV'de "Seçim Özel" programına İzmir'den katılarak Nazlı Çelik'in soruları yanıtladı, güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ABD Senatosu'nun F-35 kararını değerlendiren, Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: “Bu Amerikan yönetimine gidecek, uygulayacak veya uygulamayacak, o ayrı bir konu. Şu anda o safha yapılmış değildir. Yani yönetim, kongreye bir rapor verecek, diyecek ki 'Siz böyle bir karar aldınız ama bu uygun bir karardır veya değildir.' şeklinde yönetimin de bir cevap verme hakkı var. Bu süreçler biraz daha devam edecek. Bunların F-35’lerin teslimini etkilemesi söz konusu değil. Kongrede ortaya atılan bu iddiaların arka planına iyi bakmak lazım, nereden geliyor, neden kaynaklanıyor? FETÖ ile ilgili, Rahip Brunson ile ilgili aramızda ABD ile bir süredir devam eden bir gerginlik var. Halk Bankası davası var. Biz ABD ile sorunların görüşmeler yoluyla çözülmesini tercih ederiz. Ama bizim tercihimiz yetmez, aynı dostane yaklaşımı ABD'den de görmemiz lazım. Yani bizim S-400'ü niye aldığımızı sorgularken, ABD'nin de 'Türkiye Suriye'de, Irak'ta teröre karşı savunmasız kalırken niye biz yardımcı olmadık?' sorusunu da kendisine sorması lazım."

Bayram ziyareti için giden Suriyelilerin artık ülkesine dönebileceği yönündeki tartışmalara ilişkin Yıldırım, "Muharrem İnce'nin ne dediği çok önemli değil. Sorumluluk bizde. Tabii ki memleketine gitmek istiyorsa gider, orada kalacaksa iradesiyle kalabilir ama bir yaşam tehdidi varsa, önemli bir sıkıntı varsa biz bunu göz ardı edemeyiz. insanların yüzüne kapıyı kapatamayız, ölüme terk edemeyiz. Bizim inancımızda da geçmişimizde de bu yok. Türkiye Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de dardaki, zordaki insanlara kucak atmış. Yakın tarihimizde de var; Bulgaristan'daki soydaşlarımız, Ahıska Türkleri, diğerleri… Türkiye hepsine kucak açtı ve bundan bir şey kaybetmedi." değerlendirmesini yaptı.

Yıldırım, başbakanlık yaptığı dönemi "kısa ama ama cumhuriyet tarihinde akılda en çok kalacak 2 yıl" olarak tanımlayarak, "15 Temmuz darbe girişimi, Fırat Kalkanı, ondan sonra terörle taarruz esaslı bir mücadele, anayasa değişikliği, anayasa değişikliğinin kabul edilmesi, 16 Nisan halk oylaması, Türkiye'nin 2017'de krize gireceği ve ekonomisinin çok kötüye gideceği senaryoları, reyting kuruluşlarının olumsuz açıklamaları, 2017'de dünyanın en fazla büyümesini sağlanması. Seçimlere gidiyoruz ve böylece 16 Nisan 2017'de milletimizin verdiği kararı 24 Haziran'da hayata geçiriyoruz ve Türkiye'nin 94 yıllık yönetim şeklini değiştirmiş oluyoruz." diye konuştu.

YENİ GÖREV SORUSU

Seçimlerin ardından yeni görevinin ne olabileceği sorusuna Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk turda seçilmesi dışında aklımızın ucundan hiçbir şey geçmez." yanıtını verdi.

"Ben şahsımla ilgili hiçbir konuyu bugüne kadar konuşmadım, bundan sonra da konuşmam. En önemli görevim 24 Haziran seçimlerinden partimizin en iyi sonuçları alması." ifadelerini kullanan Yıldırım, 36 ilde miting yaptığını hatırlattı.

Başkan Yardımcısı olup olmayacağı yönündeki soruyu Yıldırım, "Bütün bunların hiçbiri gündemimizde yok. Konuşulmuş konular değil, bütün arkadaşlarımızı, bakanlarımızın, milletvekillerimizin, milletvekili adaylarımızın, belediye başkanlarımızın aklı fikri 24 Haziran seçimlerini sağ salim, güvenlik içinde başarılı şekilde yapılması." şeklinde yanıtladı.

SEÇİM SONUÇLARI ÖNGÖRÜSÜ

Binali Yıldırım, 24 Haziran seçimleri hakkındaki öngörüsünü de "Biz birinci turda biteceğini düşünüyoruz. Sahadan aldığımız intibalar, sahadaki coşku, vatandaşlarımıza yaptığımız konuşmalar, görüşmeler bir sıkıntı olmadığını gösteriyor." ifadeleriyle açıkladı.

"Eğer seçim ikinci tura kalırsa, kimlerin arasında olur?" sorusu üzerine de Yıldırım, "Ben öngörmediğim bir sorunun cevabını vermesem müsaadenizle. Birinci turda bitecek inşallah." dedi.

TANSU ÇİLLER'İN MİTİNGE KATILMASI

Eski başbakanlardan Tansu Çiller'in İstanbul mitingine katılmasının ardından "bakan olup olmayacağı" yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine Yıldırım, şunları söyledi:

"Hiçbir kimseyle hiçbir pozisyon için konuşma, görüşme olmadığını ben biliyorum. İster partideki arkadaşlarımız ister dışarıdakiler olsun. Tansu Çiller'in gelmesinin arka planı Türkiye Cumhuriyeti'nde mevcut sistem içinde 28 Şubat ile muhatap olmuş ve millet iradesi elinden zorla alınmış, istifaya zorlanmış bir başbakan, bu haksızlığı yaşamış bir başbakanın feryadıdır o. Vesayet döneminin ortadan kalkması için verilen mücadelede 'Ben de varım' diye gelmiştir. Kendisine milletimiz adına teşekkür ederiz."

"MİLLET İTTİFAKI, YIKIM İTTİFAKI"

Millet İttifakı'nın kampanyalarına baktığında bir "yıkım ekibi" gördüğünü ifade eden Yıldırım, ortada yapıcı bir şey göremediğini söyledi.

Yıldırım, şöyle konuştu:

"İstedikleri kadar ittifak kurabilirler, benim itirazım söylemlerine. Söylemler ülkemizin yararına yapıcı söylemler değil. Bir intikam hırsıyla hareket ediyorlar, 'Recep Tayyip Erdoğan'ı devireceğiz.' Başka bir şey söylemiyorlar. Millet bununla mı ilgileniyor, milletin ilgilendiği konulara niye girmiyorsunuz. Yerli araba yapmak ilkellikmiş, Kanal İstanbul'u iptal edeceklermiş, nükleer santrali durduracaklarmış, daha bir sürü şey, Saray'ı başına yıkacakmış. Bir kin, intikam duygusuyla hareket ederseniz bu ülkenin başına nasıl Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Hızlı tren göçü artırıyormuş gibi abuk subuk şeyler. Bu şöyle bir sonuç veriyor; bunlar yıkmak için kendilerini şartlandırmışlar." 

Yıldırım, başbakanlığında Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi önemli hizmetlere imza attıklarını belirtti.

Köprü geçiş ücretleriyle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine Yıldırım, sapla samanın birbirine karıştırılmasından bir iş çıkmayacağını vurguladı.

"EVİRİP ÇEVİRİP, BÜKMEYE LÜZUM YOK"

Turgut Özal zamanında devlet bütçesinden, hatta bütçede de para olmadığı halde kredi borçlanılarak köprü yapıldığını hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:

"O köprünün borcunu yıllarca bu ülke ödedi. Kim ödedi, geçen de geçmeyen de. Bizimki öyle değil. Biz, 'bu köprüyü yap kardeşim, bu köprüden de ücret alacaksın, şu kadar süre işleteceksin' diyoruz. Mesela Yavuz Sultan Selim 8-9 sene işletilecek. 4 yıl yapımı düştükten sonra biraz da geçti, 15-16 sene sonra bitecek. Bu süre içerisinde bizim verdiğimiz trafik sayısı var, tutturursak para filan vermeyeceğiz. Tutturamazsak arasındaki farkı vereceğiz.

Bununla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü kıyaslama akla, izana uymaz. Birisi armut, birisi elma. İkisini toplayalım, buradan bir matematik sonucu çıkmaz. Kendisi fizik öğretmeni ama o hesapları demek ki öğrenmemiş. Bu yap işlet devret modelidir. Burada sadece kullanıcılar öder. Kullanıcıların ödemesi yetmiyorsa biz de farkını öderiz. Çünkü bunun parasını biz koymadık masaya, adam gitti borçlandı. Bu iki köprünün yollarıyla bilmem neyiyle beraber toplam bedeli 50 milyar lira. 50 milyar lira biz kendi bütçemizden, kasamızdan ayırabilseydik zaten 50 yıldır bunu yapardık, konuşulmazdı. Onun için bütçeye yük getirmeden dedik ki senin paran var yap bunu, biz de sana taksit taksit ödeyelim, şu kadar sene de işlet. Bu kadar basit bir mesele. Bunu böyle algı oluşturmaya yönelik evirip çevirip, bükmeye lüzum yok."

Başbakan Yıldırım, üçüncü havalimanının açılışının 29 Ekim'e denk geldiğinin hatırlatılması üzerine, tamamının değil 90 milyon kapasiteli birinci bölümün açılmış olacağını söyledi.

"AK PARTİ ZORU BAŞARAN BİR PARTİ"

AK Parti'nin 7 Haziran'ı saymazsak her seçimde oyunu artırarak yola devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:

"2007'de cumhurbaşkanını seçemedik, 363 krizi yaşandı, ondan sonra referanduma gittik, halk doğrudan seçsin ve yüzde 50 + 1 ile seçsin diye. O zaman bu değişliklik olmuştu. Şimdi bu değişiklik diğer bölümlerle, o parlamenter sistemi cumhurbaşkanlığına dönüştüren değişikliktir. Tamamlaycı bir değişikliktir. Önceki referanduma göre zaten cumhurbaşkanı seçildi. Hatırlayın 10 Ağustos 2014'te yüzde 51 baremi zaten vardı, ona göre seçildi. Burada da aynı durum, farklı bir şey yok. Orada o standardı getirmiş olan bir parti… Bir sonrakinde tekrar bunu düşürmek çok fazla izahı kolay olan bir şey olmaz. O yüzden temsilde adalet bakımından biz bunu muhafaza ettik, bir de önceki yaptığımız bir açılımın gerisine düşmemek için muhafaza ettik. Zor olduğunu biliyorduk ama AK Parti zoru başaran bir parti olduğu için tereddüt göstermedik."

"MİLLETİ SÜREKLİ SEÇİMLE MEŞGUL EDEMEYİZ"

"Cumhurbaşkanı seçilecek ancak AK Parti parlamentoda yeterli çoğunluğu sağlayamayacak" şeklinde bir senaryo bulunduğunun ifade edilmesi üzerine Yıldırım, "Rüya mı görmüşler, istihareye mi yatmışlar" dedi.

Yıldırım, MHP ile Cumhur İttifakı'nı kurduklarını anlatarak, "Cumhurbaşkanında ortak adayımız, hepimiz oraya vereceğiz. Ama MHP'nin seçmenleri kendi adaylarına verecek, AK Parti'nin adayları kendi adaylarına verecek. Böylece güçlü cumhurbaşkanı, güçlü Meclis…" diye konuştu.

24 Haziran sonrası erken seçim kararı iddialarının sorulması üzerine Yıldırım, "Hayır, öyle bir şeye gerek yok. Milleti sürekli seçimle meşgul edemeyiz. (Sistemde) Hiçbir tıkanma olmaz, öyle bir şey olmayacağını bir kere söyleyeyim, bizim milletimiz öyle bir çelişkiye izin vermez, ayarını güzelce yapar ve ona göre karar verir." değerlendirmesinde bulundu.

"YENİKAPI RUHUNU ZEDELEYECEK BİR SIKINTI OLMADI"

Başbakan Yıldırım, Devlet Bahçeli'nin Kayseri'de yaptığı konuşmada AK Partili bazı milletvekillerine ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Zaman zaman sahada böyle şeyler duyuyoruz. Sadece AK Parti tarafında değil MHP tarafında da bu var. Yerelde kıskançlık, rekabet, çekişme olabilir. Bunları büyütmenin anlamı yok. Önemli olan bizim ne dediğimiz, Cumhurbaşkanımızın ne dediği, Sayın Bahçeli'nin ne dediği. Biz bunlara itibar ederiz. Aramızda muhabbeti, ittifak ruhunu, Yenikapı ruhunu zedeleyecek bir sıkıntı olmadı, bugünden sonra da olmaz." şeklinde konuştu.

Yıldırım, 24 Haziran seçiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy verme noktasında herkesin Türkiye'nin bekasını, iç ve dış tehditleri göz önünde bulundurarak, "cömert" davranacığına inandığını belirtti.

Yıldırım, "Kimse bir ülkenin maceraya sürüklenmesine rıza göstermez. Bahçeli, ülkücü camiasını bizden daha iyi bilir. Ama bizim de sahadan elde ettiğimiz intiba aynı yönde." diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af konusundaki bir soru üzerine Yıldırım, AK Parti olarak duruşlarının belli olduğunu hatırlatarak, "Bizim bu konudaki duruşumuzda bir bir değişiklik yok. Zaten FETÖ ve terörle mücadele henüz bitmiş değil. Burada hem mağdurların hem de bu mücadeleyi yapanların azmini kırmak gibi bir düşüncemiz yok, buna da hakkımız yok. Biz terörle mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.

NTV

ÖNEMLİ

AK Parti MKYK toplantısı başlattı

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı bugün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında...

Yavuz Ağıralioğlu, bana oy verir misiniz? dedi

Yavuz Ağıralioğlu'nun İYİ Parti'den istifa ederek yeni bir parti kurma hazırlığına girişmesi, kamuoyunda büyük ilgi ve merak uyandırdı. Ancak, ASAL Araştırma tarafından yapılan bir...

Daha Fazlası!