Avrupa Birliği yetkilileriyle görüşmek üzere Brüksel'e giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, Belçika'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Davutoğlu, Charlie Hebdo dergisinin karikatürlerinin Türkiye'de basılmasını "açık tahrik" olarak nitelendirdi. Davutoğlu, "Gelin bize saldırın gibi karikatür basarsanız güvenlik güçleri önlem alır" ifadesini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
– Her şeyden önce müzakere sürecimizin geldiği nokta, 17'nci fasıl başta olmak üzere müzakerelerin hızlandırılması ve vize serbestliği gibi konuları konuşacağız.
– Başta Suriye olmak üzere uluslararası ve bölgesel konuları konuşma fırsatı bulacağız.
Soru: Paris’teki saldırının ardından karikatür tartışması Türkiye’ye yansıdı, mahkeme kararı var. Bu anlamda genel değerlendirme alabilir miyiz?
– Bu konuda ilkesel tutumumuz var:
1- Terör saldırılarına karşıyız. Çünkü terör saldırısında masum insanların ölümü söz konusudur. Terör saldırıları karşı olmamız sebebiyle Paris’teki yürüyüşe katıldık.
2- Basın özgürlüğü hakaret etme özgürlüğü anlamına gelmez hele hele bu bizim şahsiyetlerimizden çok daha büyük anlam taşıyan bir peygambere hakaret ise bu basın özgürlüğü değildir. 1,5 milyar insanın inandığı alemlere rahmet olarak gördüğü bir kişi ile ilgiliyse buna basın özgürlüğü denmez. Bu anlamda Türkiye’de geniş kitlelerin hassasiyeti var. Şahsına gelen hakareti sabırla karşılayabilecek insanlar, peygambere hakaret söz konusu olduğunda saygıyla karşılayamayabilir. Bu durumda böyle bir baskı yapmak açık bir tahriktir. Herhangi bir insana hakaret edildiği zaman karşı çıktığımız gibi Hz. Peygamber’e yapılacak hakarete karşı çıkarız. Bu ülkede Hz. Peygamber’e hakaret edilmesine izin vermeyiz. Bu kadar hassas süreçten geçerken açık tahrik niteliği taşıyan bir tavır takınılıyorsa başka bir hesap var mı sorusu akıllara getirir. Paralel yapının bu konudaki tavrına da dikkat çekmek gerekir.
3- Eğer böyle bir durum varsa tahrik hakaret söz konusu ise çıkabilecek güvenlik problemi için tedbir alınır. Neredeyse gelin bize saldırın diye hakaret karikatürü basacaksınız, güvenlik güçlerimiz tedbiri alır. Geçmişteki olayların benzerlerinin yaşanmasına izin vermeyiz.
– Bu konudaki tutumumuz kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bunun ifade edilmesine de ihtiyaç yok. Türkiye’de yaşayan makul bir insan Hz. Peygamber’in ne anlama geldiğini bilir. Türkiye bu konularda kayıtsız bir toplumsal dokuya sahip değil. Yolda çevirip sıradan bir insana hakaret ettiğinde nasıl bir tavır ile karşılaşıyorsa ulu bir şahsiyete nasıl bir tepki göstereceği belli.
Soru: İsrail Başbakanı ve Dışişleri Bakanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini verdiği tepkiler için ne diyeceksiniz?
– Sayın Cumhurbaşkanı’nın verdiği tepki doğrudur. Nitekim Netanyahu Paris’te yalnızları oynadı. Paris’teki teröristler ne kadar insanlık suçu işledilerse, Gazze’de çocukları katleden, her fırsatta Filistinliyi öldürmeyi doğal fırsat haline getiren bir hükümetin başı olarak Netanyahu insanlık suçu işlemiştir. Bundan kaçamaz. Orada bulunması insanlık vicdanı ile aynı perspektifte baktığını anlamına gelmez.
– Kim zulüm ederse onun karşısındayız. Zorba arıyorlarsa aynaya baksınlar.