Bilim Kurulu üyesinden velilere uyarı

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, yüz yüze eğitim öncesi velileri uyardı.

25

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı öğretim üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özkan, yarın başlayacak 2021-2022 eğitim-öğretim yılı öncesi velilere, öğrencilere ve okul yönetimlerine uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Özkan, dünyada tam kapanma kurallarının kaldırıldığını ve eğitimden geri kalınmaması için okulların açılacağını söyledi:

Öğrencilerimiz, maskelerini kurallara uygun olarak takmaları, gün içinde nemlendikçe 2-3 kere değiştirebilmek için yanlarına maske almaları, maskelerini yemek yerken mümkünse açık havada çıkarmaları ya da mutlaka bulundukları mekanda cam ve kapıların açık olması gerekiyor. Öğrencilerin maskelerini çıkartmak zorunda kaldıkları zamanlarda da iki kol boyu mesafe bırakarak, maskesiz bulundukları süreci daha dikkatli atlatmalarını rica ediyorum.

Sınıflarda oturma düzeni çok önemli. Arka arkaya oturma düzenini öneriyoruz. Çünkü iki taraf maskeli olsa dahi karşı karşıya olmak riski arttırıyor. Mümkün oldukça karşı karşıya olmayan aktiviteler, uygulamalar yapılmalı, sınıflarda temiz havaya önem verilmeli. Kalem alma, silgi verme gibi uygulamaları hiç önermiyoruz ama eğer yaptıysak elimizi kolonya ya da dezenfektan ile temizlemeliyiz.

Tam aşılı olma sürecinde de daha dikkatli olmalıyız. Mesela bugün aşı olduk, pazartesi günü okullar açıldı, daha aşının koruyuculuğu başlamamış oluyor. ‘İkinci dozdan 14 gün sonra’ diye tanımlıyoruz. Ama aşılarımız tam olsa bile kuralları asla elden bırakmamamız gerekiyor. Öğrencilerimiz bu konuda çok duyarlılar, onların bu kurallara daha sıkı uyacaklarına eminim.

Okulda öğretmen, personel, idari yapı var, onların da görevi var. Onların da çok önemli rolleri var. Bu kurallara onlar dikkat ederek uyarsalar, öğrencilerin uygulaması çok daha kolay olacaktır. Eğer onlar uymazlarsa öğrenciler, büyüklerini örnek alarak onlar da uymayabilir. Bu süreçte eğer bunlara uymazsak okul içinde çocuklarımız hastalanabilir. Biliyorsunuz onlar daha az şikayet ile geçiriyor bu hastalığı, hasta olursalar eve getirebilirler. Evde aşısı tamamlanmamış ya da başka hastalığı olan kişi varsa onlara taşıyabilirler, bu tür riskler var. Bu yüzden bireysel korunmayı çok önemseyeceğiz.

Biliyoruz velilerimiz kaygılı ve endişeliler. Ama bu kaygı ve endişeyi bir kenarı koyarak yapmamız gerekenleri yapmalıyız. Birinci yapmamız gereken şu; çocuklarımızı ve kendimizi korumak için tam aşılı olmamız gerekiyor. Çocuklarımızı okula yollarken kolonyasını, maskesini her sabah kontrol etmeliyiz. Çocuk eve gelir gelmez, elini yüzünü sabunla yıkamasını söylemeliyiz. Çocuklara; yüksek ateş, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi bir şikayeti var mı diyerek sabah ve akşam sormak gerekiyor. Çünkü şikayetlerin takibi bize çok önemli ip uçları verecektir; hasta olup olmadığını, başlangıç olup olmadığını yakalayabiliriz. Böyle şikayetleri varsa kesinlikle okula yollamamaları gerekiyor. Eğer okula giderse kurallara uymayan çocuk varsa hastalığı bulaştırabilir. Velilerin ve yaşı gelen çocukların aşılanmasını, ayrıca mutlaka semptom takibi yapılmasını öneriyorum. Bu konuda duyarlı olmalıyız.

Serviste de özellikle servisi kullanan kişiler ve görevlilerin aşılarının tam olması, kurallara uyması önemli. Veliler çocuklarını okula bırakırken kapıdan bırakacaklar, içeriye giremeyecekler. Velilerin okula girebilmek için ısrar etmemesi gerekiyor. Akşam çocuklarını alırken de belli yerde buluşmayı tavsiye ediyorum. Velilerimizin aşılarını tam yapmaları, çocuklarımızın da sağlığını koruyacaktır. Özellikle şunu söylemek istiyorum; çocukluk çağında 13 hastalığa karşı çocuklarımızı aşılıyoruz, bu aşılama yüzde 98’lerde. Yüzde 2’lik kısım da hastalığı olan çocuklar olabilir. Bu kadar çocuklarımızı korumak odaklı ve önemseyen toplumuz, eminim bu süreçte koronavirüs aşılarını hem veliler hem de 15 yaş üstü çocuklarımız ve 12-15 yaş arası hastalığı olan çocuklarımız yaptıracaktır.