CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için "Bizi dilediği kadar eleştirebilir" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu'na göre iki muhalefet partisinin birbirini eleştirmesi şık değil.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu HABERTÜRK TV'de Didem Yılmaz'ın sorularını yanıtladı. İşte Kılıçdaroğlu'nun öne çıkan açıklamaları:
NASIL BİR MİLLİYETÇİLİK?
Bizim milliyetçiliğimiz kafatası milliyetçiliği değildir. Ulusun çıkarları üzerine inşa edilmiştir. Halkın iktidarında Irak'a girmeyeceğiz diye 1 milyar dolarlık sözleşmeyi imzalamayız. Çünkü o sözleşmeyi imzaladık mı kendi ülkemize ihanet etmiş oluruz. Bizim milliyetçilik anlayışımızda zenginlik millete dokunmalı herkes varlıklı olmalı.
BAHÇELİ'NİN ELEŞTİRİLERİ
MHP'yi eleştirmek istemiyorum. İki muhalefet partisinin birbirini eleştirmesini şık bulmuyorum. Ülkede binlerce sorun var. İki buçuk aylık çocuk açlıktan öldü, gazi ölü bulundu, çöpten ekmek toplayan çocuk arabanın altında kaldı… Bunlar dururken biz kalkacağız birbirimizi eleştireceğiz. Ben bunu şık bulmuyorum. Bahçeli'ye öteden beri saygı duymuşumdur. Bizi dilediği kadar eleştirebilir. Tek başına iktidar olmak istiyoruz. Biz ülkenin sorunlarına talibiz.
ALT LİMİT 600 TL
Bir şey söylüyorsak, biz onun bütün hesabını yapmışızdır. Aile sigortası dedik. Yoksul ailede kadının banka hesabına 600 lira para yatıracağız dedik. Bu 600 lira alt limit. Çocuk sayısına göre değişebilir. Biz inancımız gereği olarak da sağ elin verdiğini sol el görmeyecek diyoruz.
İKİ PARTİLİ SİSTEM
İki partili sistemi Sayın Başbakan istikrar gerekçesiyle istiyor. Koalisyonların istikrar getirmeyeceği kanısına sahip. Ben Sayın Başbakan'ın yakın siyasl tarihi iyi bilmediği kanısındayım. En önemli değişiklikler koalisyon dönemlerinde olmuştur.
BENZERİNİ YAŞAMAK İSTEMEYİZ
Bir ülkede baskıcı rejim varsa yolsuzluklarla besleniyorsa, işsizlik varsa… Ne kadar baskı uygularsanız uygulayın bir yerden patlar bu. Ya gençlerden ya da halktan.. Bu ülkeler sorunlu ülkeler. Özgürlük açısından, demokrasi açısından, yolsuzluklar açısından sorunlu… Siyasal partilerin sağlıklı çalışmadığı ülkeler. Bu ülkelerde patlama olmasına şaşırmamak gerekir. Hele günümüzde… İletişim çağındayız. Türkiye'de ayaklanma olmasını tercih etmeyiz. Türkiye olayların yaşandığı ülkelere göre daha demokratik bir üke. Türkiye'nin o olaylara kayıtsız kalmasını beklemek mümkün değil. Ama o olayların
benzerini yaşamak istemeyiz.
SİVİL DİRENİŞ
Bu olay yani AKP'nin getirdiği yasalar… Yargı ile ilgili yargının ele geçirilmesi ile ilgili düzenlemlerdir. Halka özgürlüklerin gelecekte siyasallaşmamış bir yargı tarafından nasıl tehlikeye sürükleneceğini göstermek istediler. Biz neden yargıya güveniriz bir haksızlığa uğradıysak mahkemeye gideriz. Ama siyasi otoritenin emrinde karar verilirse siz hak arayamazsınız. Biz bu olaya ve bu soruna halkın dikkatini çektik. Direniş demek eline silah almak anlamına gelmiyor. Düşüncelerin özgürce dile getirilmesi… Milletvekili arkadaşlarımız Bursa nutkundan esinlenmiş olabilirler. Böyle bir metin var. Böyle bir metnin olduğuna uzun tartışmalar sonunda karar verildi. Örneğin baroların tepki göstermesi sivil bir harekettir. Hukuk fakültelerinin tepki göstermesi gerekir. Sessiz kalırlarsa hukuk fakültesi değildir.
BALBAY VE ÖZKAN ADAY OLACAK MI?
Ortada seçim yok, seçim takvimi yok. Ama bir tartışma var. Olmayan şeye nasıl evet ya da hayır diyeyim. Bir düşünce var. Bizi AKP'den ayıran temel kural biz halkın partisiyiz. Bizde ortak payda demokrasi, özgürlük, sosyal devlet, laiklik konusunda… Günlük olaylarda elbette arkadaşlarımızın değişik düşüncesi var.