SKANDAL OLAY MUĞLA MENTEŞE’DE GERÇEKLEŞTİ
Muğla’nın Menteşe ilçesinde 16 Eylül 2024’te yaşanan çirkin olay, iki kız çocuğuna yönelik istismar eylemiyle gündeme geldi. 6 ve 9 yaşlarındaki kız çocuklarına istismarda bulunan sanık Mehmet Ali Çakmak, tutuklandı.
AKIL SAĞLIĞINI İDDİA ETTİ
İlk duruşmada sanık Çakmak, akıl sağlığının bozuk olduğunu belirtti ve “Karakoldaki ifademde atılı suçlamayı kabul etmediğimi söylesem de neden öyle dediğimi hatırlamıyorum. Olayın nasıl olduğunu da hatırlamıyorum. Çocuklar parktaydı, oraya vardığımda şuurum bozulduğu için ne yaptığımı hatırlamıyorum” dedi. Mahkeme heyeti, bu iddiayı değerlendirerek adli tıptan akıl sağlığı raporu istedi. Adli Tıp Kurumu, sanığın akıl sağlığının yerinde olduğuna ve ceza ehliyetine sahip olduğuna karar verdi.
CEZASI AÇIKLANDI
Davanın dördüncü duruşmasında sanık Mehmet Ali Çakmak’a, bir çocuk yönünden “cinsel taciz” ve diğer çocuk yönünden “cinsel istismar” suçlarından toplam 6 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devam etmesine karar verdi. Mağdur çocuklardan birinin avukatı Alev Öztürk, kararı istinaf mahkemesine taşıyacaklarını açıkladı. Öztürk, sanığın akıl sağlığının yerinde olmadığını iddia ettiğini belirterek, “Adli Tıp Kurumu raporu ile sanığın işlediği suç eylemi bakımından ceza ehliyetini ortadan kaldıracak herhangi bir rahatsızlığın olmadığı tespit edildi” dedi.
MAHKEME KARARINI GÖZDEN GEÇİRECEKLER
Öztürk, mahkemenin sanığı iki çocuk için ayrı ayrı toplam 6 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdığını aktararak, “Mahkeme, sanığın cezasını ikinci çocuk açısından eylemine uyan suçun vasfını yanlış değerlendirdi. Sanığı, çocuğa karşı cinsel taciz suçu nedeniyle en alt sınırdan cezalandırdı. Ancak biz sanığın bu çocuğa karşı da cinsel istismar suçunu işlediği kanaatindeyiz” şeklinde konuştu. Ayrıca, sanığın cinsel istismar suçundan cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiği görüşünü iletti.
ŞİDDETLE MÜCADELEDE HEMEN ADIM ATILMALI
Alev Öztürk, “Mahkemenin sanık hakkında takdiri indirim uygulamaması, bizim açımızdan olumlu, ancak mahkemelerin kadına ve çocuğa yönelik şiddet ile mücadelede gereken sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini unutmaması önemli” dedi. Öztürk, mahkemelerin uluslararası sözleşmeler gereği, dosyanın somut durumunu değerlendirerek en üst haddin, cezalandırma da dikkatli davranmaları gerektiğinin altını çizdi. Bu eğilimlerin, kadına ve çocuğa yönelik şiddet vakalarının artmasına ve faillerin cesaretlenmesine yol açtığını belirtti.