Galatasaray'ın devre arasında Fenerbahçe'den transfer ettiği milli futbolcu Colin Kazım, sarı-kırmızılı takımda kendini ispatlamanın peşinde olduğunu söyledi. Kazım, Galatasaray Dergisi'nin Şubat ayı sayısında yer alan röportajında, tekrar İngiltere'ye dönme planının olup olmadığı sorusuna, ''Çok fazla uzun vadeli planım yok. Kısa vadeli şeyleri düşünüyorum. Şu anda kendimi ispatlamanın peşindeyim. Buraya transferimi teknik direktörümüz Hagi sağladı. Burada kendimi gösteremezsem, teknik direktör Hagi de eleştirilecek ve böyle büyük bir futbol adamının benim yüzümden eleştirilmesini istemem. Bu da benim için bir motivasyon kaynağı. O yüzden şu anda uzun vadeden ziyade Galatasaray'da yapacaklarım önemli'' ifadelerini kullandı.
-''ÇOK FAZLA YARDIM GÖRMEDİM''-
Türkiye'ye gelişinde adaptasyon sorunu yaşayıp yaşamadığı sorusuna da Kazım, ''Evet, adaptasyon sürecim uzun sürdü. Her şeyiyle farklı bir yere geliyorsunuz. Mesela antrenman saatleri İngiltere'de sadece sabah saatleridir ama burada akşam antrenmanları da oluyor. Buna adapte olmak belli bir zaman aldı. Araba kullanmak, dili öğrenmek çok kolay değildi benim için. Bunlar adaptasyon sürecinin parçaları ve zamanla her şey yoluna giriyor. Şunu da belirtmem lazım, Galatasaray'a gelmeden önceki kulübümde de çok fazla yardım göremedim. Yardımcım Köksal'ın bana çok yardımı oldu. O'nun sayesin birçok engeli aştım diyebilirim'' şeklinde konuştu.
-MİLLİ TAKIMA SEÇİLİŞİ-
Kazım, Sheffield United'da forma giyerken milli takım yetkilileri tarafından izlendiğini bilip bilmediği sorusu üzerine de şunları söyledi:
''Biliyordum, kısa zaman sonra 21 yaş altı Milli Takımı için Türkiye'den teklif aldım. O dönem Sheffield United'ta oynuyordum. Yine iyi bir dönemimdeydim. Ünal Karaman beni aradı ve milli takım kampına davet edeceğini söyledi. Tabii, çok büyük gurur duydum. Türk Milli Takımı'na çağrılmam, gazetelerde büyük puntolarla yazılan bir haber oldu. Sky Televizyonu'nda bu konu ile ilgili röportajlar yaptılar. Türkiye'nin teklifi çok konuşuldu İngiltere'de. Zaten birkaç gün sonra da İngiltere 21 Yaş Altı Milli Takımı'ndan bir teklif aldım. Ama herhangi bir ikileme düşmedim. Çünkü kararımı hemen vermiştim, Türkiye'de oynayacaktım.''
Türkiye'yi seçmesinin kendisi için kolay bir karar olduğunu ifade eden Kazım, ''O dönem ailem dışında kimseye danışmadım. Annem ve anneannem Türk, onlar çok sevindi. Babam da çok sevindi böyle bir teklife. Türkiye'den bir teklif almanız bence çok önemli. Çünkü biz önemli bir futbol ülkesiyiz'' ifadelerini kullandı.
Arsenal taraftarı olduğunun hatırlatılıp, 2000'deki UEFA Kupası finalinde neler hissettiğinin sorulması üzerine Kazım, ''Finali Kopenhag'ta izleme şansım olmadı. Benim için bu maçı evde izlemek çok ilginçti, çünkü baba tarafı komple Arsenalliydi. Anne tarafı ise Galatasaray'ı tutuyordu. Yani ben o akşam her şekilde kazanan tarafta olacaktım. Çok eğlenmiştik izlerken. O gün Galatasaray kazandı, yani ben de kazanmıştım'' dedi.
-AGRESİF VE SORUNLU BİR FUTBOLCU MU?-
Kendisi için basında agresif ve sorunlu bir futbolcu profilinin çizildiğinin belirtilmesi üzerine Kazım, şöyle konuştu:
''Bu tip bir Kazım profilini yaratılmasının en önemli sebebi, benim bu haberleri yapan gazetecilere prim vermemem. Birçok kez gazeteciler beni telefonla aradı ama ben konuşmak istemedim. Bu şekilde karşılık verince gazeteciler de farklı haberler yapmaya başladılar. Benim adıma negatif haberler üretildi ve bu haberler üst üste yapıldı. İnsanların gözüne sokacak şekilde her gün birisi hakkında olumsuz haberler yaparsınız, insanlar da buna inanır. Benim birçok sosyal vakfa ve yardım kuruluşuna yardımlarım oluyor. Böyle bir haber okudunuz mu, medya böyle bir araştırıp haber yaptı mı? Hayır. Çünkü olumsuz haberler yapmak onlar için daha kolay.''
Bu tip haberler çıktığı zaman futbolcunun bunlarla uğraşması, cevap vermesi ya da ''hayır, bu böyle değil'' demesinin gereksiz olduğunu kaydeden Kazım, ''Bunlar bence kulübün işi olmalı. Futbolcu kulüple, kulüp de bu haberleri yapanla, yani basınla halletmeli bu işleri. Ne yazık ki eski kulübümde bu şekilde bir yaklaşım görmedim. Ama şimdi Galatasaray'dayım. Burada kendimi daha emin ellerde hissediyorum. Bu kanıya nasıl varıyorum derseniz, başkanımız Adnan Polat'la karşılaşıyorum ve güler yüzlü bir sohbete dahil oluyorum. Benim elimi sıkması, bana 'nasılsın?' demesi…Bunlar çok önemli. Saygı ve sevgi gördüğünüzü hissediyorsunuz ve işte o zaman buraya bir şeyler borçlu olduğunuzun farkına varıyorsunuz. Amerika Başkanı Barrack Obama'yı izliyoruz. İnsanlarla güler yüzlü şekilde el sıkışıyor. Bunun o insanlar için ne kadar önemli olduğunu düşünün. Aynı şey burada da geçerli… Başkanımızın bana yaklaşımı, benim için çok önemli. Saygı bekliyorsanız; saygı ve sevgiyi de göstermeniz gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
-''GALATASARAY'DA KENDİMİ MUTLU HİSSEDİYORUM''-
Kazım, Galatasaray'a transferiyle ilgili olarak da, ''Hayatımda bu tip önemli kararları almaktan hiçbir zaman korkmadım. Bunu saha içi için de söyleyebilirim. Galatasaray taraftarı bana bir tepki gösterdi buraya gelirken. Çünkü ben Galatasaray'ın ezeli rakibinden buraya geldim. Bir futbol taraftarı olarak bunu çok iyi anlıyorum. Colin Kazım olduğum için bu tepkiyi görmedim. Başka bir takımdan buraya transfer olsaydım, bunlar konuşulmayacaktı. Ama bunları aştığımı düşünüyorum. Şu anda Galatasaray'da kendimi mutlu hissediyorum, önemli olan da bu'' şeklinde konuştu.
Galatasaray'da şu ana kadar iyi bir başlangıç yaptığını düşündüğünü anlatan Kazım, ''Umarım her şey benim ve Galatasaray için daha iyi olacak. Önümde çok uzun yıllar var. Daha 24 yaşındayım. 10 sene daha futbol oynayabilirim. Her geçen gün daha iyi olacak. Bunu da herkes görecek. Bir şeyler öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye açık bir insanım. Artık yepyeni bir sayfa açıldı. Herkes Colin Kazım'ın neler yapabileceğini, Colin Kazım'ın kapasitesini görecek'' dedi.
-''UZUN SÜREDİR BU KADAR KEYİF ALMADIM''-
Kazım, neler yapabileceğinin farkında olduğunu ifade ederek, ''Galatasaray'da olmaktan ve bu takımın parçası olmaktan çok büyük zevk alıyorum. Futbol oynamaktan uzun süredir bu kadar keyif almadım. Antrenmanlara gelmekten çok zevk alıyorum. Teknik direktörümüz Gheorghe Hagi ile devamlı konuşuyoruz. Benden istediklerini anlatıyor. Devamlı fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bu da bir futbolcu için çok önemli. Şu an kendimi yıllardır Galatasaray'da oynuyor gibi hissediyorum. Şöyle tabir etmem daha doğru olacak. Elimden gelenin yüzde yüzünü değil, yüzde yüz ellisini vermeye çalışıyorum. Bazen kötü günümde de olacağım. Ama kötü günümde de elimden gelenin fazlasını vereceğim. Bu biraz da mutlu olmanızla alakalı. Mutluysanız ve yaptığınız işten keyif alıyorsanız, istediklerinizi daha kolay yapıyorsunuz'' diye konuştu.
-''TARİHİ GOLLER ATIYORUM''-
Ali Sami Yen Stadı'ndaki son golü attığının hatırlatılması üzerine Kazım, şunları söyledi:
''Evet, tarihi goller atıyorum. Brighton forması ile Coca Cola Ligi'nde 5 bininci golü atmıştım. Fenerbahçe'deyken çeyrek finalde Chelsea'ya karşı bir gol atmıştım. Kariyerimdeki çok önemli gollerdir bunlar. Ama aradan yıllar geçecek Coca Cola Ligi'nde 10 bininci gol atılacak. Eski kulübümde yarı finalde bir gol atılacak. Ben attığım bu gollerin anlamı azalacak ama kimse Ali Sami Yen'de son golü atamayacak. Kariyerimdeki en anlamlı gol buydu. Attığım hiçbir golle mukayese kabul etmez. O sırada şartlar da önemliydi. Biraz önce de konuştuk. Taraftarın tepkileri vardı. Attığım bu gol, benim kariyerimde yeni bir başlangıç olarak da değerlendirilebilir.''
''Antigualı bir baba ve Kıbrıslı bir annenin çocuğusun. Farklı iki kültür. Senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?'' sorusuna Kazım şöyle yanıt verdi:
''Evet, annem ve babam farklı kültürlerden… İki farklı kültürden gelmem, konulara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilmemi sağladı, diyebilirim. Tabii bunu yorumlarken arada büyük fark var demek de çok doğru değil. Çünkü kültürler ya da insanlar birbirine benzer. İhtiyaçlar aynı, ihtiyaçların karşılanması için izlenen yol aynı. Sadece uygulamada farklılık var diyebilirim. İngiltere'de Türklerin çok sevildiği söylenemez. Irkçılığı da inkar edemezsiniz. Yani siyahlara karşı bazı insanlarda önyargı var. Böyle bir çocuktum ben. Hem Türk hem siyah,…Bu tür olaylar etrafınızda dönerken iyi bir çocuk yetiştirmek, beladan uzak tutarak yetiştirmek çok kolay değil ama onlar bunu başardı. Ben ikisine de teşekkür ediyorum çünkü yaptıkları çok zor bir işti.''
Colin Kazım, ''Annen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı…Kıbrıs'taki gelişmeleri takip ediyor musun?'' sorusunu, ''Evet, Kıbrıs çok güzel bir yer. Girne ve Lefkoşe çok güzel yerler. Tabii oradaki olaylar politika merkezli. Ben bir futbolcuyum ve işime konsantreyim. Orada olan olaylar hakkında bilgim var. Olmaması gereken birçok şeyin olduğunun, olması gereken birçok şeyin de olmadığının farkındayım Kıbrıs'ta. Umuyorum futboldan sonra, bu konularla daha yakından ilgileneceğim'' diye yanıtladı.
-BENİM ADIM…-
Kazım, son olarak İngiltere'de kendisine farklı şekillerde seslenildiğinin hatırlatılıp bir tercihinin olup olmadığı sorusuna, ''Benim adım Colin Kazım Richards…Formama Kazım Richards yazdırmak istiyorum ama uzun oluyor. Evde annemin ve babamın bana seslenirken kullandığı isimler var. Bu bana ve onlara özel. Dışarıda ise bana Colin de, Kazım da diyorlar'' dedi.