Geniş Aile…
Türkiye'deki "komedi" dizileri arasından sıyrılıp "en"ler arasına girmiş, arkadan gelenlere yol göstermiş bir yapıt…
İzleyicinin özlediği "mahalle" ağzını bir kez daha duyduk ve hayatın özü "sokağa" yeniden çıktık.
Çevremizde ve hatta ailemizde gördüğümüz hayatları, televizyon ekranlarında izledik.
Geniş Aile şimdi film oldu. "Geniş Aile: Yapıştır" ismi ile beyaz perdedeki yerini alan film, en az dizideki kadar kahkaha vaad ediyor.
Filmin vizyona girdiği şu günlerde Geniş Aile dizisinin fikir babası, senaristi Cüneyt İnay ile Geniş Aile'yi konuştuk!
***
Röportaj: Muaz Kalaycı
Redakte: Derya Üstün
***
1 SAAT ÇİZGİ FİLM İZLEYEN ÇOCUK, İLERİDE 3 SAAT DİZİ İZLEYEBİLİR
— Eski dizilerde apartman dairelerinde, evlerde insani ve ahlaki dizilerin senaryolara konu edildiğini görüyorduk. Ancak şimdiki dizilerde yalılarda ve villalarda geçen çarpık hayatlar ekranlarda… Ne değişti ki senaryolar da bu seviye ve derecede değişti?
Galiba insanlar, yalıda geçen zenginlerin hayatlarını merak ediyor. Çünkü bizim hayatımız dizilerdeki gibi değil. Geniş Aile gibi mahalleyi ve orta halli daha geniş kitleyi kapsayan diziler fazla tutmuyor. Belirgin özellikleri olanlar istisna… Geniş Aile'nin de en belirgin özelliği; farklı dili ve farklı espri anlayışı. Dizinin bu sayede çok izlendiğine inanıyorum. İnsanlar dizi 3 saat sürse bile 3 saat oturup onu izleyebiliyor. Bu aslında çok korkunç bir zaman kaybı. Bunun sebebi kanallar mı yoksa insanlar mı bilmiyorum fakat şunu söyleyebilirim ki; yerli çizgi filmlerde de süre çok uzun. Yerli çizgi filmler yaklaşık 1 saat sürebiliyor ama yabancı çizgi filmler en fazla 10 dakika. Yani 1 saat çizgi film izleyen çocuk ileride 3 saat dizi izleyebilir.
ANNEM BİLE DİZİLERDE HİÇ BİR SAHNEYİ KAÇIRMAK İSTEMEZ
— İnsanlar bu dizileri yüksek sesle eleştirmekten çekinmiyor ama izlemekten de geri durmuyor değil mi?
Evet. Buna annemden örnek verebilirim. Mesela benim annem yabancı dizi de izler, mutaassıp bir dizi de izler, hatta diziyi izlerken televizyon karşısından ayrılması gerekirse televizyonun sesini açtırarak diziyi sesinden takip etmeye devam eder. Kopamıyor diziden. Aslında bir iki sahne kaçırsa da çok bir şey fark etmeyecek ama yine de o sahneyi kaçırmak istemiyor.
GENİŞ AİLE YAPIŞTIR'IN FRAGMANI
"DİZİ ARASINDA PARFÜM REKLAMLARI VAR AMA KENDAL TÜTÜN KOLANYASIYLA BÜTÜN KASABAYI HAMİLE BIRAKIYOR"
— Diziler reklama yönelik mi yapılıyor?
"Karagül" isimli bir dizi var. Dizide Kendal adında bir karakter var. Sürekli avluda kadınları dövüyor. Kadınlardan biri hamile kalıyor. O çocuk Kendal'ın çıkıyor. Aslında bütün çocukların babası Kendal ama anneler babanın kim olduğunu bilmiyor… Böyle enteresan bir dizi. Bu dizinin arasına giren reklamlar aslında o diziyi izleyen kitle ile çok alakasız. Çünkü David Backham reklam arasında bir parfümün reklamını yapıyor ama bir saniye önce dizide tütün kolonyasıyla Kendal, bütün kasabayı hamile bırakmış oluyor. Yani o reklam, bu alıcı ile çok tezat. Bunu işin içindeki birisi olarak ben çözemedim.
"ALİ DESİDERO ŞARKISI BENİ ÇOK ETKİLEMİŞTİR"
— Bir senaryonun başarıya ulaşmasının hemen ardından benzer senaryolar türüyor. Buna bir manada konu hırsızlığı da diyebilir miyiz? Kanalların reyting çıkarları karşısında senaristlerin tutumu ne olmalı?
Türkiye'de henüz senaristlerin hakları tam olarak korunmuyor. Mesela dizilerin tekrarları yayınlandığında senaristler bundan bir şey kazanmıyor ya da yapımların yurt dışı satışlarında senaristler ek bir kazanç elde etmiyor. Emek hırsızlığına gelince; Geniş Aile, bir dil oluşturduğunda arkasından bir kaç dizi daha geldi ama ben bunları emek hırsızlığı olarak görmüyorum. Çünkü bir esinlenme var. Bana "bu dili oluştururken nereden esinlendin" diye hep sorarlar. Beni esinlendiren aslında bir dizi değil, bir şarkıdır. Ali Desidero şarkısı beni çok etkilemiştir. Bu şarkıyı küçüklüğümde de çok severdim. Büyüyünce de o şarkının ne kadar komik ve güzel bir hikayesi olduğunu anladım. Bu şarkı benim mizah anlayışımı çok etkilemiştir. Mazhar Alanson güzel söz yazarı, güzel yorumcu olduğu kadar iyi de bir mizahçı bence. Çünkü bu şarkıyı yazmak iyi de bir mizah kafası ister. Bir mizah dili oluştu aslında. Mizah, bundan önce televizyonlarda ara ara olan ve reyting almayan bir şeydi. Geniş Aile'yle mizah reyting alan bir iş oldu. Ondan sonraki işlerde de reyting almayanlar oldu ama bir şekilde ekranda tutundular. Ben böyle işlerin daha çok olması taraftarıyım. Çünkü bizim bu "mizah duvarını" aşmamız gerekiyor. Önceden sit-komlarda hep aynı olaylar komikmiş gibi gösterilirdi. Aslında bunlar komik olmayan ama içerisinde komikmiş gibi zannedilmesi için müzikleri olan sit-komlardı. Bunları ben de izledim. Ama ben daha çok mizah dizisi izlemek isterim.
"FİKİR HIRSIZLIĞI ÇOK OLUYOR. BAZI SENARYOLARIMI BAŞKA YERLERDE GÖRDÜM"
— Senaristlere haklarının tam olarak verilmediğini söyledin…
Sözleşmeleri imzalarken kanal ve yapımcı taraflı, onların daha baskın olduğu sözleşmeleri imzalıyoruz. Sendikamız var ama bu işleri nasıl çözüyorlar bilmiyorum. Fakat fikir hırsızlığı çok oluyor. Mesela Geniş Aile'yi yazmadan önce benim başıma birkaç defa böyle olaylar geldi. Çok fazla senaryo yazdım, birçok yere gönderdim ve maalesef birkaçını başka yerlerde gördüm. Senaristler; "dizi tekrarlarından, yurtdışı satışlarından ve karakterlerin reklamlarda oynamasından kazanç elde etmek istiyoruz" diye bir içtihat oluştururlarsa sanki bu problem aşılacak gibi geliyor bana.
GENİŞ AİLE YAPIŞTIR'IN KLİBİ
"GENİŞ AİLE BENİM AİLEMLE İÇ İÇEDİR. KİRİŞÇİ ANNEMİN SOYADIDIR"
— Geniş Aile başarılı bir dizi senaryosu ve başarılı bir oyunculuk performanslarından sonra film oldu. Senaristi olarak bize Geniş Aile'yi anlatır mısın?
Ben mizah dergilerinde yazarlık yaptım ama bu mecralarda çok rahat değildim. Büyüklerim bende bir yetenek görüyordu fakat bir türlü gereken patlamayı mizah dergilerinde yapamadım. Ben de dizi yazmaya karar verdim. "Geniş Aile" benim ailemle iç içedir. Mesela "Cevahir Kirişçi"… "Kirişçi" benim annemin evlenmeden önceki soyadıdır. Ulvi benim ilk okul arkadaşım. Büyümüş halini görmedim ama ben küçüklük halini hatırlıyorum. Ulvi karakterini yazarken "büyüyünce daha ne kadar salak olabilir" diye hayal ettim. Mürsel, benim çok yakın arkadaşımdan esinlendiğim bir karakter. Geniş Aile'deki anne Muazzez karakteri benim anneme çok benzer. Annem de nasihat verirken, "bak çocuğum yabancı biri sana gel derse gitme" diye değil de, Muazzez anne gibi direkt "çocuğum dikkat et seni inşaata çekmesinler" diye lafını esirgemeden söylerdi. Galiba Geniş Aile kendi hayatımın içindeki parçalardan oluştuğu için o samimiyeti yakaladık. Aslında çok göremeyeceğiniz kadar gerçekçi bir ailenin temel alındığı bir dizi. Dizi de babaanne var, birçok insanın babaannesi gibi laf sokan, söylenen, sert bir babaanne… Baba, yapılan yanlışlarda sürekli çarpılan duvar gibi… Benim kız kardeşim yok ama Nazan, benim hayalimdeki kız kardeşti. Yani bu dizinin başarısı ve samimiyeti buradan kaynaklanıyor. Bazı karakterleri ise sadece hayal ederek yazdım. Bu hikayenin çıkış noktasında, Almanya'ya işsizlik parası ya da çalışmak için giden çocuklar vardı. Kayserili olan Cevahir'i de oradan esinlendim. İlginçtir; Ufuk da (Ufuk Özkan) 12 yıl Almanya'da yaşamış. Aslında dizide oynayan oyunculardan başka oyuncular da bu diziye olmazmış, roller oyuncuların üzerine çok iyi oturdu.
— Senaryoda diyalogunu yazarken zorlandığın birisi var mı?
Yok, ama onlardan söylemekte zorlananlar çok oldu. Çünkü değişik bir dil olduğu için kendilerine ezberleme biçimleri bile geliştirmişler.
"HER SENE BİR GENİŞ AİLE FİLMİ YAPMAK İSTİYORUZ"
— Geniş Aile filminin devamı var mı?
Bir filmin devamının olması, o filmin gişesine bağlı. Eğer gişe iyi çıkarsa biz her sene bir tane "Geniş Aile" filmi yapmak istiyoruz. Şu anda birkaç tane hikaye var aklımda ama dediğim gibi gişeye bağlı.
"EVLİ OLUP OLMADIĞIM SORULDU"
— Sık sık söyleşileriniz oluyor. İnsanların seninle ve işinle alakalı en çok merak ettiği şeyler ne?
Geçenlerde bir söyleşide çok ilginç bir soru geldi. Evli olup olmadığım soruldu. Allah'tan eşim de yanımdaydı. Genelde yazar olmak isteyen gençler, bu işin formülünü istiyor ama bu işin bir formülü yok maalesef. Bu işin tek formülü, mizah ve yazmak. Egonuz çok kırılır, çok sert eleştirilere, haksızlıklara uğrarsınız ama bunları karşılayabilecek kadar da hırslı olmak lazım. En önemli şey, eleştirileri beyinde ve göğüste eritebilecek kadar hırslı olmak. Yetenekli olduklarına ve başarılı olabileceklerine inanırlarsa muhakkak yaparlar.
İZLEYİCİLERİN GENİŞ AİLE İLE İLGİLİ SÖZLERİ
"İLK SENARYOLAR ÇÖPE ATILIYOR"
— Daha yolunda başında senaristlere tavsiyelerin neler?
Bana senaryolarını ulaştıranlar var. Bunları okuyorum ve tavsiyelerde bulunuyorum. Kimi dinliyor, kimi dinlemiyor. Ama şunun bilinmesi lazım; ilk yazılan senaryolar genellikle olmaz. İlk yazılan senaryoları çöpe atmak hevesi kırmamalı. Pes etmeden yazmaya devam etmek gerek çünkü zor bir sektör. Drama da daha şans biraz daha fazla ama komedi de bu biraz daha zor.
…bitti!