ABD’NİN NÜKLEER TAHAHHÜDÜ VE AVRUPA
Avrupa’daki ülkeler, ABD Başkan Donald Trump’ın NATO ve Avrupa’ya yönelik mesajlarından ötürü “nükleer şemsiye” konusunu tartışmaya başladı. Gelecekte Amerikan nükleer şemsiyesine güvenip güvenemeyecekleri yönündeki sorular, Avrupa’nın asıl karşılaştığı mesele olarak ön planda duruyor. ABD, nükleer caydırıcılık taahhüdüne bağlılığını sürdürdüğünü belirtiyor. Ancak Trump’ın belirsiz tutumu, Avrupa ülkelerini alternatif yollar aramaya yönlendiriyor. Bu durumda dikkatler, NATO çerçevesinde ABD dışında kalan Fransa ve İngiltere gibi nükleer güçlere çevriliyor.
NÜKLEER GÜÇLERİN KAPSAMI
Fransa ve İngiltere’nin nükleer kapasiteleri, ABD’ninkine göre oldukça sınırlı. Bu nedenle, bu ülkelerin nükleer gücü, mevcut güvenlik yapısında tamamlayıcı bir nitelik taşıyor. ABD’nin nükleer taahhüdünü aniden bırakması, Fransız ve İngiliz nükleer güçlerinin Avrupa’nın güvenliğinde etkin bir rol oynamasını zorlaştırabiliyor. Alman Şansölyesi olması beklenen Friedrich Merz, konuya dair şu ifadeleri kullanıyor: “İngilizler ve Fransızlarla, nükleer paylaşım veya en azından nükleer güvenliklerinin bizim için de geçerli olup olmadığı konusunda görüşmeler yapmamız gerekiyor.” Almanya, geçmişe dayanan yasaklar nedeniyle kendi nükleer silah programına sahip değil, fakat topraklarında Amerikan nükleer başlıkları bulunduruyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Merz’in çağrısına yanıt vererek, Avrupalı müttefiklerinin korunmasına yönelik nükleer stratejik tartışmaları başlattığını açıkladı: “Müstakbel Alman Şansölyesinin tarihi çağrısına cevaben, Avrupalı müttefiklerimizin caydırıcılığımız yoluyla korunmasına ilişkin stratejik tartışmayı açmaya karar verdim.” Macron, 2020’de benzer bir görüş belirterek, Fransız nükleer caydırıcılığının Avrupa ülkeleri için önemine dikkat çekmişti.
İNGİLTERE’NİN ROLÜ VE POLONYA’NIN YAKLAŞIMI
İngiltere, 1952’den bu yana nükleer bir güce sahip ve bu kapasitesini NATO’nun savunmasına entegre etmiş durumda. İngiltere’nin nükleer yeteneklerinin, Fransa’nınkine kıyasla daha fazla ABD’ye bağlı olması, durumu daha karmaşık hale getiriyor. Polonya Başbakanı Donald Tusk, ülkesinin Fransa ile nükleer şemsiyeden yararlanma konusunda ciddi konuşmalar yaptığını belirtti. Polonya, nükleer silahlara erişim sağlama çabasındayken, NATO’nun kendi topraklarında füzelerin konuşlandırılmasına dair isteklerini ifade ediyor.
NATO VE NÜKLEER CAYDIRICILIK
NATO, nükleer caydırıcılığı güvenlik mimarisinin hayati bir parçası olarak görüyor. 2022’de güncellenen Stratejik Konsept’teki belirlemelere göre, NATO’nun nükleer silah kullanma durumları oldukça sınırlı. İttifak, İngiltere ve Fransa’nın bağımsız nükleer kuvvetlerinin katkısını da dikkate alarak, nükleer silahların varlığıyla birlikte bir nükleer ittifak olarak kalmayı hedefliyor.