Peterson Dünya Ekonomisi Enstitüsü’nde konuşan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, son 20 yılda gözlemlenen ülkeler arasındaki eşitsizliğin azalmasına rağmen, farklı toplum grupları arasındaki eşitsizliğin belirgin bir şekilde artığını kaydetti.
İngiltere’deki yüzde 10’luk kesimin, nüfusun en yoksul yarısının toplam varlığına denk düşen zenginliği kontrol etmesini buna örnek olarak gösteren Georgieva, benzer bir durumun, Almanya ve Fransa’nın da dahil olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün diğer ülkelerinin yanı sıra ABD, Avustralya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde de gözlemlendiğine dikkat çekti.
Artan eşitsizliğin ekonomik büyümeyi engellediğini ve popülizm ve siyasi istikrarsızlığı körüklediğini belirten Georgieva, “Bu kaygı verici eğilim, teknolojik gelişim ve entegrasyonun ilk önce Yaldızlı Çağ’a daha sonra Kükreyen Yirmili’ye ve son olarak da Büyük Buhran’a yol açan 20. yüzyılın başlarındaki durumu hatırlatıyor” ifadelerini kullandı.
Şu anda durumun iklim krizi ve artan korumacılık politikası nedeniyle daha da karmaşıklaştığına vurgu yapan Georgieva, sonuç olarak finansal piyasalardaki istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluğun önümüzdeki on yıla damgasını vuracağını kaydetti.
Yaldızlı Çağ, 19. yüzyılın sonunda ABD’nin hızlı ekonomik büyümesi dönemi. Kükreyen Yirmili ise, Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonraki ekonomik ve kültürel refahın 10 yılı; 1929’da borsaların çöküşüyle sona erdi ve onu tarihin en büyük küresel ekonomik krizlerinden biri olan Büyük Buhran takip etti.