Erdoğan’dan İmamoğlu Yolsuzluk İddialarına Cevap

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI VE İMAMOĞLU’NUN DURUMU

Ak Parti yönetiminde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına yönelik yorumlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları etrafında şekilleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Mart’ta CHP’nin İmamoğlu ile ilgili yolsuzluk iddialarını yanıtlayamadığını ifade etmişti. Erdoğan, “Diploma alın teriyle alındı, belediyede yolsuzluk yok diyemiyorlar. Konuyu sloganlara hapsederek milleti aldatmaya çalışıyorlar” demişti. Ak Parti yetkilileri, hükümetin bu soruşturmayla hiçbir ilgisi olmadığını, CHP’nin iç meseleleri dolayısıyla bazı bilgi ve belgelerin savcılığa ulaştığını savunuyor.

YARGI SÜRECİ VE SUÇLAMALAR

İktidar partisinde genel görüş, “Yargı işini yapıyor” şeklinde özetleniyor. Bu soruşturma, Cumhurbaşkanı ve iktidar ile ilişkilendirilerek yolsuzlukların üstünün örtülmeye çalışıldığı iddia ediliyor. Özgür Özel, “Ben belediye başkanımıza kefilim, tek bir yolsuzluk usulsüzlük bulunursa istifa ederim” diyemiyor. Kişinin suçsuzluğu, ispat edilene kadar masumiyet karinesi doğrultusunda korunuyor. “Eğer bir şey yoksa, serbest kalır, görevinin başına döner” diyen bazı isimler, CHP’lilerin durumu çok daha iyi bildiğini vurguluyor. İmamoğlu’nun diplomasında usulsüzlük olduğunun belirtildiği iddialar arasında, “Diyelim ki 30 yıl önce öldürülen bir kişinin katili bulundu. Bunu ‘zaman aşımı’ diye görmezden gelip serbestçe dolaşmasına izin mi vereceğiz?” sözü dikkat çekiyor.

İMAMOĞLU’NUN ETKİSİ VE ENDİŞELER

BBC Türkçe’ye konuşan bazı AK Parti kurmayları, İmamoğlu’nun “büyük bir organizasyon” yönettiğini düşünüyor. TÜSİAD yöneticilerinin iktidara yönelik demokratikleşme ve sistem eleştirisi içeren açıklamalarının arkasında İmamoğlu’nun etkisi olduğuna dair iddialar öne sürülüyor. Bu görüşü savunanlar, TÜSİAD’ın İmamoğlu’na yönelik yapılacak operasyonun önünü kesmek için bu açıklamayı yaptığını ifade ediyor. İktidar partisi içinde, İmamoğlu hakkındaki suçlamaların siyasi olduğu vurgusu önem kazanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1997 yılında okuduğu bir şiir dolayısıyla dört ay 10 gün hapis yattığı hatırlatılıyor.

PARTİ İÇİNDEKİ KAYGILAR VE GÖRÜŞLER

AK Parti içinde, bazı deneyimli siyasetçiler bu gelişmelerin halkta İmamoğlu’nun ve CHP’nin “mağdur” olduğu algısını yaratacağı konusunda kaygileyken, bunun ekonomiye olumsuz yansımalarının faturası halk tarafından iktidara kesilebileceği endişesini dile getiriyor. Parti içinde etkin olmayan bazı isimler, PKK’nın silah bırakması konusunda Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmeler sürerken, İmamoğlu hakkında “kent uzlaşısı” gerekçesiyle teröre yardım iddialarının yöneltilmesinin çelişki olduğunu belirtiyor. Bu durumun kamuoyuna anlatılmasında zorluklar olabileceği ifade ediliyor. Ayrıca, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle birçok dış tehdit riski ile karşı karşıya olduğu vurgulanarak, Cumhurbaşkanı’nın “iç cepheyi güçlendirelim” çağrısının gerekliliğine işaret ediliyor. Bazı isimler ise, “Ana muhalefeti bu şekilde karşısına alarak iç cepheyi nasıl güçlendireceksiniz?” sorusunu gündeme getiriyor. CHP’ye kayyum atanmasının istenmediği ifade ediliyor; bu konuda, “Bu tam anlamıyla kaos olur” ifadesi öne çıkıyor.