Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
VAHDET RUHUNUN ÖNEMİ
Sivil toplum camiasında vahdet ve uhulet ruhunun zirveye ulaştığı bir ortamda, vicdanlı yüreklerin bir araya geldiği bu organizasyonu düzenleyen kuruluşlara teşekkür ediyorum. İslam dünyası STK Birliği’nin eğitim, gençlik ve insani yardım alanlarındaki çalışmaları takdir ediyoruz. Birliğimizle birlikte dünya genelindeki 354 üye kuruluş, 20 yıldır süren faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl yükseltiyor. Tüm dünyaya örnek olma yolunda kararlı adımlarla ilerleyen yöneticileri tebrik ediyorum.
KAN KAYBETME DÖNEMİ
İnsanlık, neredeyse tüm kurumlarıyla ve organlarıyla kan kaybettiği bir süreçten geçiyor. Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri, kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyasını ve dünyanın farklı bölgelerini savaş ve çatışma ortamına sürüklüyor. İslam alemi zorlu bir sınamadan geçiyor, hemen yanı başımızdaki Filistin’de ise 14 aydır masumlar, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları ve uluslararası medya, Filistin, Lübnan ve birçok yerde işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken ülkeler, alçak katliamları durdurmak yerine İsrail’e verdikleri destekle zulmü körüklüyor. Bu durumu cesaret kaynağı olarak gören siyonist katiller, barbarlıklarına her geçen gün yenilerini ekliyor.
FİLİSTİN’DEKİ ACILAR
Kalbim parçalanarak bazı verileri paylaşmak istiyorum. Saldırılar 400 günden fazladır devam ediyor. 50 bine yakın Filistinli şehit düştü, 700 binden fazlası yaralandı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı, sadece katillerin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. 436 bin yapıya ağır hasar veren bu saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha belirgin hale geliyor. Daracık alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli, zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken mücadelelerini sürdürüyor. Mevla, Filistin’de ve Lübnan’da zulme göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi rabbim bizlere nasip eylesin. Kudüs’ün güvenliği için uluslararası güvenlik şemsiyesi altında alınacak önlemleri sürdüreceğimizi belirtmek istiyorum.
VAHDETİN ÖNEMİ
Ali-İmran Suresi’nde, “Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp bölünmeyin” buyuruluyor. Biz, yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumluyuz. Fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak yek vücut hareket etmemiz gerekiyor. Vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müsteviler karşısında başarılı olamayız. Bu şekilde ancak Filistin ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan ve Yemen’deki masum ve mazlumlara yardımcı olabiliriz.
STK’LARIN ROLÜ
İslam coğrafyasındaki sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor. Farklı alanlarda ve araçlarla faaliyet gösteren STK’ların kapasitelerini artırmaları ve icra mekanizmalarını güçlendirmeleri gerekiyor. Gençlerimiz başta olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerine hitap eden uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç var. Sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan STK’lar, küresel barış ve adaletin sağlanmasına önemli katkılar yapacaktır. Daha adil bir dünya hayalimizin gerçekleşmesinde, dünyanın dört bir yanındaki STK’ların çabaları büyük yer tutacak.
AİLENİN ÖNEMİ
En büyük çürüme aile yapısını hedef almış durumdadır. Aile yapımız, toplumsal değerlerimiz küresel ölçekte bilinçli ve çok yönlü saldırılar altındadır. Sapkın hareketler, özendirici yayınlar ve moda adı altındaki baskılar zihinlerimizi kuşatıyor. Cinsel sapkınlıkların insan hakkı olarak sunulmasının ardındaki sinsi gerçeği biliyoruz. Aile yapısı çürütüldüğü takdirde, toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’lar, toplumun temeli olan ailenin korunmasını öncelikli hedef haline getirmelidir.
İNSANLIK DRAMI VE TÜRKİYE’NİN YARDIM ELİ
Günümüzde iç çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör gibi yoğun göç dalgaları yaşanıyor. Daha güvenli bir hayat arayışında olan insanlar yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin vurdumduymaz tavrı insanlık adına utanç verici. Asya’dan Afrika’dan Avrupa’ya insanlara kapısını açan bir ülke olarak Türkiye, yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor. Çaresiz mazlumlara karşı sergilenen iğrenç tutum, gelecekte kendilerini aynı duruma düştüklerinde karşılaşacakları akibetin örneğidir. Adalet, merhamet ve vicdan arayışında bu sürecin mimarları ve öncüleri sizlersiniz.
MASUMLARIN YANINDA
Biz, millet olarak her dönemde masumların yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenlerin aleyhimizde yaptığı kara propagandalar, Türkiye’nin insan odaklı politikasını engelleyemezsiniz. Gazze’deki kardeşlerimize yaptığımız yardımlar, bu gerçeği göstermektedir. Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise 1300 ton yardımı ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. Siyonist yönetimin Gazze’deki suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte cadde ve sokakları doldurduk. Filistin’in tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber ettik. Israel’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınması için çalışıyoruz. Alınan bu cesur kararların tüm ülkeler tarafından uygulamasını önemli buluyoruz. Yıllardır dünyaya adalet ve insan hakları dersi veren batılı ülkelerin, bu sözleri yerine getirmeleri zorunluluktur. Biz, tarihimizden ve medeniyetimizden aldığımız ilham doğrultusunda insanı düşünüyoruz ve insani değerleri yaşatmaya çabalıyoruz.