Kira fiyatlarındaki artışın gündemdeki yerini koruduğu dönemde, ev sahipleri mülklerini daha yüksek bedelle kiraya vermek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. SGK belgesi ve kefil talebinin ardından şimdi de ev sahipleri, mülakat yöntemiyle kiracı seçme eğilimine girdi. Ancak bu durumun hukuki boyutu tartışma yaratıyor. Avukat Cansen Erdoğan, konunun ayrımcılık yasaklarına takılma potansiyeli olduğunu belirtiyor.
Kira artışları ve talebin fazla olduğu bir dönemde, ev sahipleri mevcut kiracılarını çıkararak mülklerini daha yüksek kira bedeliyle kiraya verme yoluna gidiyor. Ancak bu süreçte bazı ev sahipleri mülakat yöntemini kullanarak kiracı seçmeye başladı. Kimi ev sahipleri genel kültür sorularıyla karakter analizi yaparken, bu durumun ayrımcılığa neden olabileceği düşünülüyor.
Avukat Cansen Erdoğan, ev sahiplerinin mülakat yaparak kiracı seçmesinin ayrımcılık yasağının ihlali anlamına gelebileceğine dikkat çekiyor. Türk Borçlar Kanunu’nda ev sahiplerinin yaş, meslek, medeni durum gibi gerekçelerle kiracı seçme hakkının düzenlenmediğini belirten Erdoğan, ev sahiplerinin bu şekilde davranmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu ifade ediyor.
Daha önce bekara, öğrenciye veya dula ev kiralamak istemeyen ev sahiplerine yönelik şikayetler sonucunda “ayrımcılık yasağı” ihlali gerekçesiyle para cezası verilmeye başlandığını hatırlatan Erdoğan, mülakat yönteminin de benzer bir şekilde değerlendirilebileceğini belirtiyor.
Erdoğan, ev sahiplerinin belirli durumlar dışında kiracı seçme hakkına sahip olduğunu ifade ediyor. Ancak yaş, meslek gibi kişisel özelliklere dayalı ayrımcılığın yasaklandığını vurguluyor. Ev sahiplerinin zam yapma, evden çıkarma ve satma gibi hakları olduğunu ancak bu hakların belirli kurallara tabi olduğunu söylüyor.
Hukuki olarak ev sahipleri, kira sözleşmelerinde zam yapabilir, belirli durumlarda kiracıyı çıkartabilir ve evlerini satabilirler. Ancak bu hakları kullanırken ayrımcılık yasağını ihlal etmemeleri önem taşıyor.