Farid Farjad, haberaktuel.com Genel Yayın Yönetmeni Muaz Kalaycı’ya özel açıklamalar yaptı.
Türkiye’yi çok sevdiğinden bahseden ünlü sanatçı, Türk yemeklerini de çok beğeniyor.
Türk dinleyicilerinin kendisini sahiplenmesinden de oldukça mutlu görünen Farjad, Türkiye’de bir çok kez geldiğini belirtiyor.
***
Röportaj: Muaz Kalaycı
Redakte: Heysem Kalaycı
***
– Türkiye’de çok seviliyor ve çok tanınıyorsunuz. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Ben de Türkiye’deki ve dünyanın her yerindeki sevenlerimi çok seviyorum. Sanırım Türk halkı müziği oldukça çok seviyor ve ziyadesiyle önem veriyor. Türklerin müzik zevkleri çok iyi.
– Türkiye’ye sık sık geliyorsunuz.
Evet birçok defa geldim. Türkiye’ye gelmek beni coşturuyor. Türk halkının bana verdiği değer beni duygulandırıyor ve çok sevindiriyor. Başka bir ülkenin sanatçısını bu kadar önemseyen, ona değer veren bir millet daha görmedim.
– Türkiye’de nerelere gittiniz?
İstanbul, İzmir, Ankara gibi kentlerde konserler verdiğim oldu.
“İSTANBUL BÜYÜLEYİCİ BİR ŞEHİR”
– Peki Türkiye’de en çok hangi şehir sizi büyüledi?
Kesinlikle İstanbul’dan büyüleniyorum. Bence İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden birisi. Boğaz’ı seyretmesini seviyorum. Bu şehir büyüleyici.
– Türkiye’de bu kadar çok seviliyor olmanızın altındaki sebep toplumumuza yakın bir gelenekten geliyor olmanız olabilir mi?
Kesinlikle olabilir. Benim ana yurdum Doğu’dur. Medeniyet dediğimiz şey zaten Şark’tan dünyaya yayılmıştır. Doğu, uygarlığın beşiğidir. Müziğin ana vatanı da Şark’tır. Müzik, Batı dünyasına buradan gitmiştir. İran’dan, Suriye’den, Mısır’dan çok değerli müzisyenler yetişmiştir.
“DOĞU MİLLETİ HÜZÜNLÜDÜR”
– Müziğinizde hüzün var. Neden?
Benim yaptığım eserlerde doğru söylüyorsunuz, hüzün var. Ancak bu; kesinlikle gam, kasavet değil. Aslında Doğu milleti de hüzünlüdür. Bu duyguları yaşamalarında o toprakların yöneticilerinin de payı var. Doğu halkı yüzyıllardır baskı altında yaşadı. Zulüm gördü. Bu çok acı.
– İnsanlar sizin eserlerinizle duygulanıyor. Keman sesini duyunca şiir yazmaya başlayanlar bile olmuş.
Sanatın ve sanatçının vazifesidir aslında bu. Yani bu duyguları dinleyiciye verebilmek. Benim vazifem bu. Müzisyen olmayanlar her duyguyu hissedemeyebilir. Ben de onlara bu hissi yaşatmaya çalışıyorum. Bundan çok keyif alıyorum. İnsanlar eserlerimi önemsiyor ve hissederek dinliyor.
“MÜZİĞİM HÜZÜNLÜDÜR, MÜZİĞİM NEYSE BEN DE OYUM”
– Hüzünlü bir hayatınız mı var?
Ben hissettiğim müziği yapıyorum. Müziğim neyse ben de oyum.
– Amerika’da nerede yaşıyorsunuz?
Los Angeles’te yaşıyorum. Dingin bir hayatımız var. Çoğu zaman insan bile görmeden günler geçirdiğimiz oluyor. Sanatla iç içe bir hayat yaşıyorum. Sanatçılarla birlikte güzel bir hayatımız var.
“KEMAN İNSAN SESİ GİBİDİR”
– Size neden “kemanı ağlatan adam” dediler?
Keman, özel bir enstrümandır. Ki 15. yüzyılda kemancıların tanrı tarafından gönderilmiş özel insanlar olduğuna inanılmış. O zaman ki inanca göre normal bir insan bu sesleri çıkaramaz ve keman çalamazmış. Keman, kemancısına yaklaşır. İnsanların kemanla konuşabileceğini gösterdim. Keman insan sesi gibidir. Özeldir ve durudur. İnsanlara bunu gösterdim. Şimdi kemanı dinlemekle kalmayıp aynı zamanda kemanla konuşuyorlar.
– Kürt olduğunuz doğru mu?
Memleketimde çok sayıda Kürt kökenli insanlar var, ancak ben Kürt değilim.
“TÜRK YEMEKLERİ ÇOK LEZZETLİ”
– Türk yemekleri ile aranız nasıl?
Türk yemekleri harika. Özellikle balık, şiş kebap ve lahmacun çok iyi. Zeytinleriniz de çok lezzetli.
…bitti!