REKLAM GELİRİ KAYBI VE GOOGLE’IN TEKELİ
Türkiye’de birçok haber sitesi, Google’ın algoritma değişiklikleri dolayısıyla reklam geliri kaybı yaşadığını ifade ediyor. Aynı dönemde, ABD’de bir federal mahkeme, Google’ın internet reklamcılığı pazarındaki tekelinin yasadışı olduğuna hükmetti. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, bu kararı değerlendirirken şunları belirtti: “Google’ın reklam servislerinin yasadışı bir tekel olduğuna hükmedildiğine göre, artık Google’ın haklara saygılı, yapısal bir bölünmeye doğru ilerlemesinin zamanı geldi.”
HUKUKİ GÜVENLİK VE İNSAN HAKLARI
Callamard, bu kararın insan haklarına saygılı bir internet dünyası için kritik bir adım olduğunu dile getirdi. “Google’ın tekelci hakimiyetinin haklara saygılı bir yaklaşımla kırılması, insan haklarına saygı gösteren bir internet dünyası doğrultusunda önemli bir ilk adım olabilir,” diyor Callamard. Bu karar ile birlikte, tek bir şirketin hakimiyetinin azaltılmasının yanı sıra, Google’ın veriler üzerindeki kontrolünün zayıflayabileceğini belirtiyor. Callamard, mevcut Google modelinin “insanların kişisel verilerini toplamaya, incelemeye, başkalarıyla paylaşmaya ve bu verilerden kâr elde etmeye dayandığını” vurguladı ve bu durumun özel hayatın gizliliği hakkını zayıflattığını ifade ediyor.
YENİ ADIMLAR VE GELİŞMELER
ABD Adalet Bakanlığı, Google’ın internet reklamcılığı pazarındaki manipülasyonları nedeniyle, rakiplerinin devre dışı bırakılması sağladığını iddia ediyor. Bakanlığın söylemine göre, “Google, ABD’nin reklamcılık pazarının yüzde 87’sini kontrol ediyor.” Google, 2016’da gizlilik politikalarında yaptığı değişiklik ile pazarlama platformları genelinde veri entegrasyonuna izin verdi. Bu uygulama, kişilere özel reklamların hedeflenmesini sağlarken aynı zamanda gizliliğe yönelik müdahaleleri artırıyor.
Son günlerde Adalet Bakanlığı, Google’a karşı başka bir tekelleşme davası daha kazanmışken, Washington DC’de bir hâkim, Google’ın çevrimiçi arama pazarını yasadışı olarak tekelleştirdiğine hükmetti. Her iki davada da Google’ın bölünmesini gerektiren çözümlerle ilgili gelişmeler bekleniyor. Avrupa Birliği’nde de benzer bir davadan karar çıkması beklenirken, Birleşik Krallık’ta da yeni bir dava açıldığı belirtiliyor.