Baba ocağından ayrılıp ekmek parası kazanmaya başladığımda henüz 18-19 yaşlarındaydım. Duygulardan müteşekkil ve endişeli bir Anadolu çocuğuydum. Annem sonuna kadar açılmış demir kapının arasında bana dua ediyor, yüksek sesle; "Allah kötülerle karşılaştırmasın" diyordu. Bu dua yıllardır annemi kapının arasında saran o demir parmaklıklar gibi sarıyor ve koruyor beni. Yıllardır kötülerle karşılaşmıyorum.
Murat Göğebakan…
Murat Göğebakan annemin duasının cevabıdır. İyidir. Tanıdığıma ve bundan sonra tanıyor olacağıma mutlu olduğum adamdır. Abidir. Çalan her telefona cevap veren hoş sâdâdır. Babadır. O dünyevi lezzetlerden geçmiş, uhrevi güzellikler peşinden koşan bir adamdır.
Murat abiyi çok sıcak bir yaz gününde, çalışma ofisinde tanıdım. O gün beraber geçen her saniyeyi hatıralarımın en güzel yerine koydum. Hem bir hemşeri, hem bir abi, hem de bir köşe yazarı kazanmanın verdiği feyzi tanımlamaya çalışmam kifayete muhtaç kalacak. Bu sebepten cümlelerimi değil, duygularımı vazifelendiriyorum. Bağışlayın.
Malumu olan vardır; Murat abi birkaç gündür kulağa çok da hoş gelmeyen "lösemi", nam-ı diğer "kan kanseri" ile savaşa başladı. Ben ve herkes emin ki bu savaşın kazananı Murat Göğebakan olacak. Ama küçük sinek mide bulandırıyor işte. Can sıkıntısı…
Allah'ın inayeti âlidir. Şifayı dilediğine verir. Dua ise dinin temelidir. Sanat dünyasının tiz duygularla bezenmiş, "sevgiliye hasret" sanatçısı Murat abinin şimdi dualarınıza ihtiyacı var. Bu güzel adamın, abimizin, kardeşinizin, sevdiğimizin şimdi sizin dualarınıza daha fazla ihtiyacı var… Dua dinimizin temelidir madem o zaman onu ancak yakalandığı bu lösemi illetinden bizlerin duaları ve hüsnü zanları kurtarır.
Erhamurrahimin müheymindir. Kullarını muhafaza eder ve merhamet buyurur. Murat abimizi Allah'ın kudretine, merhametine ısmarladık. Çünkü biliyor ve inanıyoruz ki "O" ne buyurursa o oluyor.
Murat Göğebakan sanat yaşamına reklam arası verdi. Hayat az sonra yeniden başlayacak!