İŞ-YAŞAM DENGESİ ARTIK ÖNCELİKLİ
Workmonitor’un 22 yıllık tarihinde iş-yaşam dengesi, ilk defa maaşın önüne geçiyor ve temel motivasyon kaynağı olarak öne çıkıyor. İşverenler, yöneticiler ve yetenekler arasında güven sorunu devam ediyor. Yeteneklerin yaklaşık üçte biri (%30) yöneticilerinin çıkarlarını koruduğuna güvenmiyor. Ayrıca, neredeyse yarısı (%44) toksik bir iş ortamında çalıştıkları için işten ayrıldıklarını belirtirken, geçen yıla göre %33 oranında bir artışla talepleri karşılanmadığında harekete geçmeye hazır olduklarını ifade ediyorlar. Randstad CEO’su, 2025’te başarılı olabilmek için işverenlere yeni çalışma standartlarını kabullenen yetenek stratejileri benimsemeleri gerektiğini vurguluyor; aksi takdirde geride kalma riski söz konusu.
YENİ İŞYERİ STANDARTLARI ORTAYA ÇIKIYOR
Randstad’ın hazırladığı Workmonitor 2025 raporu, yeni bir “işyeri standardı” oluştuğunu gösteriyor. Avrupa, Asya Pasifik ve Amerika’daki 35 pazarda 26.000’den fazla çalışanla gerçekleştirilen araştırma, zorlu ekonomik koşullar ve teknolojik yeniliklere rağmen yeteneklerin çok yönlü beklentilerinin sürdüğünü ve işyerinin geleceğini yeniden şekillendirdiğini ortaya koyuyor. İlk kez iş-yaşam dengesi, %83’e karşı %82 oranıyla ücretlerin önüne geçiyor. Türkiye’de ise bu oran %90’a karşı %88 ile global verilerin üstünde. Rapor, yeteneklerin kişiselleştirmeye, topluluğa ve beceri geliştirmeye odaklandığını gösteriyor; işverenlerin bu ihtiyaçlara kulak vermesi gerektiği belirtiliyor.
İŞYERİ ORTAMI VE HAREKETLİLİK TALEPLERİ
Yetenekler, beklentileri karşılanmadığında harekete geçiyor; katılımcıların %45’i daha iyi iş koşulları için mücadele ettiklerini ifade ediyor. Globalde çalışanların %44’ü, Türkiye’de ise %41’i işyerlerinin toksik bir atmosferde olduğunu düşündükleri için işten ayrıldı. Türkiye’deki katılımcıların %42’si esnek çalışma talepleri yerine getirilmediği için işinden ayrıldı. Raporda, yeteneklerin işyerlerinin kendi değerleri ile uyumlu olmasını bekledikleri ve katılımcıların %29’unun liderleriyle aynı görüşte olmadıkları için işten ayrılmayı düşündükleri kaydediliyor. Katılımcıların yarısı (%48) ise şirketin sosyal ve çevre ile ilgili değerlerini paylaşmadığı takdirde işi kabul etmeyeceklerini ifade ediyor. Bu oran Türkiye’de %63 ile çok daha yüksek bir seviyeye ulaşıyor.
AİDİYET DUYGUSU VE ÜCRETİN DENGESİ
Topluluk hissinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’deki çalışanların aidiyet duygusu %65 ile global ortalama olan %55’in 10 puan üstünde. Son yıllarda bireyselliğin artışı, birçok kişinin işlerinde anlam ve bağlılık aramasına neden oldu. Yeteneklerin %83’ü işyerlerinden bir topluluk duygusu sunmalarını bekliyor; Türkiye’de bu oran %88 seviyesine çıkıyor. Katılımcıların %55’i ait olmadıkları hissini taşıdıklarında işi bırakmaya hazır olduklarını belirtirken, bu oran geçen yıl globalde %37 olarak kaydedildi. Zaman zaman işyerinde arkadaşlık ilişkileri, ücretin önüne geçiyor; katılımcıların %36’sı arkadaşları varsa daha az kazanmaya razı olacaklarını belirtiyor. Türkiye’de bu oran %50’ye yükseliyor, insanların arkadaşlık ilişkileri bu noktada önem kazanıyor.
BECERİ GELİŞTİRME VE YAPAY ZEKAYA DAHA FAZLA YER
Beceri geliştirme fırsatları, yeteneklerin önemli öncelikleri arasında yer alıyor. Araştırmada Türkiye’deki katılımcıların %53’ü, kendilerine gelişim fırsatları sağlanmadığında işten ayrılacaklarını ifade etti. Workmonitor, öğrenim ve gelişimin önemi üzerine vurgu yapıyor; ancak beklentiler ile gerçekler arasında önemli bir fark olduğu görülüyor. Geçen yıl katılımcıların %29’u, kariyerlerini ilerletecek gelişim fırsatları sunulmazsa işi bırakacaklarını belirtmişken, bu yıl bu oran %41’e yükseliyor. Türkiye’deki katılımcılar, yapay zeka konusunda eğitime ilgi duyuyor ve %42’sinin bu alanda eğitilmek istediği gözlemleniyor. Ancak yeteneklerin üçte biri (%36), bu tür eğitim fırsatlarını yeterli bulmadıklarını belirtiyor. Türkiye’deki çalışanlar, bu beklentinin karşılanmadığını düşünüyor.
OFİSE DÖNÜŞ TARTIŞMALARI DEVAM EDİYOR
Sonuçlar, ofise dönüş konusundaki tartışmaların hala devam ettiğini gösteriyor. Yetenekler, haftanın üç günü ofiste çalışmayı tercih ederken, işverenlerin %31’i yeteneklerin sürekli ofiste olmasını talep ediyor. Randstad’ın raporu, tamamen uzaktan yapılan işlerin %50 oranında azalmasına rağmen hibrit çalışma modellerinin %300 oranında arttığını belirtiyor. Yeteneklerin dörtte birinden fazlası (%28), yöneticilerinin evden çalışırken üretkenliği koruma konusundaki güvenini yeterli bulmadıklarını ifade ediyor.
YETENEKLER VE YÖNETİCİLER ARASINDA GÜVEN SORUNU
Güven konusu, yetenekler ve yöneticiler arasında sorun yaratıyor. Yeteneklerin %30’u yöneticilerine güvenemediğini belirtirken, %33’ü kariyer gelişimi konusunda yöneticilerini destekleyeceklerine inanmıyor. %31’lik bir oran ise liderlik ekiplerine güvenmedikleri için işten ayrıldıklarını ifade ediyor. Güçlü ilişkilerin kurulması, yeni işyeri standartlarının bir parçası olarak iş dünyası için önemli hale geliyor. Randstad CEO’su Sander van ‘t Noordende, “2024’te zorlu ekonomik koşulların yetenek beklentilerini olumsuz etkileyeceğini bekliyorduk; ancak Workmonitor 2025, bunun tam tersini ortaya koyuyor. Yeni işyeri standartları günümüzün yeteneklerinin karmaşık ihtiyaçlarını karşılamak için kişiselleştirilmelidir.” diyor.