Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Harvard Üniversitesi ve Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden uzmanlar tarafından yürütülen akıllı telefon bağımlılığı üzerine şimdiye kadarki en büyük çalışma, en fazla risk altındaki demografiye ışık tutuyor. 18-90 yaş aralığındaki 195 ülkeyi kapsayan 50.423 katılımcının görüşleriyle yapılan çalışma, özellikle 40 yaşın altındaki kadınlar arasında akıllı telefon bağımlılığının yaygınlığının altını çiziyor.
Harvard ve McGill Üniversiteleri, akıllı telefon bağımlılığının küresel yaygınlığını ortaya çıkaran çığır açan bir çalışmada işbirliği yapıyor.
Harvard ve McGill Üniversitelerinden uzmanlar, 195 ülkede 50.423 kişinin akıllı telefon kullanım alışkanlıklarını araştırdı. Katılımcıların %64’ü kadındı ve yaş ortalaması 39’du. Bulgular, küresel nüfusun yaklaşık üçte birinin (%29 ila %31) telefonlarını bağımlılığın göstergesi olacak şekilde kullandığını ortaya koymaktadır. Özellikle, akıllı telefon bağımlılığı riski, Filipinler ve Malezya gibi bazı Güneydoğu Asya ülkelerinde, arkadaşlar ve aile ile bağlantıda kalma baskısının artmasının gençler arasında telefon kullanımının artmasına neden olduğuna inanılıyor.
Çalışma, en düşük akıllı telefon bağımlılığı seviyelerinin Avrupa ülkelerinde görüldüğünü, Çek Cumhuriyeti’nin en alt sırada yer aldığını, onu İsviçre ve Portekiz’in yakından takip ettiğinin altını çiziyor. Rahatsız edici bir şekilde, bağımlılığa en duyarlı demografi 40 yaşın altındaki kadınlardır. Bu grup, aynı yaş grubundaki erkeklere ve yaşlı yetişkinlere kıyasla bağımlılığa karşı daha yüksek bir eğilim sergilemektedir. Araştırmacılar bu eğilimi, kadınların telefonları mesajlaşma gibi sosyal amaçlar için kullanma eğilimine bağlıyor ve bu da düzenli bir alışkanlığa dönüşebiliyor. Ek olarak, kadınların genellikle ‘genel olarak daha yüksek depresyon ve anksiyete oranlarına’ sahip oldukları ve potansiyel olarak telefonları dikkat dağıtıcı bir mekanizma olarak kullanmalarına yol açtığı belirtilmektedir.
Akıllı telefon bağımlılığı küresel olarak, özellikle genç kadınlar arasında artmaya devam ettikçe, bu eğilime katkıda bulunan temel faktörleri anlamak, sağlıklı telefon kullanım alışkanlıklarını teşvik etmek için etkili stratejiler geliştirmek için çok önemli hale geliyor.