Gelen tepkilere aldırış etmeyen Hollanda Savuma Bakanı Henk Kamp, Assen’de düzenlenen törende ilk madalyayı Srebrenitsa’da görev yapan birliğin komutanı olan ve Sırp komutan Ratko Mladiç ile kadeh kaldırırken görüntülenen Thom Karremans’a verdi. Johan Willem Frisokazerne Kışlası’nda düzenlenen törende konuşan Savunma Bakanı Kamp, askerlerinin 1994-1995 yılları arasında yeterli malzemeleri olmadan zor şartlar altında görevlerini yaptıklarını savundu. Korumakla görevli oldukları Müslümanları Sırplara teslim eden Karremans ise birliğinin Srebrenitsa’da imkansız görevi elinden geldiğince yerine getirdiğini öne sürdü. Karremans, "Benim düşüncem Bosna’da binlerce insanın gereksiz şekilde hayatını kaybettiği yönünde. Ancak bizim de askerlerimiz öldü." dedi. Bölgede 2 Hollanda askeri hayatını kaybetmişti.
Bosna’da 1992-1996 arasında yaşanan savaştan sağ kurtulan Bosnalılar, Lahey ve Saraybosna’da düzenledikleri gösterilerle Hollanda askerlerinin madalya ile ’onur’landırılmasını protesto etti. Madalyaya tepki gösteren Srebrenitsa Kadınları Derneği Başkanı Münira Subasiç, "Bu skandal, utanç verici ve aşağılayıcı bir karardır. Kurbanlar ve aileler aşağılanarak gücendirildi. Onlar (Hollandalı askerler) Bosnalı Sırp askerlerin 10 bin insanı katletmesine izin verdi. Onların üzerinde büyük bir utanç olmalı." diye konuştu.
Saraybosna’daki Hollanda Büyükelçiliği ise törenin düzenlediği Assen’e giderek gösteri yapmak isteyen Bosnalılara vize vermedi. Srebrenitsa Anneleri Derneği üyesi Zumra Sehomeroviç, "Acılıyım. Hollanda Barış Gücü askerlerinin bize yardım edeceğine dair ne kadar ümitli olduğumuzu hatırlıyorum. Merak ediyorum, adalet nerede?" diye tepkisini ortaya koydu. "Adalet bekliyorduk; ama aldatıldık." diyen dernek temsilcilerinden Kada Hotiç de tüm dünyanın, Hollanda askerlerine verilen bu madalyadan dolayı utanç duyması gerektiğini söyledi.
Almanya merkezli Tehdit Altındaki İnsanlar Derneği de Lahey’de, katliama ilişkin fotoğrafların taşındığı bir gösteri düzenledi. Savunma Bakanı Kamp ve Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende’ye açık bir mektup gönderen dernek, katliamdan sağ kurtulanlara özür dilenmesini, bu kişiler ve Bosna-Hersek’in yeniden yapılandırılması için bir yardım fonu oluşturulmasını istedi.
Bosna Hersek’te 1995 yılının Temmuz ayında gerçekleşen katliam, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan ’en büyük etnik kıyım’ olarak tarihe geçmişti. Birleşmiş Milletler’in ’güvenli bölge’ ilan ettiği Bosna Hersek’in Srebrenitsa şehri, Hollandalı Barış Gücü askerlerinin kontrolüne verilmişti. Ancak hiçbir engelle karşılaşmadan kente giren Sırplar, çoğu erkeklerden oluşan 8 bin Müslüman’ı şehit etmişti.
Bölgede görevli askerler, geçtiğimiz yıl ’Srebrenitsa Anıları’ isimli bir kitap yazarak olaydan duydukları pişmanlığı dile getirmişti. Boşnakların kamyonlara doldurularak Sırplara teslim edildiğini anlatan askerler, koruma sözü verdikleri sivillerin, gözleri önünde katledildiğini belirtmişti. Hollanda Savunma Bakanlığı’nın madalya kararı ülkede tepkiyle karşılanmış, hükümeti e-mail ve faks yağmuruna tutan Hollandalılar, uygulamadan vazgeçilmesini istemişti.
Katliam sırasında bölgede görev yapan Hollanda askeri Wim Dijkma geçtiğimiz ay Zaman’a yaptığı açıklamada, "O korkunç anları unutamıyorum, bize sığınan insanları savunamadık." demişti.
Hollanda yönetimi, Srebrenitsa konusunda sorumluluk kabul etmezken, askerler, koruma sözü verdikleri Boşnak sivillerin gözleri önünde katledilmesinden duydukları pişmanlık ve utancı kitaplaştırmıştı. Önemli bir kısmı şahit oldukları olaylar nedeniyle psikolojik tedavi gören 600 askerden 171’inin açıklamaları "Srebrenitsa Anıları" adlı kitapla geçen yıl piyasaya çıkmıştı. Olayın etkisinden hâlâ kurtulamayıp tedavi gören askerlerden olan Manolo Serrano Yvan der Hoeven, hissettiği suçluluk duygusunu, "Ölmek istiyordum. Masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bunu gerçekleştiremediğim için utanıyorum." sözleriyle ifade etmişti. Hollandalı asker, hislerini bir mektupla hiç göndermediği Srebrenitsa çocuklarına ifade etmeye de çalışmıştı: "… Umarım bizi affedersiniz ve tüm suçu bize vermezsiniz. Umarım sizi düşündüğümde içimde oluşan acıyı duyarsınız. Sizi seviyorum."
Kitapta, diğer askerler ise Srebrenitsa’ya Sırpların gelmesi sırasında çektikleri fotoğrafların banyo sırasında kaybolmasını anlatıyor.