Kılıçdaroğlu: Din tüzel kişiler için değil

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Tam Demokrasi ve Güçlü Bir Parlamenter Sistem Toplantısı'nda konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Vakıfların ve derneklerin ilk ve ortaöğretim için yurt açması yasaktır. Milli Eğitim Kanunu diyor ki, ilköğretim ve ortaöğretim için yurdu ancak Milli Eğiitm Bakanlığı açar. Kanun bu görevi vermesine karşın bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim ve ortaöğretim için 1 yurt bile açmamıştır. Para var, imkan var, öğrenci var, fakir aile de var. Niçin yurt açmıyorsunuz? Aileler biz çocuklarımızı Ensar'a verdik diyorlar. Şimdi Ensar Vakfı diyor ki bu yurtlar bizim değil. Kimin bu yurtlar? Bu ailelerin hiçbiri CHP'ye oy vermiş değil ama ben o ailelere ve onların çocuklarına sahip çıkmalıdır. Bakan, olay çok ciddidir, bu olayın üstüne gidilmesi lazım deseydi zaten iş bitmişti ama çocukları bırakıp da Ensar'ı savunursanız olmaz." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

Bir arada olmaktan son derece memnunum. Yazılı olarak bana intikal edilecek sorulara kendi imzamla cevap vereceğim. Sizler soracaksınız, ben cevaplamaktan son derece memnunum.

Bizim belediyelerimizin olduğu yerlerde üniversitelilere özel yurtlar var. Bu belediyelerin görevinden çok devletin görevidir. Devlet, imkanı olmayan aileler için yurt yapmalı. Vatandaşların Çocuğunu güven içinde emanet ediceği yurt bulunması gerekiyor.

"DİN İNSAN İÇİNDİR, TÜZEL KİŞİLER İÇİN DEĞİLDİR"

Din konusunda CHP'nin suçlandığı söylendi. CHP'ye dinsiz parti diyorlar. Din insan içindir, tüzel kişiler için değildir. Din, insanlar içindir. Allah'la kulun arasına üçüncü bir kişi giremez. Kimin Müslüman olup olmadığını Allah'tan başka kimse bilemez. Bu devleti kuranlar yani CHP, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurmuştur. Dine karşı olsa bir parti bunu yapar mı? Dine karşı olan bir parti İmam Hatip okullarını kurar mı, İlahiyat Fakülteleri'ni kurar mı? CHP'li belediyelerin olduğu ilçelerdeki camilere gidin sorun, o camilerin temizliğini kim yapıyor. CHP'li belediyeler yapıyor. Biz bunu siyasete alet etmiyoruz.

İster AK Parti, ister CHP, ister MHP, ister HDP, ister Saadet Partisi hangisi olursa olsun. Bunlar bizim ortak değerlerimizdir. İslamiyet, son din ve en güzel dindir.

"ANAYASADA DEĞİŞMESİ GEREKEN MADDELER VAR"

Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihi belirler. Başkanlık sisteminin tam anlamıyla kullanıldığı tek ülke var o da, ABD'dir. Bizim özümüzde parlamenter sistem vardır. Osmanlı'da da parlamenter sistem vardı. Biz bunu daha güzel hale getirebiliriz, düzeltebiliriz. Bu anayasada değişmesi gereken maddeler var. Sayın Davutoğlu da inanıyor, ben de inanıyorum. Anayasayı eline alan her vatandaş bu benim anayasamdır diyebilmelidir. Şimdi değiştirelim diyorlar.

Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir laiklik. Adalet istiyoruz. Adalet o kadar soylu bir kavramdır ki bir bilge adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur, bütün kainat onun etrafında döner demiştir.

Çözüm sürecinde bize özerklik sözü verdiler dediler. Bundan 2-3 ay önce hükümet bize özerklik sözü verdi ifadesini yinelediler. Biz bölgesel özerkliğe karşı olan bir partiyiiz. Biz birlik ve bütünlükten yana olan bir partiyiz. Ükemizin her karış toprağını seviyoruz. Bütün insanlarımızı seviyoruz. Vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir.

"ÇOCUKLARI BIRAKIP ENSAR'I SAVUNURSANIZ OLMAZ"

Vakıfların ve derneklerin ilk ve ortaöğretim için yurt açması yasaktır. Milli Eğitim Kanunu diyor ki, ilköğretim ve ortaöğretim için yurdu ancak Milli Eğiitm Bakanlığı açar. Kanun bu görevi vermesine karşın bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim ve ortaöğretim için 1 yurt bile açmamıştır. Para var, imkan var, öğrenci var, fakir aile de var. Niçin yurt açmıyorsunuz? Aileler biz çocuklarımızı Ensar'a verdik diyorlar. Şimdi Ensar Vakfı diyor ki bu yurtlar bizim değil. Kimin bu yurtlar? Bu ailelerin hiçbiri CHP'ye oy vermiş değil ama ben o ailelere ve onların çocuklarına sahip çıkmalıdır. Bakan, olay çok ciddidir, bu olayın üstüne gidilmesi lazım deseydi zaten iş bitmişti ama çocukları bırakıp da Ensar'ı savunursanız olmaz.

"SİYASİ LİTARATÜRE BU LAFI KAZANAN DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANI'DIR"

Sözlüğü açtım, önüne yatmak deyiminin anlamına baktım. Önüne yatmak deyiminin iki anlamı var. Bir kimsenin önüne boylu boyuna uzanmak anlamına geliyor. Diğer anlamı ise bir kişi veya kurumu korumak adına önüne yatmaktır. Bizim siyasi litaratüre bu lafı kazandıran dönemin İçişleri Bakanı'dır. Şimdi bunu aldılar, kadına hakaret diyorlar. Siz çocukların haklarını savunacaksınız, Ensar'ın hakkını değil.
 

ÖNEMLİ

AK Parti MKYK toplantısı başlattı

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı bugün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında...

Yavuz Ağıralioğlu, bana oy verir misiniz? dedi

Yavuz Ağıralioğlu'nun İYİ Parti'den istifa ederek yeni bir parti kurma hazırlığına girişmesi, kamuoyunda büyük ilgi ve merak uyandırdı. Ancak, ASAL Araştırma tarafından yapılan bir...

Daha Fazlası!