MÜSİLAJIN TEHDİTİ ALTINDA MARMARA DENİZİ
Marmara Denizi, bir süredir müsilajın etkisiyle sessiz çığlıklar atıyor. Bu yapışkan tehdit, deniz yüzeyinden derinliklere kadar yayılarak ekosistemi tehdit ediyor. Mercanlar ve deniz canlıları, yaşamlarını sürdürebilmek için mücadele ediyor. Türkiye’nin ilk mercan nakil projesinin gerçekleştirildiği Tavşan Adası’nda, Deniz Yaşamını Koruma Derneği’ne bağlı dalgıçlar, müsilajın tehdidi altındaki bu hassas yaşam alanlarını kurtarmak için harekete geçti.
mercankurtarma ÇABALARI DEVAM EDİYOR
Biyolog Ulaşcan Kayataş, Yaban Hayat Ekologu Baran Aksel Keskin ve gönüllü dalıcı Yener Kuşçuluoğlu liderliğindeki ekip, dalışlar gerçekleştirerek müsilajdan arındırılmış mercanlara ulaşmaya çalışıyor. 25-35 metre derinlikte bulunan mercanların üzerindeki müsilaj, dalgıç paletleriyle temizlenerek mercanların beslenmesi ve hayatta kalmaları sağlanıyor.
13 Mart tarihinde yapılan dalış sırasında, DYKD dalgıç ekibi, deniz tabanındaki yaşamı düzenli olarak izleyerek, koruma alanındaki dev midyelerin müsilajdan ciddi şekilde etkilendiğini gözlemledi. Canlıların hayatta kalma mücadelesi oldukça zorlaşıyor.
DENİZ SUYU SICAKLIĞI VE BEKLENEN DEĞİŞİMLER
Dalış sırasında deniz suyu sıcaklıkları da ölçüldü. Yüzeyde 10°C olan su sıcaklığı, derinliklere inildikçe artarak 40 metrede 16°C’ye ulaştı. Özellikle 13-25 metre aralığında sıcaklık 11°C, 28-35 metre arasında 13°C, 35 metrede 14°C, 36 metrede 15°C ve 40 metrede 16°C olarak kaydedildi. Bu veriler, Marmara Denizi’nde deniz suyu sıcaklığının derinliğe bağlı olarak değiştiğini ve müsilajın bu ortamda nasıl yol aldığını anlamak açısından önemli bir gösterge sunuyor.
biyolojik ÇEŞİTLİLİĞİN ARTMA HÜCRESİ
Marmara Denizi’nin ilk deniz koruma alanı olan Tavşan Adası, tüm olumsuzluklara rağmen biyoçeşitliliğin artmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Dalış sırasında, koruma alanında yaşamaya başlayan deniz patlıcanları, ekosistem açısından önemli canlılar arasında yer alıyor. Bir deniz patlıcanı, yılda yaklaşık 150 ton kumu filtreleyerek denizlerin temizlenmesine yardımcı olmakta, organik atıkları parçalayarak besin döngüsünü desteklemekte ve büyük oranda plankton ile çürüyen organik maddelerle beslenmeleri sayesinde bakterilerin ayrıştırma sürecine katkıda bulunuyor.
Sanayi ve insan kaynaklı kirlilik ile küresel iklim değişikliği nedeniyle artan deniz suyu sıcaklığının tetiklediği müsilaj felaketine karşı DYKD, hem saha çalışmalarıyla müsilajın ekosistem üzerindeki etkilerini en aza indirmek için mücadele ediyor hem de eğitimler ve projeler aracılığıyla kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedefliyor. Dernek, müsilaj sorununa karşı topyekûn bir mücadele için tüm paydaşlara ortak hareket etme çağrısında bulunuyor.
ULUSAL BİR AFET OLARAK GÖRÜLMELİ
Deniz Yaşamını Koruma Derneği’ne bağlı dalgıçlardan Biyolog Ulaşcan Kayataş ve gönüllü dalışçı Yener Kuşçuluoğlu, yaptıkları açıklamada, “Bu dalışı gerçekleştirdiğimiz bölgenin yüzeyinde müsilaj çok görülmemekle birlikte, geçtiğimiz günlerdeki soğuk hava dalgasından kaynaklı dipte çökmüş durumda. Fakat bu durum müsilajın tamamen bittiği anlamına gelmemeli. Havaların ısınması muhtemel bir müsilaj patlamasını beraberinde getirebilir. Su akıntıları mevcut. Akıntıya rağmen müsilaj hâlâ var. Mercanları düzenli olarak paletle temizliyoruz ki mercanlar müsilajdan kurtulsun. Ancak her dalışımızda müsilaj tekrar ortaya çıkıyor. Mercanların yaşamını sürdürebilmesi ve deniz yaşamının devam etmesi için bu müsilaj meselesine karşı topyekûn bir önlem almak zorundayız. Artık bu durum, bölgesel bir afet değil, ulusal bir afet haline geldi. Tüm yetkilileri inisiyatif almaya davet ediyoruz.” dedi.