Mimarlık alanında yüksek lisans eğitimi için ABD’ye giden Gizem Gümüşkaya, sentetik biyolojiye olan ilgisiyle dikkat çekiyor. Gümüşkaya ve ekibi, insan hücrelerinden ürettikleri “anthrobot” adlı küçük canlı robotlar aracılığıyla, hasarlı dokuların iyileştirilmesinin yanı sıra mimarlık alanında da kullanılmayı hedefliyor. Bu mikro robotlar, sinir zedelenmeleri, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde umut vadediyor.
Gümüşkaya, “Anthrobot”ların tek bir insan hücresinden türeyebilen, çok hücreli, kendi kendine hareket edebilen robotlar olduğunu belirtiyor. Bu canlı robotların sadece glukoz içeren bir sıvıyla beslendiğini ve 2 hafta içinde kendi kendine hareket edebilen canlılara dönüştüğünü açıklıyor. Bu özellikleriyle “Anthrobotlar,” çevre dostu inşaat metotlarının geliştirilmesine katkıda bulunabilir.
Gümüşkaya’nın nihai hedefi, “Anthrobotların” mimarlık alanında yapı malzemesi olarak kullanılması. Bu yaklaşımın, inşaat sektöründen kaynaklanan karbon salınımını azaltarak küresel ısınma sorununa çözüm olabileceğine inanıyor. “Anthrobotlar,” biyolojik tabanlı canlılar oldukları için tıpta da çeşitli uygulama alanlarına sahip. Bu mikro robotlar, bir araya gelerek büyük yapılar oluşturabiliyor ve özellikle sinir dokusundaki yaraların iyileşmesine yardımcı olabiliyor.
Gümüşkaya, araştırmalarının ABD’de olumlu yankılar uyandırdığını ve tıp camiasından olumlu tepkiler aldıklarını vurguluyor. “Anthrobotlar,” gelecekte Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde etkili bir alternatif olabilir, aynı zamanda çevre dostu inşaat yöntemlerine önemli bir katkı sağlayabilir.