İstanbul Adliyesine gelen Gülcan Köse, Memur Suçları Savcısı Abdülaziz Özatlan'a, 12 Haziran 2007 tarihinde Galata Köprüsü'nde iki güvenlik görevlisinin kendisine laf atmasıyla başlayan tartışmanın ardından yaşanan olaylarla ilgili bilgi verdi.
Köse, olay yerine gelen polisler tarafından “kötü muamele görerek dayak yediği ve taciz edildiği” iddiasında bulunarak, olaya karıştıklarını öne sürdüğü 4 polis memuru hakkında şikayette bulundu.
Şikayet başvurusunun ardından adliye önünde kendisini bekleyen basın mensuplarına olayla ilgili açıklamalarda bulunan Köse, birkaç yıldır İstanbul'un çeşitli yerlerinde balık tuttuğunu, Galata Köprüsü'ne de stres atmak amacıyla yalnız başına balık tutmaya gittiğini anlattı.
Köse, olay günü balık tutarken, köprü güvenliğini sağlayan iki kişi ile halktan iki kişinin “kıyafetin çok güzel” diyerek kendisini taciz ettiğini, bu olaydan yarım saat sonra da bulunduğu yere 3-4 polisin geldiğini belirterek, şu iddialarda bulundu:
“Polisler beni Küçükpazar Karakoluna götürdüler. Orada 2 saat bekledim. İfademi almadılar. Sonra 'Sirkeci'ye götüreceğiz' dediler, Sarayburnu tarafına götürdüler. Oradan Yenikapı'ya, ardından tekrar Sarayburnu'na götürdüler. Orada bir otoparka götürdüler. 4-5 saat orada kaldım. Dalga geçtiler. Çaylarını içtiler. Elbisemi çektiler. Daha sonra beni Eminönü'nde bıraktılar. 3 polis vardı. Beni, 'Hiçbir karakola gitme, kimliğin bizde. Sabah çok kötü şeyler yaparız' diye tehdit ettiler. Ben, buna rağmen hakkımı aramaya karar verdim. Sirkeci Polis Merkezi'ne gittim. Bu arada beni bırakan polisler buraya gelerek beni dövdü. Polislerden biri de karakolun içinde bana tabanca çekti. Yediğim dayaktan daha sonra bayılmışım. Sonra beni hastaneye götürdüler. Hastaneden çıkmam gece yarısını buldu. Karakolda bir başkomiser de vardı. Ondan da beni ezdirdiği için şikayetçiğim. Onları durdurabilirdi. Hakarete uğrayan, darp ve işkenceye uğrayan benim. “
Köse, hastaneden aldığı raporunda “boyununda iz, dudakta patlak” ibarelerinin bulunduğunu ve bunları da dosyaya koyduğunu kaydetti